Buz Adam Ötzi'nin mumyalaşmış bedeninin bulunduğu Güney Tirol Arkeoloji Müzesi yetkilileri, 'Ötzi’nin kılıfındaki sicim tahmin ettiğimiz gibi bir yay kirişi ve uzunluğu da yayına mükemmel şekilde uyuyor' açıklamasında bulundu.
Journal of Neolithic Archaeology'de (Neolitik Arkeoloji Dergisi) 12 Aralık tarihinde yayınlanan Jürgen Junkmanns, Johanna Klügl, Werner H. Schoch, Giovanna Di Pietro ve Albert Hafner imzalı "Neolithic and Bronze Age archery equipment from alpine ice-patches: A review on components, construction techniques and functionality" (Alp buzullarından gelen Neolitik ve Tunç Çağı okçuluk ekipmanları: Yapım teknikleri ve işlevselliğinin bileşenleri üzerine bir inceleme) başlıklı makalede yer alan bilgilere göre; Alplerde donmuş olarak keşfedilen Buzadam Ötzi’nin cesedinin yanında bulunan uzun sicimin, ahşap yayına ait olduğu ortaya çıktı.
Uzmanlar uzun zamandır bu iki nesnenin birbirine bağlı olup olmadığını tartışıyordu, ancak bilim insanları bu sefer kesin kanıtlar elde etti.
5.300 yaşındaki Ötzi’nin oklarını tutmak için kullandığı bir kılıfın içine sıkıştırılmış olarak bulunan sicim, hayvan sinirinden yapılmıştı. Hayvan siniri, güçlü ve dayanıklı bir yay üretmek için oldukça ideal bir malzeme.
1991’de Schnalstal buzulunda yürüyüşçüler tarafından keşfedildiğinde, Ötzi’nin mumyalanmış vücudunun yanındaki yayla neredeyse aynı uzunlukta iki metrelik bir sicim bulunmuştu.
Ötzi’nin mumyalanmış gövdesinin iklim kontrollü bir odada tutulduğu Güney Tirol Arkeoloji Müzesi’nin yaptığı açıklamada, “Bunu uzun zamandır umuyorduk ve şimdi bilim tarafından da onaylandı: Ötzi’nin kılıfındaki sicim gerçekten bir kiriş ve yayına mükemmel bir şekilde uyuyor.” deniyor.
Daha önce sicimin bitki malzemesinden yapıldığı düşünülüyordu, ancak müze uzmanları, bitki liflerinin yay gerginliğine dayanamayacağını ve bu nedenle bir yay için uygun olmayacağını söylüyor.
Ötzi’nin yanında bulunan bu kiriş, şimdiye kadar bilinen en eski ve en iyi korunmuş kiriş ilan edildi.
Bilim insanları ayrıca Otzi’nin yayının porsuk ağacından henüz yeni kesilmiş olduğunu keşfettiler. Ayrıca yayın üzerinde, ahşabı yontmak ve şekillendirmek için kullanılan bir balta tarafından yapılmış izler buldular.
Araştırmacılar, “Oklar ve ok uçları dünya çapında nispeten yaygın buluntular olsa da, yay, ok ve bazen de kılıflardan oluşan eksiksiz av ekipmanı setleri son derece nadirdir ve sadece Alplerin buzul buluntularından bilinir.” diyor.
Tarih öncesi kirişler, arkeolojik kazılarda bulunan eserler arasında en nadir bulunanları arasında yer alıyor. Araştırmacılara göre, Ötzi’nin kılıfı içindeki ip, dünyadaki en eski korunmuş kirişi olabilir.
Ötzi’nin kılıfı, bir dağ keçisi derisinden dikilmişti. Ötzi öldüğünde bu kılıfın içinde 14 ok vardı.
Araştırmacılar, bu deri kılıfın gerekirse çok hızlı bir şekilde açılabileceğini ve tek bir kol hareketi ile bir okun çok kolay çıkarılabileceğini söylüyor.
1991 yılında Ötzi’nin keşfi, Avusturya ve İtalya sınırındaki 3.210 m yüksekliğindeki dağ geçidinde yapıldı ve büyük bir sansasyon yarattı. Stonehenge ve Piramitlerden daha eski silahlarının, kıyafetlerinin ve vücudunun yoğun analizi, Neolitik çağın anlayışına ölçülemez bir şekilde katkıda bulundu.
Ötzi, bir okla arkasından vurulduktan sonra öldü ve onu kimin öldürmek isteyebileceğine dair günümüze kalan bir merak bıraktı.
Vücudu ve eşyaları dağlardaki buzlar içinde mükemmel bir şekilde korunmuştu. Öldürüldüğünde 45 yaşlarında olduğu düşünülüyor. Bu yaş, dönem için yaşlı sayılabilecek bir yaş.
The Telegraph (Çeviri: Arkeofili)