Minos Patlaması ya da adanın Yunanca adı olan Thera patlaması diye de bilinen tarihin ünlü yanardağ patlaması, Minos Uygarlığı da dahil Ege havzasında yaklaşık 73 kilometrekarelik alanı deniz altında bırakmıştır.
Doğu Akdeniz kültürlerinin doğrulanmış krolonolojisi için önem arz eden Minos Patlaması (Santorini patlaması) Arkeolojik buluntular radyokarbon tarihlemeleri ile doğrulanmaktadır.
Tunç Çağında Ege ve Doğu Akdeniz'in, özellikle M.Ö tüm kronolojisinin hizalanması için sabit nokta kabul edilmektedir.
Eldeki kanıtlara rağmen patlamanın kesin tarihini belirlemek zordur, arkeolojik buluntular M.Ö 1500'leri işaret ederken; arkeolog Kevin Walsh, radyokarbon delilleri ile patlamanın muhtemelen M.Ö. 1628 yılında olduğunu savunmuştur.
Buna göre; M.Ö 1650-1500 yılları arasında olduğu düşünülen çok güçlü patlama ile etkinleşen Santorini volkanı atmosferin üst katlarına kadar büyük miktarda piroklastik materyal püskürtmüştür.
Bu materyalin içindeki kül boyutundaki unsurlar Anadolu ve Doğu Akdeniz’de oldukça genişbir alanda çökelmiştir. Atmosferin yüksek kesimlerine ulaşan daha küçük maddeler ise hava akımlarıyla tüm atmosfere yayılmış ve iklimde küresel bir soğumaya neden olmuştur. Bu soğumanın izleri değişik ülkelerden alınan ve oyıllarda yaşamış olan ağaçların halkalarında belirgin olarak görülmektedir.
Santorini yakınındaki diğer adalarda bu materyale karasal ortamlarda rastlanmaktadır ancak daha uzak mesafelere gidildikçe piroklastik materyale deniz veya göl dibi tortullarında rastlanmaya başlanmaktadır. Bu nedenle Anadolu’nun özellikle batıkesimindeki göllerin pek çığunun tortullarında Santorini’nin küllerinden oluşan bir tabaka bulunması normaldir. Göl tortulları Kuaterner ve özellikle Holosen’deki çevresel koşulların değişimleri kaydedip, bugüne kadar saklayan maddelerdir. Bu tortulların sondaj yoluyla çıkarılıp analizinin yapılmasıile geçmişte oluşan pek çok olayın kanıtları bulunmaktadır. Santorini’nin Minoan püskürmesine ait tefra tabakasının batı Anadolu göllerinde bulunması bunun güzel bir örneğidir.
Türkiye’de bulunan ve Santorini’nin Minoan püskürmesine ait olan örnekler çoğunlukla bir turba tabakasının üzerinde yer almaktadır, bu durum piroklastik materyalin göl kıyısındaki çok sığ bataklık alanlarda tortulanarak bir tabaka oluşturduğunu göstermektedir.
Ülkemizde son yıllarda gelişen Kuaterner araştırmaları ve buna bağlı olarak değişik sondaj yöntemlerinin kullanılmasıyla çok sayıda gölün tortullarında da Santorini’nin Minoan püskürmesine ait tefra tabakası bulunabileceği açıktır.
Santorini (Yunanca adı: Thera), Ege Denizi’ndeki Kiklad takım adaları içinde yer alan volkanik adalardan biridir. Adayı, Santorini kalderasının su üstünde kalan yarım ay şeklindeki bölümü oluşturmaktadır. 75.8 kilometrekare yüzölçümüne sahip adanın en yüksek yeri 564 metredir.
Santorini volkanının da içinde yeraldığı Kiklad takımadalarında çok sayıda volkanik ada bulunmaktadır. Bu volkanik etkinlik kuzeye doğru ilerleyen Afrika levhasının Girit’in güneyinde Ege Anadolu levhasının altına dalmasıyla oluşmuştur. Yılda 2,5-2,7 cm hızla dalan Afrika levhasının hareketi nedeni ile Ege Denizi’nde tipik bir adayayı volkanizması meydana gelmiştir. Bu ada yayıiç ve dış olmak üzere iki bölüme sahiptir. Santorini bunlardan güneyde yer alan dış ada yayı üzerinde yer almaktadır. Yaklaşık olarak 12 milyon yıl önce oluş
maya başlayan yok olma zonu 3 milyon kadar öncesinde ilk volkanik etkinlikleri oluşturmaya başlayarak ada yayını meydana getirmiş ve faaliyetlerini günümüze kadar sürdürmüştür...