Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri'ne 2018 yılında Sanat Tarihi dalında layık görülen Duayen Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Nurhan Atasoy, çocukluğunu, gençliğini ve aile hayatını anlattı.
Esenler Belediyesinin Hoca Ahmet Yesevi Kültür Sanat Sezonu etkinlikleri kapsamında Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen Zevk-i Tahattur Programında, Atasoy'un hayatı, hatıraları ve çalışmaları konuşuldu.
Etkinliği yöneten İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, ünlü sanat tarihçisinin hayatına ve eserlerine ilişkin bilgi verdi.
Prof. Dr. Atasoy'un çok sayıda kitabı, çalışması ve öğrencisi olduğunu anımsatan Yılmaz, "Mesele bu hayatta biraz kendiniz olabilmek. Makamlar mevkiler hepsi geçici, meselenin özünde insan olmak, insan olabilmek var." ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Nurhan Atasoy: Bizim sokakta tek bir otomobil vardı"
Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri'ne 2018 yılında "Sanat Tarihi" dalında layık görülen Prof. Atasoy, etkinlikte, çocukluğunu, gençliğini ve aile hayatını anlattı.
Büyükbabasının tıp profesörü, babasının eczacı olduğunu, çocukluğunun Sultanahmet'te geçtiğini belirten Atasoy, "Bizim sokakta tek bir otomobil vardı başka hiç araba yoktu. Tabii trafik problemi de yok, hep sokakta oynadım ben." şeklinde konuştu.
"Ezber isteyen hocalardan dolayı tarihten nefret ettim"
Lisedeki tarih öğretmeni nedeniyle tarih dersini hiç sevmediğini, Kanuni Sultan Süleyman'ın tahta çıktığı 1520 tarihinden ve İstiklal Marşı'ndan başka ezberinde hiçbir şey olmadığını ifade eden Atasoy, şöyle devam etti:
"O zamana kadar ezber isteyen hocalardan dolayı tarihten nefret ettim. Fakat lisenin son sınıflarına doğru Mediha öğretmen isminde bir tarih hocası geldi. Şimdi anlıyorum ki daha çok kültür tarihi anlatıyordu ve birdenbire benim ilgimi tarihe çekti. Sonra ablam 'Biliyor musun, edebiyat fakültesinde sanat tarihi diye bir bölüm varmış.' dedi. Ben evrakımı tamamlayıp doğru kayıt bürosuna gittim ve kaydımı yaptırıverdim. Sanat tarihine kaydoldum eve de gittim üniversiteye kaydoldum dedim."
Sevdiği konular işlendiği için üniversite yıllarında iyi bir öğrenci olmaya başladığına işaret eden Atasoy, "Sanat tarihi tahsili yapıp, 4 yıl okuyup Mimar Sinan ile ilgili hiçbir ders görmeden mezun olduk biz. Şartlar çok farklıydı, üniversitelerin bünyesi çok farklıydı. Bilim alanlarında yeterli çalışmalar yapılmış değildi." dedi.
Ders çalışmayan çocuklar profesör olur üzülmeyin, ben de öyleydim
Bazı ailelerin kendisine çocuklarının ders çalışmadığından şikayet ettiğini dile getiren 86 yaşındaki Prof. Dr. Atasoy, "Ben de okulda çok parlak bir öğrenci değildim. 'Bu çocuğun dersleri kötü ne olacak?' diyorlar. Ben de 'Profesör olur üzülmeyin. Ben de öyleydim' diyorum." ifadesini kullandı.
Ailede sevginin önemine dikkati çeken Atasoy, "Genç annelere sesleniyorum, çocuklarınıza sevgi göstermekten hiç çekinmeyin. Ne kadar çok severseniz o kadar iyi insan yetiştirirsiniz." değerlendirmesini yaptı.
Programın ardından Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürü Hüseyin Cerrahoğlu tarafından, Atasoy'a "AB-RU'larda Su Kasidesi" eseri takdim edildi.