Seramik sanatçısı Ahmet Nejat Birdevrim: Turkuazın formülünü vermeyeceğim

Seramik sanatçısı Ahmet Nejat Birdevrim: Turkuazın formülünü vermeyeceğim

Resim, heykel ve hat sanatı eserlerine imza atan seramik sanatçısı Ahmet Nejat Birdevrim, 4 yıllık çalışmasının sonunda ortaya çıkardığı turkuaza ilişkin, "Bu turkuazı, 'Daha geniş nerelerde kullanabilirim?' dediğim 1993 yılında, hacca gidip geldikten sonra, Allah kelamlarında, ayeti kerimelerde kullanmaya başladım. Turkuaz engini, derinliği, sonsuzluğu ifade eden bir renktir. Bunu da yüce Yaradan'ın isminde kullanmak çok daha olağan yani çok daha içime sinen bir durum oldu." dedi

Son olarak Fatih Belediyesi ev sahipliğinde Nusret Çolpan Sanat Galerisi'nde 46 yıllık sanat hayatında yaptığı eserlerden bir seçkiyi, "Dört Element Bir Gönül: Yolculuk" sergisinde sanatseverlerle buluşturan seramik sanatçısı Ahmet Nejat Birdevrim, , eserlerinde Selçuklu, Osmanlı ve hüsnühat sanatının inceliklerini bugünün estetiğiyle harmanlayarak, derin duygularını toprağa aktarırken, izleyenlere hem geleneksel hem de modern bir deneyim sunmayı hedeflediğini aktardı.

Turkuaz neleri ifade ediyor?

Birdevrim, "Yolculuk" sergisinin sanat hayatındaki önemine vurgu yaparak, "Bu sergide, yaklaşık 10 yıl kadar yaptığım, deniz dibi çalışmalarımdan etkilenerek, 4 yılda 3 bin 500 deney yaparak bulduğum turkuazım öne çıkmaktadır. Bu turkuazı, 'Daha geniş nerelerde kullanabilirim?' dediğim 1993 yılında, hacca gidip geldikten sonra, Allah kelamlarında, ayeti kerimelerde kullanmaya başladım. Niçin turkuaz? Turkuaz engini, derinliği, sonsuzluğu ifade eden bir renktir. Bunu da yüce Yaradan'ın isminde kullanmak çok daha olağan yani çok daha içime sinen bir durum oldu." diye konuştu.

Toprağa yansıttığı su altı çalışmalarından sonra İslamiyet'e yönelik çalışmalarıyla yola devam ettiğini söyleyen Birdevrim, çalışmalarını karma sergilerde sanatseverlerle buluşturduğunu dile getirdi.

Usta sanatçı, seramikle akademiye girdiği 1978'de tanıştığını aktararak, "Hangi bölümü seçmem gerektiği bana sorulduğunda, 'Teknik içerikli olan hangi bölümse onu seçeceğim.' dedim. Oradaki arkadaşlar, 'Seramik daha teknik bir bölümdür.' dediler ve ben direkt 1-2 kişinin söylemiyle bu bölümü seçtim. Çok da iyi olmuş ki tam benim ilk eğitimimle bağdaşan bir bölüm oldu. Seramiğe bu şekilde başladım. Seramiğin hem teknolojik hem artistik kısımlarını ele alarak çalışmalarıma devam ettim. Çalışmalarımın 46 yıllık sonucu da burada." ifadelerini kullandı.

- "Kendi fırınlarımı da kendim yaptım"

Sanat anlayışında diğer akımları göz önüne almadığının altını çizen Birdevrim, şunları kaydetti:

"Seramiğe kendi duygu ve düşüncelerimi nasıl yansıtabilirim? Bunu düşünerek ilerlemeye çalıştım. Bununla birlikte teknik yönüm de olduğu için 'Seramikte başka hangi teknikleri kullanabilirim?' dedim. Üniversite yıllarında, seramik okurken rahmetli teknoloji hocam Prof. Dr. Ateş Arcasoy, bana dedi ki 'Seramik teknolojisi konusunda iyi gidiyorsun. Burada ak çini çalış.' dedi. Çalışmalarımda ak çininin tekniğimle daha uyumlu olacağını anlayarak 1978-1979 yıllarında, okuldaki bütün araştırmalarımı, çalışmalarımı ak çini üzerine yaptım. Hatta yüksek lisansım da seramik fırın teknikleri üzerine. Orada ak çiniyi bu fırınlarda nasıl istediğim şekilde pişirebilirim diye düşünerek fırınlarımı yaptım. Kendi fırınlarımı da kendim yaptım zaten."

Ahmet Nejat Birdevrim, Türkiye'de ak çiniyi kullanan çok az kişi olduğunun altını çizerek, "Benim yaklaşık 28 yıl İstanbul Üniversitesinde eğitimciliğim var. Emekli olalı 2 yıl oldu. Öğrencilerim bana her zaman sorardı; 'Hocam turkuazın formülünü verecek misiniz?'. Hayır vermeyeceğim. Benim turkuazım, aynı bir kişinin imzası gibi. Benim imzam olduğu için, bu imzanın maalesef sırrını vermiyorum. Sırrı verilmeyen bir şey de sanatçıyı biraz gizemli yapıyor. Dolayısıyla sanatçının bu gizemle kalması, her zaman benim takdirimdir, önerimdir. Merak uyandırır. Bu insanları kendisine doğru çeker. Onun için vermiyorum. Onlar da kendi imzalarını atacak. Kendilerine göre bir sır, bir ham madde ortaya çıkaracak. Onu da başkası taklit edemez. O da ona aittir. Onunla özdeşleşmiştir." diye konuştu.

Sergideki en küçük eseri 3 ayda tamamladığını belirten Birdevrim, "En büyüğü de nereden bakarsanız 6-7 ay alıyor. Dolayısıyla burayı topladığınız zaman 46 yılın içerisini dolduruyor. Bu benim 46 yıl içerisinde düşünce ve çalışma tarzımı, kullandığım teknikleri ifade etmekte. Eserleri seyrettiğiniz zaman, 46 yıl içerisinde Ahmet Nejat Birdevrim'in hangi teknikleri kullandığını, eserleri hangi duygularla yaptığını göreceksiniz. Bunları zaten eserler kendileri size yansıtacak." dedi.

Sanatçının seramik eserlerinden bir seçki sunan sergisi 30 Kasım'a kadar ziyaret edilebilir.

Özlem Limon - AA


Benzer Haberler & Reklamlar