1271 yılında yaptırılan, 1399 yılında şehri istila eden Timur'un hayran kaldığı tarihi Gökmedrese 1960’lı yıllara kadar müze olarak kullanıldıktan sonra ziyarete kapatıldı.
SİVAS - Selçuklular döneminin Sivas kent merkezindeki en önemli 3 eserinden, 1271 tarihli Gökmedrese, 20 yıldır süren restorasyon çalışmaları ile gündemden düşmedi.
Geçen yıllarda restorasyon çalışmaları sırasında duvar harçlarında beton kullanıldığı da belirlenen eserde, bu yanlıştan dönüldü. Vakıflar Bölge Müdürü Cemal Karaca, çeşitli aksaklık ve sorun nedeni ile bitirilemeyen restorasyonun kaba çalışmasının bu yıl sonunda büyük oranda tamamlanacağı ve kısmen ziyarete açılacağını söyledi.
Anadolu Selçuklu Sultanı 4'üncü Kılıçarslan'ın oğlu 3'üncü Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Sahip Ata Ali Hüseyin tarafından 1271 yılında yaptırılan ve zaman içerisinde bir çok kez hasar görüp onarılarak günümüze kadar ulaştırılan tarihi Gökmedrese 1960'lı yıllara kadar müze olarak kullanıldıktan sonra ziyarete kapatıldı. Uzun yıllar atıl vaziyette kalan ve tahrip olan eserin, yeniden canlandırılması için çalışma başlatıldı. Adına yaşatma derneği de kurulan Gökmedrese için bir dizi restorasyon projeleri gündeme geldi.
Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nce 1997 yılından itibaren başlatılan restorasyon çalışmaları yıllar boyunca ağır aksak ilerledi. Yakılan ve tahrip olan bölümlerin yenilenmesi, yeniden dizayn edilen medrese duvar taşlarının örülmesi, çevre çalışmaları, çini süslemeleri ile kapsamlı olarak ela alınan eser, zaman zaman yüklenici firmalar, zaman zaman da uygulanan restorasyon yöntemindeki yanlışlar nedeni ile tamamlanamadı. 2014'ten itibaren Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü, eserin restorasyonun tamamlanması için yeni bir çalışma başlattı. Bu kapsamda eserin restorasyon çalışmaları hızlandı.
Eserin restorasyon çalışmaları sırasında, önceki yıllarda restorasyonda beton kullanıldığı da ortaya çıktı. Sağlamlaştırma amacı ile gerçekleştirilen ancak eserin aslına uygun düşmeyen uygulamalar kaldırıldı. Yenilenen restorasyon çalışmaları kapsamında binanın taş duvarlarının inşasında horasan harcı tercih edilerek aslına dönüldü. Eserin restorasyonu için şu ana kadar 7 milyon lira civarında harcama yapıldı.
'KABASI YIL SONU BİTECEK'
Tarihi Gökmedrese'nin restorasyon çalışmaları hakkında bilgiler veren Sivas Vakıflar Bölge Müdürü Cemal Karaca, "Siyasilerin genel bir ifadesi var, at sahibine göre kişner diye. Bizim buradaki dezavantajımız buraya çok el girmiş. Birinci derecede bölge müdürlüğü sorumluluğunda olmasına rağmen biraz da farklı müdahaleler olması Gökmedrese'yi uzun bir zaman oyalamış. Şimdi mutlu sona adım adım ilerliyoruz. Nasip olursa 2017 yılının sonunda kabasını bitirmiş olacağız. Yani kısmen ziyarete bile açabiliriz. Kolay değil bu tür tarihi yapılar. Üzerinde revize çalışmalar gerekiyor bazen. Örneğin bir motif, bir desen kayboluyor veya kırılıyor onu tamamlamak, aynısını birebir yapmak veya olduğu gibi bırakmak gerekiyor. Buna da halk arasında anıtlar kurulu diye bilinen Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu'muz karar veriyor. Bu kuruldan izin alıyor, ne yapmamız gerektiği konusunda oradaki heyetle görüşüyor ve bir neticeye götürüyoruz. Bunlar zaman alıyor, kurullar ayda bir toplanıyor. Şu anda mutlu olduğumuz nokta, çok hızlı bir çalışma var. İyi bir iş planlaması yaptı müteahhit firmamız. Mutlu sona 2017 yılının sonunda erişmiş olacağız" dedi.
'BETONLAR KALDIRILDI'
Yapıların restorasyonunda mimarların farklı fikir ve anlayışa sahip olabildiklerini ifade eden Karaca, "Mimarların her biri ayrı düşünen, ayrı üreten, değişik felsefi anlayışa sahip olan insanlar. Bundan dolayı da geçen dönem içinde, yine koruma adına beton ağırlıklı bir kullanım vardı. Bu dönemde beton kaldırıldı. Beton duvarları yıktık. Betonları kaldırdık, orijinaline uygun olacak. 1978 yılında burada araştırma yapan Prof. Dr. Orhan Cezmi Tuncer hocayı bulduk, rica edildi. Hoca tekrar orijinal projeleri hayata geçirmek adına hem kurumumuza, hem de ilgili müteahhit firmaya danışmanlığı kabul etti. Onun vasıtasıyla tespit edilenleri şu anda hayata geçiriyoruz. Şimdi en özgün noktaya doğru ulaşmış bulunuyoruz. İnşallah bu sene sonunda nasip olursa restorasyon çalışmaları kapsamında yapılan bahçe duvarlarını da yıkarak, yerine 30-40 santim yüksekliğinde bahçe duvarları yapacağız. Rahatça görülebilecek. Başka bir avantajımız da belediye başkanlığımız bu sene kale projesini başlatıyor. İlgili mimarla görüştük, yolda 1 buçuk metre kadar bir iniş yapıldığı zaman Ulu Camii'den Gökmedrese'yi, Gökmedrese'den Ulu Camii'yi görebileceksiniz" dedi.
GÖKMEDRESE'NİN KULLANIMI
Restorasyonun tamamlanması halinde eserin nasıl kullanılacağı konusunda şu an alınmış bir karar bulunmadığını ifade eden Karaca, "Şu anda fonksiyon olarak çok net değil kullanımı ancak önceki kayıtlara baktığımız zaman müze olarak görünüyor. Hangi amaçla ne müzesi yapılacak onu bilmiyoruz. Veya o gün öyle denilmiş ama yarın şehrin ileri gelenleri ile istişare edilerek, genel müdürlüğün de kanaati alınarak birlikte karar verilir. Şehir bizim, eserler bizim, hepsi bize emanet. Binanın yapısını muhafaza ederek deforme etmeden, kullanılabilecek özellikte ne varsa o tercih edilebilir. Şu anda benim bu hususta bir kanaatim yok ama önceliğimiz medreseyi korumaktır" dedi.
MOTİFLERİYLE HAYRANLIK VERİYOR
1399 yılında şehri istila eden Timur'un hayran kaldığı eser olarak da bilinen, astronomi bilimi alanında derslerin verildiği Gökmedrese, Evliya Çelebi'nin seyahatnamesine de konu oldu. Portal süslemeleri ile anıtsal özellik kazanan, dönemin ve bugünün en önemli eserleri arasında yer alan eserde kapı kemerinin her iki yanında 12 hayvan başı kabartması yer alıyor. Bunun dışında pek çok motifin görüldüğü kapıda, iri yıldız motifleri, hayat ağacı, küçük kuşlar, kartallar, çeşitli bitkisel motifler bulunuyor. Ön cephedeki kabartma bezeli kulelerin gövdeleri yivli olup, birer şerefeli iki minaresi bulunuyor. Yapıya görkemli bir hava katan minarelerde kabartmalar, geometrik ve bitkisel motifler bulunuyor. Eser bu bezemelerin arasında yer alan ence günümüze kadar korunamayan mavi tonlardaki mozaik çiniler nedeni ile 'Gök rengi' anlamına gelen 'Gökmedrese' adını almış.
Eraydın Aytekin - Gökhan Ceylan - DHA