Mağara duvarlarındaki Paleolitik sanatın en meşhur örneklerinden el baskıları, 3 boyutlu şekilde tarayarak aynı veritabanında bir araya getirilecek ve “ulaşılmaz" sanat ürünleri "erişilebilir" hale getirilecek.
Erken dönemlerden bu yana, sanat tarihinde önemli yer tutan boyanarak duvara bastırılarak izi çıkarılmış el baskılarına dünyanın dört bir yanında rastlamak mümkün.
Avrupa’dan Kuzey Afrika’ya, Avustralya’dan Endonezya’ya kadar bu el baskılarının varlığı tespit edildi. El izlerinin bilinen en eski örnekleri yaklaşık 40.000 yıl öncesine tarihleniyor.
Ancak bu sanat ürünlerinin incelenmesi ve detaylarının açıklığa kavuşturulması oldukça zor bir konu. Çünkü pek çok el baskısı, mağaraların en kuytu köşelerinde bulunuyor ve bu sanat eserlerini korumak için dış etkilerden uzak tutmak gerekiyor.
Seeker.com sitesinin haberine göre; bu nedenle arkeolog Hipolito Collado, araştırmaların yapılabilmesi ve bu araştırmalara pek çok araştırmacının da katılabilmesi adına bu baskıların yüksek çözünürlüklü üç boyutlu taramalarını yapmak adına bir proje oluşturdu. Collado ve ekibi, Avrupa’da arkeoloji alanlarında el izlerinin keşfedildiği 36 mağaradaki resimleri yüksek çözünürlükte modelleyerek bu sanat eserleri üzerine yapılacak araştırmalara katkıda bulunmayı ve bu önemli tarihsel öğeleri korumayı hedefliyor.
Araştırmacılar projeyi; “Ulaşılmaz sanatın erişilebilir hale getirilmesi” olarak değerlendiriyor.
Proje kapsamında kurulan web sitesinde (Project Handpas) amaç; araştırmacıların ve öğrencilerin bu sanat eserlerine daha yakından bakabilmesi ve araştırabilmesi için bir veritabanı oluşturmak.
Yapılan projenin, bu el baskılarının kimler tarafından yapıldığı ya da sembolik olarak ne anlama geldiği gibi konularda araştırmacılara yardımcı olabileceği öngörülüyor.
El izleri konusunda büyük fikir ayrılıkları söz konusu
Araştırmacılar özellikle bu el izlerinin çoğunda tüm parmakların olmadığını belirtiyor. Bu eksik parmaklar, soğuk ısırması ya da avlanırken yaralanma nedeniyle olabileceği gibi, bir çeşit işaretleşme yöntemi olarak da kullanılmış olabilir.
Bunun yanında bu baskılar üzerine yapılan araştırma sonuçları da biribirinden farklılık gösteriyor. Bazı araştırmacılar bu baskıların çoğunun kadınlar tarafından yapıldığını belirtirken, bazı araştırmacılar baskıların ergenlik çağına girmiş ya da girmekte olan erkekler tarafından yapıldığını söylüyor. Oluşturulacak veri tabanı belki de bu çözümsüz kalmış konularda önemli bir çalışma alanı yaratabilir.
Arkeolog Paul Petitit bu baskıların ne kadar önemli olduğunu şöyle belirtiyor; “Bu el baskıları, mağara sanatının oldukça önemli bir kategorisi, çünkü bizler ile Paleolitik insanlar arasında bariz bir bağlantı kurulabileceğini ortaya koyuyor.” diyor.
Arkeolog Hughes ise bu kanının karşısına şöyle bir yaklaşımla çıkıyor; “Onları anladığımızı düşünüyoruz. Ancak onların bıraktığı izleri ne kadar kazırsak anlayışımızın o kadar yüzeysel olduğu ortaya çıkıyor.”.
Araştırmacıların geneli ise baskıların basit grafiti örnekleri olmadığı ve sarf edilen emek, yoğunluk ve farklılıklar gibi konular düşünüldüğünde daha karmaşık bir açıklama gerektiğini vurguluyor.
Tolunay Bayram - Arkeofili.com
arkeoloji haber, arkeoloji haberleri,