1 Temmuz 2019 tarihinde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi binasının içinde açılan İ.Ü. Rıdvan Çelikel Arkeoloji Müzesi'ne adı verilen işadamının katkı sağladığı ileri sürülerek, emeği bulunan ünlü arkeologlardan birinin adının verilmesinin daha doğru olacağı iddia ediliyor.
Konuyla ilgil tartışmaları konu edinen http://haber.sol.org.tr'nin "Patron sevgisi İÜ’de haddini aştı" başlıklı haberini alıntılıyoruz:
İçeriği ve düzeni İÜ Arkeoloji Bölümü ve Tarih Öncesi (Prehistorya) Anabilim Dalı’ndan uzman akademisyenler tarafından hazırlanan müzede; üniversite koleksiyonlarından buluntuların yanı sıra, İÜ’nün Anadolu arkeolojisine yaptığı katkıları anlatan bölümler de yer alıyor.
Mehmet Özdoğan’ın danışmanlığı ve Necmi Karul’un girişimleriyle açılan müzede Paleolitik Çağ’dan Antik dönemlere kadar her çağı/dönemi temsil eden buluntular sergileniyor. Öne çıkan eserler arasında 600 bin ile 100 bin yıl öncesine ait insanlığın bilinen en eski taş aletlerinin bir çeşitlemesi; günümüzden 12 bin ile 7 bin yıl öncesindeki Neolitik Çağ’a ait aletler, takılar, çanak çömlekler; Luristan Bronzları olarak bilinen İran bölgesi Demir Çağı kültürlerine ait maden baltalar, Çukurkent gibi İç Anadolu Neolitik Çağ kültürlerine ait figürinler bulunuyor. Ayrıca müzede sergilenenler arasında Hellenistik ve Roma Dönemi buluntularının yanı sıra, ayrıca özel bir çini koleksiyonu da yer alıyor.
Ülkemizin ilk arkeologlarından Halet Çambel’in hayali gerçekleşti
Bu müzenin açılmasıyla kimilerine göre, yerinde müzeciliği önemseyen ülkemizin ilk arkeologlarından Halet Çambel’in hayali de gerçekleşmiş oldu. Türkiye’de oluşturulan ve arkeoloji eğitimi veren ilk kurum 1934 yılında İÜ bünyesinde kurulan Türk Arkeoloji Enstitüsü'ydü. Bu kurum kısa bir süre sonra Arkeoloji Kürsüsü’ne dönüştürüldü ve o günden bugüne Edebiyat Fakültesi içinde varlığını sürdürdü. İstanbul Üniversitesi, sadece Halet Çambel’e değil, İÜ Arkeoloji Bölümü’nün kurucusu Arif Müfid Mansel’den bölümün ilk asistanı Jale İnan’a, Prehistorya Bölümü’nün kurucularından Kurt Bittel’den Ufuk Esin’e, Robert J. Braidwood’dan eşi Linda Braidwood’a ve yakın zamanda kaybettiğimiz Güven Arsebük ile Haluk Abbasoğlu’na kadar ülkemiz arkeolojisi için çok büyük katkıları olmuş değerli bilim insanlarına da ev sahipliği yaptı.
Rıdvan Çelikel kimdir?
Peki, böylesi bilim insanlarının emekleriyle var olmuş İÜ’de AVM mimarisinden esinle oluşturulan ve “açıklayıcı” yazıların okunmaması için özel bir yetenek sergilenmiş olan “arkeoloji müzesi”ne adı verilecek kadar önemli olduğu iddia edilen Rıdvan Çelikel kimdir?
Halen Anel Grup bünyesindeki şirketlerde yönetim kurulu başkanlığı görevini sürdüren Çelikel, aynı zamanda elektrik ve mekanik taahhüt sektörü başta olmak üzere, 6 farklı alanda hizmet veren bu mühendislik şirketler grubunun da kurucusu. Kendisi 2015 yılında basında “Anel hisselerinde patron oyunu” başlıklı haberlerde görülmüş. Söz konusu haberlere göre Çelikel’in şirketinin içini boşaltmak için girişimleri olduğu iddia edilmiş. Sosyal medyada ve İnternet’te kısa bir araştırma yapıldığında kimileri tarafından “Türkiye’de nitelikli dolandırıcılığın babası” olduğu iddiasıyla tanımlanan Çelikel’in şaibeli hareketlerinin piyasalarda geniş yer bulduğu görülüyor.
Kasım 2018’de Anel Grup kira ve gayrimenkullerinin Rıdvan Çelikel’in insafına kalmasını istemeyen 21 şirket hissedarının imzasını taşıyan talebin neticesinde şirketi Borsa İstanbul tarafından kottan atılmış ve kayyum atanmış. Ayrıca SPK, 2018 yılı sonunda Anel Telekom'un yönetim kontrolünü sağlayan payların Acredo Technology BV'ye devrine ilişkin satış görüşmeleri hakkında yapılan inceleme sonucunda, şirkete 10 ayrı suçtan, Rıdvan Çelikel, Avniye Mukaddes Çelikel, Mahir Kerem Çelikel ve Merve Şirin Çelikel'in bulunduğu 4 kişiye de toplam 22 ayrı suçtan yüklü miktarda idari para cezası kesmiş.
Müzenin adı neden Rıdvan Çelikel?
Tüm bu gelişmeler üzerine görüşlerini aldığımız Bilim ve Aydınlanma Akademisi bileşenleri İÜ’deki bu uygulamanın bir haysiyet eksikliği ve utanç tablosu olduğunu ifade etti. İlgili alandaki akademisyenlerin görüşleri kısaca şöyle: “Eserler üniversiteye ait koleksiyonlardan derlenmiş ve mekân da üniversitenin avlusu; bu durumda müzenin adı “Neden Rıdvan Çelikel?” sorusu akla geliyor. Bu üniversite adına büyük bir utançtır. Ülkemiz arkeolojisi için oldukça önemli bir yere sahip İstanbul Üniversitesi’nde o müzeye adı verilebilecek çok sayıda değerli bilim insanı bulunurken, birçok şaibeli duruma karışmış bir patronun isminin verilmesi kabul edilemez. Kaldı ki söz konusu müzenin güncel müzecilik kriterleri bağlamında da çok sayıda eksiği bulunuyor. O eserlerin gün yüzüne çıkarılmasında on yıllardır emeğini esirgemeyen bilim insanları ve üniversite olma onuru adına bu yanlıştan en kısa sürede dönülmesi gerekiyor.”