Piramit mezar, türbe olmadığı anlaşılınca yağmalandı

Piramit mezar, türbe olmadığı anlaşılınca yağmalandı

Türkiye’nin tek piramit mezarı kaçak kazıların kurbanı oldu.

Muğla'nın Marmaris ilçesinde Türkiye’nin ayakta kalan tek piramit mezarının türbe olmadığı anlaşılınca defineciler tarafından içi talan edildi. Yunanlı boksör Diagoras ve ailesine ait olduğu 2300 yıllık anıt mezarın kitabesinde yer alan ‘Çünkü ben en yukarıda olarak her şeyi gözetleyeceğim ki hiçbir korkak adam gelip de mezara zarar vermesin’ ifadeleri definecileri korkutmaya yetmedi.

Marmaris’e yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki kırsal Turgut Mahallesi’nin çıkışında dağın zirvesinde yer alan piramit şeklinde mezar, 40 yıl öncesine kadar yöre halkı tarafından türbe sanılarak adaklar adanıyor, umut beklentisi ile dualar ediliyordu. Hatta 40 yıl öncesine kadar askere giden gençler, mezar içinden alınan bir avuç toprağı askerlikleri boyunca yanında taşıyor, eğer askerden sağ salim gelirlerse toprak tekrar mezara dökülüyormuş.

Piramit mezarın Türkiye’de başka örneği yok

Turgut Mahallesi çıkışından dağın zirvesine doğru 10 dakikalık bir tırmanmanın ardından ulaşılan 2 bin 300 yıl öncesine ait piramit mezarın Türkiye’de ayakta kalan tek piramit mezar olma özelliği taşıdığı açıklandı. Yunanlı boksör Diagoras’a ait piramit mezar mimari tarzı ile dünyanın yedi harikasından birisi olan Mausoleum’a benzerliği ile dikkat çekiyor. 6 metre yüksekliğinde, 3 metre genişliğindeki piramit mezarın girişinde kitabesi yer alıyor.

Defineciler mezarı talan etmiş

Geçmişi M.Ö. 300’lere dayanan anıt mezarın türbe olmadığının ortaya çıkmasının ardından bu defa anıt mezarın içinin kaçak kazılar sonrası adeta içi talan edildiği ortaya çıktı. Mezarın iç kısmı kaçak kazılar sonrası delik deşik edilirken, anıt mezarın en üstünde olduğu tahmin edilen Rodos’lu Diagoras ve eşine ait heykelinin de yine kaçak kazılar sonrası kaçırıldığı tahmin ediliyor.

Diagoras, mezarın kitabesinde uyarmış

Antik çağın ünlü boksörlerinden birisi olduğu tahmin edilen Diagoras, mezarın girişindeki kitabesinden verdiği mesajında mezar kazıcılarını adeta uyarmış. Mezarın kitabesinde, ‘Siz beyaz dişli hayvanlar, her zaman size öngörülen yerde kalın. Çünkü ben en yukarıda olarak her şeyi gözetleyeceğim ki hiçbir korkak adam gelip de mezara zarar vermesin. Çünkü bu savaşta ölen Diagoras isimli bir adamın ve örnek çocuklar yetiştirmesiyle ve kocasına sadakat anlayışıyla herkesten üstün olan ve babasının Aristomakha olarak adlandırdığı tanrılarla kıyaslanası karısının mezarıdır’ yazıyor.

Turist rehberi Altay Özcan: Türkiye’de tek örnek

Profesyonel turist rehberi ve aynı zamanda Karia Yolu’nun ilk keşfeden isimlerden Altay Özcan, piramit şeklindeki anıt mezarın hikayesini yörede yaşayan vatandaşlardan dinlediğini belirterek, “Bu mezar aslında 2 bin 300 yıllık. Milattan önce 3. yüzyıla ait. Anıt mezar Diagoras ve eşi Aristomakha için yapılmış. Turgut köylüleri bunu bir türbe olarak görüyor. Köylülerden dinlediğimiz hikayeye göre, eskiden askere gidecek olanlar mezara girip toprak alıp kesenin içine koyuyor ve yanlarında götürüyorlar. Askerlik bitene kadar yanlarında taşıyorlar. Askerlik bittikten sonra güvenle geldilerse aynı toprağa mezar içine boşaltıyorlar. Çocuğu olmayan, hastalıkları olanlar buraya gelerek ‘Çağ Baba’ diye seslenerek yardım bekliyorlar. Bazı günler caminin yanında festival havası ortamında yemekler yapılıyor, kurbanlar kesiliyor. Bu yemekler anıt mezarın yanına çıkarılarak insanlara sunuluyor. Dileklerin gerçekleşmesi için adak olabilir. 30-40 yıl öncesine kadar köydeki insanlardan olduğu tahmin ediliyor kaçak kazıcılar tarafından kazılana kadar açılmamış bir mezardı. Kitabedeki anlatıma göre ‘Ben sizi yukarıdan izleyeceğim’ diyor. Anıt mezarın en tepesinde de kendisinin ve eşinin de bir heykeli vardı. Bu anıt mezar biraz da dünyanın 7 harikasından birisi olan Bodrum’daki Mausoleum’un küçük bir prototipi gibi. Bu anıt mezar şu hali ile Türkiye’de tek örnek ve en iyi korunmuş mezarlardan birisi” dedi.

Mezarın girişindeki yazıt definecileri lanetliyor

Kaçak kazıcıların anıt mezarı kazmasının ardından insanların buraya türbe olarak gelmeyi kestiklerini açıklayan Özcan, “Mezardan yüzükler, taçlar, kolyeler çıkıyor. Köylüler burası için bir cavır (gavur) mezarı olarak bahsediyorlar. Köylüler gelmeyi kesiyorlar ama burayı kazanlar da hiçbir şekilde faydalanamamış bu işten. Kimisinin delirdiğini, bir kadın hiç mutlu olamadıklarını ve eşi ile ayrıldıklarını, bir kişinin de öldüğünü söylüyorlar. Burası uzun yıllardır ziyaret edilmediği için Karia Yolu ile birlikte ziyaretçi çekeceğine inanıyorum. Mezarın girişindeki yazıtta da var. O dönemde de mezar kazıcıları varmış. Bu yazıtta mezar kazıcılarına yönelik bir lanetleme var” dedi.

Milliyet
 


Benzer Haberler & Reklamlar