Neikeia antik kenti neresidir?
Neikeia: Neikeia antik kenti, eski Lydia bölgesinin unutulmuş ören yerlerinden biridir. Ödemiş ilçe merkezinin 10 km doğusunda, Türkönü ve Kurucaova köyleri yakınındadır.
Neikeia kentinin adı MÖ. 1.- MS. 1. Yüzyıla kadar kaynaklarda hiç geçmez. Bu nedenle kuruluş tarihi hakkında kesin bir şey söylenemez. Bu tarihten itibaren sikke basmaya başlayarak bir kent olarak tarih sahnesine çıkar.
Doğu Küçük Menderes havzasında Hypaipa (Günlüce) ve Dioshieron (Birgi) ile birlikte kendi adına para basabilmiş üç kentten biridir. Kentteki sikke darbı MS. III. yüzyılın başlarına kadar sürmüştür. Bazı paralarının arka yüzünde Sağlık Tanrısı Asklepios'un, hijyen ve temizlik tanrıçası, kızı Hygeia'nın ve çoğu kez oğlu kabul edilen, nekahet tanrısı cüce Telesphoros'un resimleri bulunmaktadır. Hastalıktan kurtulma, nekahet, sağlık ve temizliği simgeleyen tanrı betimlemeleri kentin bir tür sağlık merkezi olarak kabul edilmiş olabileceğini düşündürmektedir.
Neikeia kenti önemini zincifre denen civa sülfür yataklarına borçludur. Romalı doğa tarihçisi Plinius'un (Naturalis Historia XXXIII/37) bildirdiği üzere, Eskiçağlarda Kilbiani denen bu yöre dünyanın en kaliteli zincifre (civa sülfür) madenleriyle ünlüydü. Zincifre yakın tarihlere kadar tıp-ilaç sanayinde antidot yapımında, özellikle deri hastalıklarının tedavisinde, kozmetik ve boya sanayilerinde kullanılan bir maddeydi ve Ephesos limanı aracılığıyla tüm dünyaya ihraç edilmekteydi. Ortaçağlarda 'zencefur merhemi' (kırmızı demir boyası) deri hastalıklarının tedavisinde kullanılıyordu.
Harabelerin güneybatı eteklerinde, üretimini 50 yıl kadar önce durdurmuş bir cıva maden ocağı bulunmaktadır. Yakın çevrede çok sayıda maden galerileri ve bir de açık ocak vardır. Bu durum mineralin Neikeia kentinden çıkarılmış olduğuna işaret etmektedir.
Neikeia XIX. yüzyıldan beri birçok Batılı bilim adamının araştırmalarına sahne olmuştur. Yüksekçe bir tepenin yamacında teraslar üzerine kurulmuş bulunan kentin kalıntıları bugün büyük çapta toprak altında kalmıştır.
Yaklaşık 4-5 bin kişilik tiyatrosu, sarnıçları, önemli kamusal yapıları, kiliseleri ve büyük bir alanı kapsayan nekropolüne ilişkin kalıntılar geniş bir sahaya yayılmış durumdadır.
Antik kentin yayılım alanını (territorium) arkeolojik sondaj kazıları yapmadan belirlemek ve sağlıklı bir hükme varmak pek mümkün değildir. Henüz belgelemeye yönelik ciddi bir araştırmaya konu olmamış ve bu nedenle kesin sınırları da saptanamamıştır.