Yurt dışına kaçırılmak istenirken yakalanan 22 yaşlarında 162 santimetre boyundaki genç kadın mumyası Hristiyanlık adetlerine göre gömülmüş. Elleri göğsü üzerine birleştirilmiş, başı türban cinsi bir örtü ile bağlanmış ve saçları iki yandan göğsü üzerine uzatılmış.
Niğde Müzesi'nde sergilenen ve yaklaşık bin yıllık olduğu değerlendirilen "Sarışın Rahibe" ile 4 çocuk mumyası yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
"Mumyalar müzesi" olarak da bilinen Niğde Müzesi'nde özel yaptırılan cam vitrinlerde sergilenen "Sarışın Rahibe" ve 4 çocuk mumyası, bin yıl geçmesine rağmen herhangi bir bozulma olmadan aynı şekilde korunuyor.
Niğde Müze Müdürü Fazıl Açıkgöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müzede, paleolitik, neolitik, kalkolitik, eski tunç çağı, Asur ticaret kolonileri evri, demir çağı, Helenistik, Roma ve Bizans dönemine ait eserlerin bulunduğunu söyledi.
Müzede sergilenen bin yıllık mumyaların ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gördüğünü belirten Açıkgöz, şunları kaydetti:
"Sarışın Rahibe ismiyle anılan genç hanım mumyası büyük olasılıkla Ihlara Vadisi'nde Yılanlı Kilise içerisinde bulunmuş, yasal olmayan yollarla yurt dışına kaçırılmak istenirken yakalanarak Niğde Müzesine getirilmiş. Bugün sadece üzerindeki kumaşta yıpranmalar var ama mumyanın kendisinde herhangi bir bozulma söz konusu değil. Bu hanım 22 yaşlarında 162 santimetre boyunda. Hıristiyanlık adetlerine göre gömülmüş. Elleri göğsü üzerine birleştirilmiş, başı türban cinsi bir örtü ile bağlanmış ve saçları iki yandan göğsü üzerine uzatılmış. Sağ elindeki oyalı mendili zamanla biraz yıpranmış ve renkleri değişmiş."
Bakire olma ihtimali yüksek
Açıkgöz, Sarışın Rahibe'nin gazlı bez gibi bir malzemeyle sarıldığını aktararak, "National Geographic'in mumya uzmanları tarafından 2005 yılında yapılan incelemeler ve endoskoplar sonucu bu hanımın hiç doğum yapmadığı belirtildi. Çünkü leğen kemiğinde bir açılma olmadığı söylendi." dedi.
Sarışın Rahibe'nin genç yaşta vefat ettiğini ve önemli biri olduğunu düşündüklerini dile getiren Açıkgöz, "Çünkü herhangi bir darpla, kesici ve delici aletle öldürülmediği, bir enfeksiyon sonucu öldüğü ortaya çıktı. Saçından alınan DNA testlerinden ise deniz ürünleriyle beslendiği bilgiler elimize geçti." diye konuştu.
Açıkgöz, müzedeki 5 mumyanın 2001'deki teşhir tanzimi sırasında özel olarak hazırlanan cam vitrinlere yerleştirildiğini, mecbur kalmadıkça vitrinleri açmadıklarını, ilaçlamaları her baharda alt kısımdaki kapaktan yaptıklarını anlattı.
- 2'si prematüre çocuk mumyası
Anadolu'daki mumyalamanın sodalı su kullanılarak, organlar kurutularak yapıldığını dile getiren Açıkgöz, ortam koşullarının uygun olması durumunda herhangi bir bozulmanın söz konusu olmadığını vurguladı.
Açıkgöz, çocuk mumyalarının ise Aksaray'a bağlı Akhisar köyündeki Çanlı Kilise'de bulunduğunu anlatarak, "Bunlardan birisi dizlerinden aşağısı olmayan 8 yaşındaki bir çocuğa, 2'si kundağa sarılmış, prematüre diyebiliriz çocuklara ve bir diğeri de sadece başında işlemeli başlık olan giysileri olmayan tombul bir çocuğa ait mumyalar." ifadelerini kullandı.
Müzedeki bütün eserlerin çok önemli olduğunun altını çizen Açıkgöz, "Mumyalar insan kaynaklı olduğu için daha çok ilgi çekiyor. Her zaman müzemize ziyaretçilerimizi bekliyoruz. Yıllık 40-50 bin civarında ziyaretçilerimiz var. Turistlerimize önemli bir müze gezeceklerini taahhüt ediyoruz. Mumyalar kısmını da mutlaka ziyaret etsinler, bu mumyalarla ilgili de uzmanlarımızdan rehberlik hizmeti alabilirler." dedi.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Basri Akdemir de ziyaretçilerin en çok ilgiyi mumyaların sergilendiği bölüme gösterdiğini söyledi.
Kadın mumyaya kilise içinde gömülü olması ve saçları nedeniyle "Sarışın Rahibe" dendiğini aktaran Akdemir, "Bugün de o canlılığı görebilirsiniz. Başında türbanvari bir örtü olması ve Hristiyan adetlerine göre gömüldüğü için rahibe olabileceğidir. Müzemizde bulunan kadın rahibe ve 4 çocuk mumyası müzeye gelen ziyaretçiler tarafından en çok rağbet gören ve ilgiyle karşılaşılan, heyecan verici bir bölüm." şeklinde konuştu.
Abdullah Özkul - AA