Polybios kimdir?
Polybios: MÖ 200-118. Megalopolis’li tarihçi ve devlet adamı.
Önemli miktarda eseri günümüze kalan tek Hellenistik Dönem tarihçisidir.
Babası Lykortas MÖ 180’lerde Akhaia Konfederasyonunun önde gelen şahsiyetlerinden biriydi.
Gençliğinden itibaren siyasi hayata karışmıştır. Pydna Muharebesi’nden sonra İtalya’ya sürgün edilen tanınmış Akhalılar arasında yer aldı. Roma’ya götürüldü, MS 150’ye değin yaklaşık on beş yıl orada kaldı.
Roma’da Scipio Africanus(genç) ve Fabius Maksimus ile dost olmuş, dostları sayesinde serbest bir şekilde yolculuk yaparak Roma’daki devlet arşivlerini inceleme fırsatı bulmuştur.
Çeşitli seferlerde Scipio’ya eşlik etti, MÖ 146’da Kartaca kentinin yıkılmasına tanıklık etti. İspanya, Kuzey Afrika, Yunanistan, İskenderiye ve Sardeis’i ziyaret etti. 82 yaşında attan düşerek öldüğü bildirilmiştir.
Roma’da yaşadığı sürece Romalılara hayranlık duymuş, Roma’nın fetihlerinden ve bilinen dünyanın büyük kısmına hakim konuma gelmesinden etkilenerek bunun nasıl olduğunu anlatmaya karar vermiştir. Bu amaçla önce Roma arşivlerinden yararlandı.
Tarih yazamaktaki amacı Romalıların Hellenleşmesine yardımcı olmaktı. Gezdiği yerlerde eserine malzeme topladı ve kırk kitaptan oluşan eseri Historiai (Araştırmalar)yi yazdı. Bu eserden yalnızca ilk beş kitap eksiksiz günümüze gelmiştir.
Ağırlıklı olarak askeri ve siyasi olayları ele aldığı bu eseri için kişisel anıları, şahitlikleri ve yazılı kaynakları kullanmıştır.
Tarihi ele alma tarzını faydacı tarih olarak niteler: tarihi kişiliklerin kaderin iniş ve çıkışlarına nasıl göğüs gerdiklerini aktararak insanlara ahlaki terbiye vermek, olayların sebepleri ve sonuçlarıni iyi tahlil etmeyi gerektiren bir iş yapan politikacılar ve askereler ip uçları sağlamak. Tarih yazımını metodolojik zirvesine çıkaran Polybios, kendisinden önce yazan tarihçileri kullandıkları yöntem ve önyargıları açısından eleştirmiştir. Bülent İplikçioğlu onun için “Roma tarihini Romalılardan daha iyi anlatan bir Hellen tarih yazarı” nitelemesini kullanır.
İyi bir tarihçi olmasına rağmen kullandığı uzun ve sıkıcı cümlelerle belirsiz soyutlamalar yapıtının okunmasını önemli ölçüde güçleştirmiştir.