Yazar Saadet Özen, hayatın her alanıyla ilgili binlerce nesnenin günlük hayatta insanların elinden gelip geçtiğini belirterek, "Koleksiyoner, bütün bu akan, kaybolan, resmi kabul görmeyen ve yok olmaya mahkum malzemenin bekçiliğini yapıyor." dedi.
Yapı Kredi Kültür Sanat'ta düzenlenen "Nostalji Eleştirisinin Eleştirisi" başlıklı söyleşiye katılan İstanbul Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü mezunu editör ve yazar Saadet Özen, arşivin toplumsal hafızadaki yerine ilişkin bilgi verdi.
Özen, İnsanların rutin olaylara ilişkin şeyleri normalde saklamadığını, koleksiyonerlerin ise günlük hayatta saklanmayan çok sayıda nesneyi muhafaza ettiklerini ifade etti.
İlk olarak kendi okuduğu lisenin eski fotoğraflarıyla ilgili bir çalışmayla koleksiyonlara ilgi duymaya başladığını dile getiren Özen, kendi koleksiyonundaki fotoğraf ve videolardan örnekler verdi.
Koleksiyonerler kaybolan, resmi kabul görmeyen malzemenin bekçiliğini yapıyor
Başlangıçta merak ettiği her şeyi toplamaya, daha sonra ortaya çıkan bu arşivi paylaşmaya başladığını anlatan Özen, "Hayatın her alanıyla ilgili binlerce nesne elinizden gelip geçiyor. Koleksiyoner, bütün bu akan, kaybolan, resmi kabul görmeyen ve yok olmaya mahkum malzemenin bekçiliğini yapıyor." diye konuştu.
Özen, Sultan 2. Abdülhamid resimli kibrit etiketleri, Ege Turizm Cemiyeti tarafından verilen bir turist rehberinin karnesi, çikolata ambalajları gibi çeşitli koleksiyon objelerinin fotoğraflarını göstererek, "Elinizde ne olursa olsun, tarihle ilişkiniz nasıl olursa olsun, unutulanlar bizim hatırladıklarımızdan hep daha fazla." ifadesini kullandı.
Filmin bir tarih malzemesi olabileceğini 1898 gibi çok erken bir tarihte ilk söyleyenler filmcilerdir
Özen, henüz incelenmemiş milyonlarca filmin olduğunu belirterek, "Filmin bir tarih malzemesi olabileceğini 1898 gibi çok erken bir tarihte ilk söyleyenler filmcilerdir. 1920-1930'lu yıllarda gündeme getirenler de onlardır. İşin pratiğini bilenler bu konuda daha öngörülü olabiliyor." şeklinde konuştu.
Sosyal medyada paylaşılan her fotoğrafın da arşiv niteliği taşıdığını kaydeden Öner, sosyal medyada paylaşım yapmaya başladıktan sonra arşivine ilişkin yeni şeyler keşfettiğini sözlerine ekledi.
Ahmet Esad Şani - AA