Muğla Arastası Bir Dönem Bölgenin En Büyük AVM'siydi

Bir dönemin büyük ticari bölgesi kabul edilen tarihi Muğla Arastası, şehrin tüm temel ihtiyaçlarının karşılandığı 100'ü aşkın dükkanla, bugün dahi halkın vazgeçilmezi arasında bulunuyor.

Bir dönemin büyük ticari bölgesi kabul edilen tarihi Muğla Arastası, şehrin tüm temel ihtiyaçlarının karşılandığı 100'ü aşkın dükkanla, bugün dahi halkın vazgeçilmezi arasında bulunuyor.

Menteşe ilçesindeki tarihi arasta (çarşı), Anadolu Beylikleri döneminden bugüne "yeryüzü cenneti" olarak anılan kültür turizminin de vazgeçilmez noktalarından Muğla için önemini koruyor.

Yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra üniversite öğrencilerinin de uğrak yeri olan tarihi arastada, unutulmaya yüz tutmuş semerci, ayakkabıcı, berber, nalbur, bakırcı ve sandaletçi gibi farklı meslek dallarından ustalar faaliyet gösteriyor.

Muğla’nın eski kervan yolu güzergahı üzerinde kuzey-güney, doğu-batı akslarının kesiştiği noktada yer alan geleneksel ticaret merkezi arasta, tarihi dokusu sivil mimari özelliklerini yansıtan, ticari yoğunluğa sahip bir bölge olarak biliniyor.

- "Muğla, tipik bir Türk-İslam şehri"

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Çevik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Muğla'nın çok ilginç bir yerleşim olduğunu ve kuruluşundan itibaren tipik bir Türk İslam şehri olduğunu söyledi.

Muğla'nın bugünkü dokusunun da geçmişi yansıttığına işaret eden Çevik, "Türk İslam şehirlerinin temel özelliği merkezinde cami, tekke, dergahın olduğu ve onun etrafında arastaların, ardında da konutların oluştuğu, mahallelerin eklenmesiyle oluşmasıdır. Türk İslam şehirlerinde manevi bir iklim bulunur." dedi.

Bu manevi iklimin, mahalleleri çevreleyen çarşılarda da hakim olduğuna dikkati çeken Çevik, buralarda bakırcılar, demirciler, yağcılar gibi çok çeşitli meslek grubundan esnafın ticari canlılığı oluşturduğunu belirtti.

Prof. Dr. Çevik şöyle konuştu:

"Tarihi kayıtlara baktığımız zaman burasının yaklaşık 500-600 yıllık bir geçmişi var. Bu bölge, Anadolu Beylikleri döneminden, Muğla'nın Osmanlı egemenliğine geçtikten sonraki şehrin gelişim tarihi dokusuna eklemlenen bir alan. Doğusunda bakırcılar çarşısı, biraz aşağısında yağcılar çarşısı var. Zahire çarşısı var. Muğla, arastasıyla, tarihi camileriyle, dergahlarıyla, sivil mimari örneği içeren mekanlarıyla ve konutlarıyla tipik bir Türk İslam şehri olması özelliğiyle dikkati çekiyor. Arastalar bunun içerisinde en orijinal, en otantik özelliğini muhafaza eden mekanlardan birisi."

Muğla'nın şehir hüviyetinin Menteşe beyliğiyle başladığına işaret eden Çevik, "1260'lı yıllardan sonra bölgenin Türklerin hakimiyetine girmesiyle birlikte, Menteşe beyi ve oğulları eliyle bu bölge Türkleştiriliyor ve İslamlaştırılıyor. Menteşe beyliğinin başkenti Milas'tır. Ama bey oğlu Muğla'da oturur, dolayısıyla Muğla'da ikinci bir başkent hüviyetindedir." bilgisini paylaştı.

Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş de Muğla Arastası'nın eski dönemde ticaretin merkezi konumunda olduğunu kaydetti.

Arastanın hanları, hamamları, dar sokaklarının meşhur olduğunu ifade eden Gümüş, "Burası geçmişten bu yana korunmuş ve korunmaya da devam ediyor. Türkiye'de geçmiş tarihin korunduğu belki de en iyi illerden bir tanesi Muğla'nın Menteşe ilçesi." dedi.

- "Turistler Muğla'da rota belirlemeye başladı"

Arasta'daki iş yerlerine çok önem verdiklerini aktaran Gümüş, yeni bir belediye olmalarına rağmen bölgedeki iki evi restore ederek kültür etkinlikleri için halkın hizmetine sunduklarına işaret etti.

Menteşe'nin tarih ve kültür kenti olduğuna dikkati çeken Gümüş, şöyle konuştu:

"Bölgemizi ziyaret eden yerli ve yabancı turistler, artık Muğla'da bir rota belirlemeye başladı. Tatilciler eski hamamları, saatli kulesi, camilerimizi, restore edilen alanları, dar sokakları ve bacasıyla meşhur Muğla'yı ziyaret ediyorlar. Tarih kenti olarak belli bir noktaya geldiğimizi düşünüyorum. Muğla'mızı arastayla beraber daha da ön plana çıkartmak istiyoruz."

Muğla Arastasını Yaşatma ve Geliştirme Derneği Başkanı Ömer Karaca da tarihi çarşının bölge için önemli bir alan olduğunu vurguladı.

Çarşıda 50 yıldır dericilik işiyle uğraştığını ve baba mesleğini devam ettirdiğini aktaran Karaca, "Burası ben varken de vardı, benden önce de vardı. Burada yaşayanlardan biri de babamdır. O da rahmetli oldu. Onun mesleğini ben sürdürüyorum." dedi.

- "Bu tür alanların korunması lazım"

Çarşıda çok farklı alanlarda iş yapıldığını belirten Karaca, şunları söyledi:

"Arastada zaman geçtikçe restorasyonlar yapıldı. Önceki yıllarda demirciler, semerciler, nalbantlar vardı. Valilik ve yerel yönetim çarşıda restorasyon çalışmalarına destek verdiler. Eskiye göre şu anda çarşımız oldukça iyi. Mimari yapısına uygun şekilde düzenleme yapıldı. Yerli ve yabancı turistler de ilgi gösteriyor. Zamanında turist turları da yapıldı. Buradakiler küçük esnaf olduğu için, kendi yağıyla kavrulmaya çalışıyor. Her şehirde bu tür alanların kaybolmaması lazım. Yeni teknolojiye yenilmemesi lazım."

Çarşının en eski esnaflarından 81 yaşındaki emekli müezzin Mustafa Kara da 60 yıl çarşıda çantacı olarak faaliyet gösterdiğini söyledi.

Eski dönemde çarşının çok hareketli olduğuna dikkati çeken Kara, "Okullar açıldığı zaman bu hareketlilik yeniden başlıyor. Burada marangozlar, kahvehaneler, araç tamircileri, demirciler yer alıyordu. Bu binalar hep yıkıldı, yeni bir sistem getirildi. Yerler yıkıldıktan sonra dükkanlar oldukça küçüldü. Bu binalar büyük olsaydı çalışmalar daha rahat olurdu." diye konuştu.

- "Baba mesleğine devam ediyoruz"

Baba mesleğini yıllardır sürdürdüğünü belirten 60 yaşındaki çantacı Mehmet Şahin Kara ise "Allah babamı başımdan eksik etmesin." diyerek, "Çarşıda 45 yıldır faaliyet gösteriyorum. İki çocuğum var. Kızımı evlendirdim, oğlum da öğretmen oldu. İşlerimiz gayet güzel gidiyor. Babam bu mesleği bize öğretti ve devam ettiriyoruz. Arastaya canlılık getiriyoruz." ifadelerini kullandı.

- 50 yıldır radyo tamiri yapıyor

Çarşının tek radyo tamircisi 65 yaşındaki 4 çocuk babası Mustafa Bektaş da mesleğini arastada yarım asırdır severek sürdürdüğünü belirtti.

Radyo tamirciliğinin başka mesleklere benzemediğine işaret eden Bektaş, şöyle konuştu:

"İnsanlar tamir için radyo getirir 'Nesi var?' diye sorarsın, 'Bir şeyi yok, sadece çalışmıyor.' der. Ben de 'Madem bir şeyi yoksa neden çalışmıyor?' derim. İnsanlarla bu tür muhabbetlerimiz oluyor. Eskiden vatandaşın tek bir eğlencesi vardı o da radyoydu. İnsanlar her şeyi radyodan öğrenirdi. Mesleğimiz eskiden çok rağbet görüyordu. İnsanlar bir sepet yumurta karşılığında bozuk radyosunu tamir ettirmeye gelirdi. Köylülerin tek amacı radyosunun bir an önce yapılmasıydı. Böyle güzel anılar da yaşadım."

- "Arasta kültürü bambaşka bir şey"

Arastayı evi gibi gördüğünü aktaran Bektaş, "Pazar günü bile gelirim. Birkaç dakika durup evime öyle giderim. Kendi evimde nasıl rahat ediyorsam, burada da o şekilde rahat ediyorum. 40 yıldan fazla süredir buradayım. Arasta kültürü bambaşka bir şeydir." diye konuştu.

Camiikebir Mahallesi Muhtarı Kamuran Fidan da burada 120'ye yakın iş yerinin bulunduğu, gelecek günlerde çarşıda festival organizasyonlarının yapılacağını, bu tür etkinliklerin de bölgeye ayrı bir katkı sağlayacağını düşündüklerini sözlerine ekledi.  


Benzer Haberler & Reklamlar