Herkül heykelinin çalınan kısmının 2011 yılında Antalya Arkeoloji Müzesine getirilmesine verdiği katkıyla da Türk insanının gönlünde ayrı bir yer edinen Türk sinemasının sevilen oyuncularından, tiyatro sahnesinin ardından Yeşilçam'daki 55 yıllık sanat hayatına 130 film sığdıran Salih Güney, iyi bir senaryo gelmesi halinde yeniden kamera karşısına geçmeyi hedefliyor.
Adana'da 1945 yılında dünyaya gelen, oyunculuk hayatına 1964'te tiyatro sahnesindeki "Aşk Zinciri" oyunuyla merhaba diyen Güney'in hayatı yönetmen Haldun Dormen'le tanışmasıyla değişti. Dormen'in yönettiği birçok oyunda sahne alan Güney, 20 yaşında yine onun yönetmenliğini yaptığı "Bozuk Düzen" isimli sinema filmiyle Yeşilçam'a adım attı. Güney, 25 yaşına kadar tiyatro ile sinemayı beraber yürütürken, daha sonraki yıllarda geniş kitlelere ulaşmak için çok sevdiği tiyatrodan kopmak zorunda kaldı.
Sanat yaşamına 130 film sığdıran 75 yaşındaki aktör, başarılı sanat hayatının yanı sıra yürüttüğü çalışmalar sonucunda Herkül heykelinin daha önce çalınan kısmının 2011 yılında Antalya Arkeoloji Müzesine getirilmesine verdiği katkıyla da Türk insanının gönlünde ayrı bir yer edindi.
Oynadığımız filmlerle Türk ailesini Yeşilçam ile bütünleştirdik
Annesini 2 yıl önce kaybetmesinin ardından İzmir'in Çeşme ilçesine yerleşen Güney, evinin kapısını AA muhabirine açtı. Hayatının en güzel günlerini Yeşilçam'da geçirdiğini, beraber filmlerde rol aldığı Fatma Girik, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit gibi sanatçılarla sık sık görüştüğünü dile getiren Güney, şöyle konuştu:
"Oynadığımız filmlerle Türk ailesini Yeşilçam ile bütünleştirdik. Hangi jenerasyon olursa olsun hala anne ve babasının izlediği filmleri izliyor. Bizim filmlerimizin hikayeleri doğaldı. Artık öyle filmler çekilmiyor. Ya korku ya da komedi ağırlıklı. Ben dizileri beğenmiyorum. Mesela çok taciz var, kadınlarımız hakir görülüyor. Halbuki televizyonun daha duyarlı ve eğitici, ülkemizi bütünleştirici olması lazım."
Kamera karşısına geçmeyi hedefliyor
Yıllar önce oynadığı filmi izlerken halen heyecanlandığını, üzerinden yıllar geçmesine rağmen hep eleştirel bir gözle filmlerini izlediğini anlatan Güney, oyuncunun emeklisinin olmayacağını ifade etti. Çeşme'de bol bol yüzdüğünü, günlerini kitap okuyarak ve yürüyüş yaparak geçirdiğini dile getiren Güney, şöyle devam etti:
"Oyuncunun emeklisi olmaz, ayakların yere basana kadar sahnede ve tiyatroda rolüne devam edersin. Yıllardan bu yana sinema ve dizilerde rol almıyorum. İstediğim düzeyde bir senaryo gelmiyor. Ben biraz seçiciyim, iyi bir senaryo, yönetmen ve kadro olursa kameranın karşısına geçmeye hazırım. Sonuçta bu benim mesleğim. Genç meslektaşlarıma en önemli tavsiyem mesleklerine büyük saygı duymaları. İnsanlarla samimi olmaları, halk ile yakınlaşmaları... Bir sanatçı halk tarafından sevilip sayılırsa onların gönüllerin de taht kurar."
Tezcan Ekizler - AA