Rokoko: Rokoko sanatı

Rokoko nedir?

Rokoko:  Barok stiline tepki olarak doğan sanat akımı. 18. yüzyılın ortalarına doğru Barok stilinde kullanılan doğru çizgilerden meydana getirilen süslemeye karşı tepki olarak doğmuş, barok tarzının hatları gibi eğri çizgili motiflerden oluşur.

Rokoko bir üslup değildir. Çünkü mimarlığı kapsamaz. Yalnız bir dekorasyon anlayışı olarak kalmıştır.

1720-1760 yıllarında yaygın­laşmış olan bu süs anlayışı, Avrupa'nın merkezi idare olarak en zengin ve müsrif olduğu bir dönemi kapsar. Bu çağda Avrupa'da birçok karşıt görüşler çarpışıyordu.

Rokoko sanatını tutan merkezi yönetimin asilleri, neşeli bir zarafeti, aşk hayatının heyecanını konu edinen biçimlendirmeyi seviyorlardı. Asiller yanında gittikçe gelişmeye başlayan ve çalışma iradesini herşeyden üstün tutan bir burjuva vardı. Burjuva titiz bir disipline, akla ve keşfe önem veriyordu. Bunlarla birlikte akla önem veren Deistler (Deisme; yaratancılık)ve ateistler de vardı. Ayrıca mistik bir dindarlık da gittikçe yayılıyordu. Çağ, bu fikirlere paralel olarak, Voltaire'in hür düşün­cesini, Bach'ın dini müziğini, Watteau'nun aşk bayramlarıyla ilgili resimlerini, Magnascos'un insana korku veren keşiş resimlerini, porselenden çıplak kadın heykellerini, Gainsborough'un tablolarındaki Ingiliz leydilerinin kibar ve zarif hareketlerini benimsiyor, paylaşıyordu.

Her ne kadar rokoko, bir süsleme anlayışını anlatıyorsa da, özellikle Fransa'da başka adlar altında tanınmakta ve Louis üslupları olarak gösterilmektedir. Hatta Fransa'nın bundan önceki sanatı da, XIV. Louis üslubu adı altında sanat tarihine geçmiştir. Bunun gibi rejans "Regence dönemi denilen döneme, XV. Louis üslubu (1723-1774) denir. Sonra XVI. Louis üslubu (1774-1792) ve Napolyon döneminin "Empire" sanatı gelir.

XIV. Louis zamanındaki süslemede, özellikle tavan dekorasyonunda bir akantus yaprağı kompozisyonu hüküm sürer. Bu, Yüksek Barok'a paralel dalgalı bir hareketin heyecanını yansıtır. Regence döneminde kalabalık, dalgalı süsleme zayıflar ve soyut şeritler bunların yerlerini alırlar. XV. Louis döneminde ise, bütün bu unsurlar yerine Rocaille denilen yeni bir öğe ortaya çıkar. Bu öğe, palmiye'den çıkmış ve sonra üçboyutlu biçimde midye kabuğuna dönüşmüştür. Rocaille sözcüğünün (Fransızca roc-kaya) bahçelerde yapılan yapay mağaralara atfen türetilmiş olduğu sanılmaktadır. Bu anlamda XVI. Louis üslubunda kullanılmıştır. Alman Rokokosu da, bu recaille motifini benimsemiştir. Ancak buna çiçekler, hayvanlar, Çinvari unsurlar katarak, bütün duvarları kaplamışlardır. Böylece bütün düzenler, sistemler dağılmış ve mantıksız bir süs ihtirası, bütün akli ölçüleri ve mimari espriyi yıkmıştır.

Rokoko'nun resimle ilgili olan özellikleri ise, barokun ağır, kitleli, dev resimlerine karşılık, zarif, dalgalı, neşeli ve küçük figürlerle ilgilidir. Zarif hareketli dansiara uygun menuett ve gawotte'lara katılan çiftler, aşıkane kadınca bir havayı yaratıyorlardı. Artık barokun muhteşem salonlarındaki büyük balolar değil, özel hayatın, kırlardaki başbaşa, aşkla ilgili anları tercih ediliyordu. Kırların yalnızlığı seviliyordu.
Barokun saray ihtişamından, kırın yalnızlığına dönüş­te, XIV. Louis'nin ölümüyle devleti idare eden Regent Philipp d'Orleans'ın saraya aşk hayatını sokmasının büyük rolü vardı. Rokoko döneminde, sosyete hayatında kimi ilginç değişiklik­ ler de görülür. Buna, sanat tarihçisi Hildebrandt da değiniyor. Şöyle ki, XIV. Louis döneminde çağ, erkekçe ve kahramanca idi. Rokoko'da ise kadınca bir ifade dikkati çekiyor.

Fransız ihtilalinden sonra Napolyon döneminde ise, gene erkekçe ve kahramanca bir ifade önem kazanıyor. 1720-1750 yılları arası kadın­lar her şeye hakimdirler. XV. Louis'nin sarayında, asiller arasın­ da metres tutmak moda halindeydi ve bu metresler her şeye hakim durumdaydılar. XV. Louis'nin metresi de ünlü Marquise de Pompadour idi. Zarafet, bayramlar ve serüven, resim sanatının başlıca konularıdır. Watteau, Boucher ve Fragonard, rokoko dönemi ressamlarıdır. Bütün bu sanatçılar aşık çiftierin kırlar­da, kuş sesleri arasında, gizli köşelerdeki aşklarını resimlemişler­dir. Bu çağın ahlakçıları ahlaki çöküntüyü, çapkınlıkları şiddetle yermişlerdir. Herhalde her çağda insanlar birbirlerini sevmişler, aşık olmuşlardır. Ancak bu dönemde aşk, ilk kez sanatın konusu olmuştur. Ünlü Fransız politikacısı ve din adamı Talleyrand: Yalnız 1789'dan önce yaşayan insan hayatının ne olduğunu bilir diyordu. Bu hayatın bir diğer anlamı, "Apres nous le deluge" yani "bizden sonra tufan" idi. Zevk ve hayatın tadını çıkarma esastı ve hiçbir dönemde böyle bir şey görülmemişti. Işte bu hayatın gerekli süsünü rokoko sanatçıları yapıyordu. Duvarlar, tavanlar, bahçeler, eğlenceyi, sevişmeyi, zevki kışkırtan bir renkliliğe bürünüyordu.


Benzer Haberler & Reklamlar