Önemli arkeoloji kazılarına da imza atan ressam, müzeci ve arkeolog Osman Hamdi Bey, vefatının 110'uncu yılında İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde, düzenlenen etkinlikle anıldı.
İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde, İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte, Prof. Dr. Vahdettin Engin, Uluslararası Üniversite Müzeler Birliği Başkanı Prof. Dr. Fethiye Erbay ve Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer konuşmacı olarak yer aldı.
Prof. Dr. Vahdettin Engin: Sanatçı ve idareciliğin dışında arkeolojik kazılar ve resim sanatıyla uğraşıyor.
Engin, Osman Hamdi Bey'i Sultan II. Abdülhamit'in Kültür Bakanı olarak gördüğünü belirterek, "Osman Hamdi'ye sadece sanatçı yönüyle değil de idareci yönüyle de baktığınızda, Müze-i Hümayun'da müdürlük yapıyor ve Sanayi-i Nefise Mektebi'nin kurucusu ve uzun yıllar müdürlüğünü yaptığını görüyoruz. Bunun yanında arkeolojik kazılar ve resim sanatıyla uğraşıyor. Hatta zaman zaman resim yapmaya zaman bulamamaktan dolayı şikayetçi oluyor." diye konuştu.
Osman Hamdi Bey'in II. Abdülhamit'in sadrazamı Sakızlı İbrahim Edhem Paşa'nın oğlu olduğuna dikkati çeken Engin, yetiştiği ortam bakımından Osman Hamdi Bey'in Osmanlı Devleti'nin hem milli değerlere sahip hem de evrensel değerleri iyi bilen biri olduğunu söyledi.
Nazan Ölçer: Yaptığı en önemli işlerden biri eski eserler yasasını çıkarmasıydı
Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer de Osman Hamdi Bey'in hukuk eğitimi alması için yurt dışına gönderildiğini ancak hukuk eğitiminin yanında resim eğitimi de aldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Girmesi son derece zor olan Paris Güzel Sanatlar Akademisine misafir olarak giriyor. Orada dönemin en önemli ressamlarından dersler alıyor. Osman Hamdi bu eğitimi sırasında pek çok çevreyle beraber oluyor. İlginç bir döneme şahitlik ediyor. Avrupa'da dünya fuarlarıyla karşılaşıyor ve bunları takip ediyor. Bu dünya fuarları, sanayisi gelişmiş ülkelerin yaptıklarını sergilemesini sağlıyor. 1857'de Paris'te düzenlenen fuarı görüyor ve bunun aslında bir propaganda aracı olabileceğini keşfediyor. Bu sergilere Osmanlı Devleti'nin sanat eserleriyle katılmasını sağlıyor ve el sanatlarını, halı, kilim ve çinilerin Batı'ya tanıtılmasına aracı oluyor. 1973'teki Viyana Dünya Fuarı'nda ilk defa ülkenin insanlarını ve kostümlerini tanıtıyor."
Batılıların dünya fuarları sayesinde doğunun güzelliklerini keşfettiğini aktaran Ölçer, Osman Hamdi Bey'in yaptığı en önemli işlerden birini eski eserler yasasını çıkarması olduğunu ifade etti.
Ölçer, Osman Hamdi Bey'in, daha çok ressam olarak tanındığına işaret ederek, ressamlığın yanı sıra arkeolojik kazılar yapan bir arkeolog ve müzeci olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Fethiye Erbay: O, oryantalizmi kendi kültürüyle birleştirerek sunuyor."
Uluslararası Üniversite Müzeler Birliği Başkanı Prof. Dr. Fethiye Erbay ise Osman Hamdi Bey'in 100'den fazla tablo yaptığını dile getirdi.
Erbay, Osman Hamdi Bey'in tablolarındaki ayrıntıların yoğunluğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Foto gerçekçi akımın etkisinde figüratif çalışmalar yapıyor. Fotoğrafı çok seviyor ve belki de bu yüzden fotoğraftan çalışmayı seviyor. Tablolarında tarihsel ve mimari üslup çok önemli yer tutuyor. İlk defa kadın figürünü resmine koyarak kompozisyonlarında yer veriyor. Resimlerinin esinlendiği yerler genelde tarihi mekanlar ve mimari üsluba çok dikkat ediyor. Bu da Osman Hamdi Bey'i iyi bir belgeselci yapıyor. Bizlere bu anlamda çok önemli belgeler bıraktı. Osman Hamdi'nin resimlerine bakanlar dönemin dini ve mimari özelliklerini öğrenebiliyorlar. Aslında o, oryantalizmi kendi kültürüyle birleştirerek sunuyor."
Osman Hamdi Bey'in tablolarında kendi gençlik ve yaşlılık dönemlerine yönelik anlatımların da bulunduğunu belirten Erbay, en bilinen eserlerinden "Kaplumbağa Terbiyecisi"nin 1906 versiyonunun Pera Müzesi'nde sergilendiğini de sözlerine ekledi.
Fatih Türkyılmaz - AA