Öykü, oyun, çocuk kitabı ve roman yazarı...
Kadın ve çocuk sorunlarını eserlerinde işleyen yazar Nezihe Şükran Meriç, ailesi 1800'lerde Kırcaaali'den Edirne'ye göç eden Mühendis Mehmet Halis Bey ile Fatma Muattar Hanım'ın çocuğu olarak Gemlik'te 1925'te dünyaya geldi. Nüfus memurunun hatası sonucu ismi kayıtlara "Neziha" olarak kaydedildi.
Usta yazarın babası karayollarında müdür olduğu için Meriç'in çocukluğu Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde geçti.
Nezihe Meriç, ilkokula Eskişehir'de başlayıp Erzincan'da devam etti, 1936'da Ağrı Karaköse İlkokulu'nu bitirdi. Ortaöğrenimini Kırşehir'de 1936-1939 yılları arasında tamamlayan yazar, 1943'te Eskişehir Lisesi'nden mezun oldu. Meriç, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı ile Felsefe bölümlerine girdi ancak 1945'te okulu tamamlamadan ayrıldı.
Yazarın "Ümit" başlıklı ilk yazısı 15 Şubat 1945'te kültür-sanat bölümünü fakülteden hocası Mehmet Kaplan'ın idare ettiği İstanbul dergisinde yayımlandı ancak eser bir hata sonucu N. Ufuk imzasıyla çıktı. "Bir Şey" adlı ilk hikayesi ise 1950'de yazar kadrosunda önemli isimlerin bulunduğu Seçilmiş Hikayeler dergisinin "Yeni İmzalar" bölümünde yer aldı.
Heybeliada İlkokulu'nda 1946-1954 yılları arasında müzik öğretmenliği yapan başarılı yazar, 1956’da Seçilmiş Hikayeler dergisinin sahibi Salim Şengil ile evlenerek Ankara'ya yerleşti.
Yazar Meriç, 1957-1973 arasında Şengil'in sahibi olduğu, Dost dergisinde sorumlu müdür olarak görev yaptı.
Salim Şengil'i 2005'te kaybeden Nezihe Meriç, kansere yenik düşerek 18 Ağustos 2009'da Etiler'deki evinde vefat etti.
- Prestijli birçok ödüle layık görüldü
Cumhuriyet devri kuşağının ilk kadın yazarlarından biri olan Meriç, 1962'de Türk Dil Kurumu Roman Ödülü'nü, 1990'da Sait Faik Hikaye Armağanı'nı, 1998'de Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü, 2007'de ise Mersin Kenti Edebiyat Ödülü'nü aldı.
Nezihe Meriç, kadın meselesine değişik açılardan bakabilmesi ve eserlerinde modern hikayenin özelliklerini başarıyla kullanmasıyla gerek kendisinden önceki yazarlardan gerekse kendi kuşağındaki yazarlardan ayrılırken, tema, kurgu, ideoloji, dil ve anlatımda yenilikçi yönelimler gösterdi.
Eserlerinde Sait Faik Abasıyanık'ın etkisi belirgin bir şekilde hissedilen yazar, yaptığı bir açıklamada, "Sevdiğim hikayeci üçü, dördü bulmaz. İçlerinde sadece Sait Faik'e hayranım. Ama o da hikayeciliğinden çok hikayelerine, havasına, suyuna, denizine, balığına, şahsiyetine." ifadelerini kullanmıştı.
Meriç, kendisinin öykücü olduğuna her fırsatta dikkati çekerken, yine bir açıklamasında şu görüşleri dile getirmişti:
"Ben bir öykücüyüm. Öykülerimi çok seviyorum. Hem seviyor hem beğeniyorum. Bu kendini beğeniş, benim özelliklerimden biri. Kendiyle barışık, kendimi çok seven biriyim çünkü. Kusurlarımı bile... Yazma işine gelince çabuk yazan, yazabilen biri değilim. Bir öykü bende yıllarca yaşıyor."
Yazar Behçet Necatigil de Meriç'in ilk hikaye kitabı Bozbulanık'a ilişkin yaptığı değerlendirmede, "İşlediği konulara bir iç zenginliği, dinlendirilmiş dikkatler, boyutlar ekleyen yazar, değerini daha bu ilk kitabında kabul ettirmişti." ifadelerini kullanmıştı.
Meriç'in "Çın Sabahta", "Sular Aydınlanıyordu", "Sevdican" ve "Tartışma" ile daha önce yayımlanmamış ve oynanmamış "Öyle Bir Gün" adlı oyunları, "Toplu Oyunlar" adıyla 2003'te yayımlandı. Öyküleri ABD, Almanya, Fransa ve Rusya'da yayınlanan çeşitli öykü antolojilerinde yer aldı.
- Usta yazarın eserleri şöyle:
Öyküleri; "Bozbulanık" (1953), "Topal Koşma" (1956), "Menekşeli Bilinç" (1965), "Dumanaltı" (1979), "Bir Kara Derin Kuyu" (1989), "Yandırma" (1998), "Gülün İçinde Bülbül Sesi Var" (2008)
Romanı; "Korsan Çıkmazı" (1962)
Oyunları; "Sular Aydınlanıyordu" (1969), "Sevdican" (1984), "Çın Sabahta" (1984)
Çocuk Kitapları; "Alagün Çocukları" (1976), "Küçük Bir Kız Tanıyorum" dizisi (7 kitap, 1991-1998 arasında), "Dur Dünya Çocukları Bekle" (1992), "Ahmet Adında Bir Çocuk" (1998)
Anı kitabı; "Çavlanın İçinde Sessizce" (2004)
AA Hilal Uştuk