İstanbul Modern tarafından düzenlenen, "Müzeler Konuşuyor" söyleşi programında, bu yıl Almanya konuk ediliyor.
İSTANBUL: "Müzeler Konuşuyor" söyleşi serisi, İstanbul Modern'in dünyada öncü rol üstlenen müzelerin yöneticilerini, Türkiye'den izleyiciler ile buluşturarak güncel müzecilik alanında yeni bir bilgi paylaşım ağı ve iletişim platformu oluşturmayı amaçlıyor.
Goethe-Institut Istanbul iş birliğiyle gerçekleştirilen programda bu hafta, Berlin KW Çağdaş Sanat Enstitüsü Şef Küratörü Ellen Blumenstein, "Müzeler: Kültürün Aracısı mı Yoksa Üreticisi mi?" başlıklı bir konuşma yaptı.
Ellen Blumenstein, son yıllarda dünyada müzecilik anlayışının çok değiştiğini ve ziyaretçilerin daha katılımcı hale geldiğini söyledi.
KW Çağdaş Sanat Enstitüsü hakkında bilgi veren Blumenstein, "Eski bir sanayi bölgesinde terk edilmiş bir binaydı. Yıkık dökük bir haldeydi. Profesyonel açıdan bakıldığında, kamuya açık bir sanat kurumu olarak yeniden doğdu. Kamu yararına yönelik ve kendini örgütleyen bir çalışma prensibi var. Biz burada sanat üretiyoruz. Solo, ortak, tematik, sosyal ve politik içerikli sergiler düzenliyoruz." dedi.
"Müzeler kültürün aracısı mı yoksa üreticisi mi?" sorusunun ciddi bir tartışma olduğunu aktaran Blumenstein, şöyle konuştu:
"Çalışma hayatım boyunca bu konuda düşünce ürettim. Benim KW için yaptığım bütün çalışmalar da bu kapsamda ele alınıyor. Bence bizim, perspektifimizde çok ciddi değişiklikler yapmamız gerekiyor. Toplumlarda bilinen kurallar vardır. O kurallar iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırt ederler. Doğa, sosyal statü, emek, iyi-kötü kavramları toplumlarda farklılık gösterebilir. Dolayısıyla bu kodlar bilinç altında paylaşılır."
Müzelerin geleceğinden bahsedildiğinde sorgulamadan kabul edilen varsayımlar olduğunu anlatan Ellen Blumenstein, "Varsayımlar yanlıştır demek istemiyorum ama bu varsayımlara dikkat çekmek gerekir. Bir müze, sanat eserlerini satın alır, korur ve bunları kamu adına saklar. Kendi var oluş nedeni konusunda bir tartışma oluşturur. Müzeler bu sanat eserlerini kamuya açar ve uluslararası bir ağ içerisinde yer alır. Tarihi binalardaki müzeler, şehrin kendi anlayışını belirleyen yapılardır." ifadesini kullandı.
"İşin içine girmeye hazır mıyız değil miyiz?"
Blumenstein, sosyal sınıf yükseldikçe müzelere gitme oranının arttığına vurgu yaparak şunları söyledi:
"Müzelerin, sanatı temsil edebileceği ve onu erişilebilir kıldığı doğrudur. Ziyaretçi, geleceğin müzeleri açısından önemli bir unsurdur ve yeni müzeciliğin dokusuna ek bir katman oluşturmaktadır. Aracılık etmek ve üretim, müzecilik pratiğinde farklı yaklaşımları ortaya koyuyor. Müzelerin esas görevi aracılık yapmaktır. Var olan bir şeyi, sanat aracılığıyla insanlara aktarmaktır ama aynı zamanda, sanatı sunarak ve tartışarak onu üretir. Müzede sanatın dokusu, ziyaretçiyi de içine alarak oluşur. Bu yaklaşım aracılık etmek ve üretmek konularını birbirinin karşısına koymuyor, aksine birbirinin içine alıyor. Bu durumda, yeni müzecilik anlayışında sorulması gereken soru şudur, 'İşin içine girmeye hazır mıyız değil miyiz?'"
"Müzeler Konuşuyor" programında, 2012-2014 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri ve 2014-2015'te Birleşik Krallık konuk olmuştu.
AA Musa Alcan