Vahşi hayvanlara yem olmuş bir insansıya ait uyluk kemiği, bugüne dek insansıların Afrika'dan Avrupa ve Avrasya'ya göçlerine dair çizilen evrimsel varsayımlarla ile örtüşmeyen veriler ortaya çıkardı.
1937 yılında Almanya'nın Baden-Württemberg eyaleti Tübingen ili'ne bağlı Alb-Donau ilçesinin Ulm kasabası yakınlarındaki Hohlenstein-Stadel Mağarasında, fosilleşmiş bir uyluk kemiği bulundu.
Vahşi hayvanlar tarafından parçalanmış talihsiz Neanderthal'e ait uyluk kemiğinin yaşı radyokarbon testi ile bulunmaya çalışıldı. Ancak kalıntılardan bu test için yeterli numune sağlanamadığından insansı türün yaşı belirlenemedi.
Bunun üzerine mitokondriyel DNA (mtDNA) örnekleri analiz edildi ve mutasyon oranından yola çıkılarak talihsiz Neanderthal'in yaklaşık olarak 124.000 yaşında olabileceği hesaplandı.
Mitokondri hücrelerin enerji üretim merkezi. Hücrenin yaşamsal enerji gereksiminin %95′ini sağlıyor. Solunum, oksidasyon ve fosforilizasyon için gerekli enzim ve koenzimleri bünyesinde barındırır. Mitokondrinin, nükleer DNA'dan ayrı kendi DNA'ları var. Mitokondri anneden çocuğa geçer. Barındırdığı kalıtımsal bilgiler, canlı soylarının ve genetik özelliklerindeki ayrışımların tespitini sağlar. Yani mitokondriyal DNA'daki değişiklikler, türleri ayırt etmek ve aynı zamanda iki türün ortak atasından ayrışma süresini tahmin etmede kullanılabiliyor. Çünkü mitokondriyel DNA'lardaki (mtDNA) mutasyonlar tahmin edilebilir şekilde belirli oranlarda seyrediyor.
Büyük bir etobur tarafından parçalanan Neanderthal insansısına ait kemik bilimadamlarına bu fırsatı verdi.
Ancak DNA'daki genetik veriler ile daha önce elde edilen verilere dayanarak oluşturulan insansılara dair senaryolar ile örtüşmüyordu.
Paleontolog ve antropologlara göre yeni bulgu; Afrika'dan daha erken göç etmiş insansı bir türle, neanderthal insansı türünü sanılandan daha önce birlikte yaşadığı ve erken melezleştiklerini gösteriyordu.
Almanya merkezli Max Planck İnsanlık Tarihi Bilimleri Enstitüsü ve Tübingen Üniversitesi bilimcilerinden oluşan ekibin incelediği Neandertal'in mtDNA'ları, Neandertaller ile insansı türler arasındaki çifleşmelerin ve melezleşmenin sanıldığından daha erken dönemde ve muhtemelen 470.000 ila 220.000 yıl önce başladığını gösteriyordu.
Konuyla ilgili araştırma sonuçları; Nature Communications dergisinde, 4 Temmuz tarihinde Cosimo Posth, Christoph Wißing, Keiko Kitagawa, Luca Pagani, Laura van Holstein, Fernando Racimo, Kurt Wehrberger, Nicholas J. Conard, Claus Joachim Kind, Hervé Bocherens ve Johannes Krause imzalarıyla ve Arkaik Neanderthal mitokondriyel DNA'sı Afrika genlerinin yayılma zamanının eşiğini düşürdü (Deeply divergent archaic mitochondrial genome provides lower time boundary for African gene flow into Neanderthals) başlığı ile yayınlandı.
Makaleyi yazan ekibin başkanı, Max Planck İnsanlık Tarihi Bilimleri Enstitüsü’nden Cosimo Posth, "Afrika’dan Homo sapiens türünden önce yola çıkmış insansı bir türe ait bir dişi ile Neandertal erkeği muhtemelen 470 bin yıl ya da 220.000 220 yıl kadar önce çiftleşmişti ve bu kemik muhtemelen onların torunlarından biriydi" diyor.
Daha önce Neandertallerden ve Homo Sapienslerden elde edilen nükleer DNA analizlerine dayandırılan araştırmalara göre iki türün çiftleşmiş olma olasılığı 765 bin ila 550 bin yıl aralığına tarihleniyordu. Bununla birlikte, Neanderthal insansısına ait uyluk kemiği mitokondriyal DNA'sına dayanan çalışmalar, yaklaşık 400 bin yıl önce daha yeni tarihli bir çiftleşme gösteriyordu. Yani önceki evrim şemalarına göre 765 bin ila 550 bin yıl arasında iki türün bir ortak atası olduğu varsayılırken, şimdi durum biraz daha karıştı ve Afrika'dan daha erken tairhte göç eden insansı veya insanımsı bir tür Neandertallerin çiftleşerek üredikleri ortaya çıktı. Afrika'dan gerççelleşem bu ara göçün tarihi 470.000 ila 220.000 yıl önceye rastlıyor.
Cosimo Posth; "Bu tarihler geçmişte iki kıtada olası insansı tür bağlantısı ve etkileşimi için zamansal bir pencere oluşturuyor. Fakat bu insansı tür (hominin) göçü Neandertallerin nükleer DNA'sı üzerinde değişim yapmış olsa da fazla büyük çaplı değildi. Aksia takdide mevcut Neandertal mitokondri soyunun yerini alacak kadar büyük etkisi olurdu. Bu tür Denisovanlara daha yakın ve Homo Sapiens'e çok benzer özelliklere sahipti.
Neandertaller, Denisovanlar ve Homo Sapiens'in genomik ilişkilerin daha iyi değerlendirilmesi için, HST femur nükleer veriler önemli olacaktır"
Denisovalı (Denisovan) türüne ait fosiller şimdiye dek sadece Altay dağlarındaki Denisova mağarasında bulundu ama bu insansı türün genlerini günümüzde milyonlarca insanın taşıdığı biliniyor.
Afrika kökenli insansı türle melezleşme varsayımı; Geç Pleistosen Neandertal mtDNA'ları kaynaklı olup, Afrika kaynaklo bir insansıdan gelen gen akışı olduğunu savunuyor. Analitik hesaplamalara göre melezleşmeyi sağlayan bu insansı soy ilk gen havuzunda hayli az oranda etkili. Ama daha önceki varsayımları değiştirmeye yetiyor.
Bu demografik senaryoya göre, Altay dağlarında bulunan Denisovan mtDNA türü, Avrasya'daki Erken Neandertaller (örneğin, Sima de los Huesos) ve Afrika'dan göçen bir başka insansı türün mtDNA'LARI tarafından dikkat çekici oranda değiştirildi. Bu melezleşme Geç Pleistosen Neandertal mtDNA tipini oluşturdu.
Alternatif ancak daha az olasılık içeren bir diğer senaryo, hem HST hem de Altay dağlarında bulunan türün mtDNA'sını taşıyan insansı soyların, Afrika'da melezleştikten sonra Avrasya'ya bağımsız olarak ulaştığı varsayımı.
Daha önceki genetik bulgularda; arkaik insansılarla, Homo Sapiens (insan) türünün genlerinin çiftleşme yoluya karıştığı tespit edilmişti. Altay bölgesinde keşfedilen Denisovalı genlerinin Neandertal genomunda yüksek oranda değişim gerçekleştirdiği görülüyordu. Fakat İspanya ve Hırvatistan'da bulunan iki Neandertal fosilinden elde edilen kromozom dizileri içinde Denisova insanı olarak adlandırılan türün geni yer almıyordu. Bu nedenle İnsan ve Neandertal ile Denisovan ve Neandertal ve doğal olarak Denisovan İnsan melezleşmelerinin bir kaç ayrı koldan gerçekleştiği öngürülüyordu.
Neandertal uyluk kemiğinden elde edilen mtDNA kromozon dizilimleri tüm bu senaryoların yeniden gözden geçrilmesini sağlayacak.
Özetle; MtDNA bulgularına göre, Geç Pleistosen Neandertaller'e dair evrim senaryosunun Afrika'dan daha erken göçen bir Orta Pleistosen gen akışı ile değiştirilmesi gerekiyor.
arkeolojikhaber.com