Siberian Arctic olarak adlandırılan Siberyanın kuzey kutbuna yakın bölgeleri; her ne kadar halen küresel arkeoloji haritasında büyük boşluk gibi görünse de burada 30 bin yıl önce de insanların yaşadığı kanıtlandı. Özellikle binlerce yıllık petroglif buluntular ve mamut mezarlıkları da önemli arkeolojik buluntular olarak dikkat çekiyor.
Rusya'nın Kuzey Kutbu sahasında kalan Sibirya Kutup Bölgesi (Siberian Arctic) Dünya arkeoloji haritasında 'boş alan' gibi algılanıyor.
Oysa Rusya Bilimler Akademisinin Sibirya Arktik bölgesinde yıllardır süren iki önemli arkeolojik projesi var.
Sibirya Kutup Bölgesindeki Kola Yarımadası ve Yana bölgesindeki bilimsel kamplarda süren projeler çerçevesinde geçen yıl, önemli paleolitik keşiflere imza atıldı.
Rusya Bilimler Akademisi, Paleolitik Araştırmalar Sorumlusu ve Akademi bünyesindeki Malzeme Kültürü Araştırmaları Enstitüsü başkanı Sergei Vasilyev, Rus resmi haber ajansı TASS'a "Sibirya Arktik'teki iki projemize; Kola Yarımadası ve Yana'da devam ediyoruz. Burada bilimsel açıdan oldukça ilginç bulgular var yine de küresel arkeoloji haritasında büyük bir boşluk görünüyor. Bu boşluğun dolması için arkeologların daha çok çalışması gerekiyor. Arktik'teki insanların tarihi hakkında çok daha fazla bilgi bulunabilir." dedi.
Arktik Bölgeye modern insanların ilgisindeki artışın iyi kullanılması gerektiğini söyleyen Sergei Vasilyev, burada pek çok proeje için bir çok inşaat yapılıyor. Arkeologlar da bu çalışmalara katılmak zorundalar. İnşaatlar başlamadan önce arkeologlar orada araştırma yapmalılaf. Bu son derece önemli Çünkü bölgenin doğası çok kırılgan" uyarısında bulunuyor.
M.Ö 3 BİNLERDE BÖLGEDE BALIKÇILIK YAPAN İNSANLAR VARDI
Kola Yarımadası Projesi araştırma alanının geniş olduğunu söyleyen Sergei Vasilyev, bilim adamlarının dağınık kampların dışında yarımadanın karşısındaki kaya yazıtlarını da (petroglyfleri) incelediklerini belirtiyor. 1928 yılından bu yana Murmansk bölgesinde, Mezolitik devirlerden, Sami kültürüne kadar uzanan arkeolojik objelerin incelendiğini belirten araştırmacı; " Barents Denizi sahillerinde kamp kalıntıları, yerleşim izleri ve labirentler var. Shtokman alanında, Murmansk ulaşım merkezinde ve diğer bölgelerde arkeolojik araştırmalar sürüyor. Kola projesindeki son arkeoloji keşiflerinden biri de eski Avrupalıların yerleşim izleri. M.Ö. III. ve II. binyıllara tarihlenen yerleşim izleri bunlar. Teriberka köyüne 40 kilometre mesafede Barents Denizi'nin Kildin Boğazı yakınında deniz canlıları ve balinaların avlandığına dair izler var. Kaya resimleri, yerleşimcilerin deniz memelilerini avlayabildiğini gösteriyor. Norveç'ten ve Batı Avrupa'dan buraya gelen insanlar olduğunu düşünüyoruz " dedi.
M.Ö 8 BİNLERDE BUZUL ÇAĞI SONRASINDA DA BÖLGE DE İNSANLAR YAŞIYORDU
Arkeologlar, Kildin Boğazı kıyısında, son on yıl içinde M.Ö. VIII. binyılın ortalarına tarihlenen arkeolojik eserler buldular. Buzul çağı sonrasına ait buluntular, Rusya'nın Avrupa yakasının kuzeydeki en eski rkeolojik nesneler. Bunlar arasında kaya resimleri de var. Öte yandan Kuzey Fennoscandia da oldukça önemli M.Ö. M.Ö. 5 binli yıllardan, M.ö. 2 binli yıllara dek tarihlenen kaya resimleri keşfedildi. Bilim adamları bu yıl da Kuzey Fennoscandia'daki petroglifler üzerindeki araştırmalar sürecek.,
KAYA RESİMLERİ BALIKÇILIK, AVCILIK VE TOPLAYICILIĞI GÖSTERİYOR
Arkeologlara göre, bölgede yaşayan insanlar o yıllarda hem deniz ve hem kara avcılığı hem de toplayıcılık yapıyorlardı. Tüm bunları da resimlere yansıtttılar. Hem deniz hem de kara avcılığı sahneleri kaya resimlerinde yer alıyor. Bu resimler modern resim sanatından hayli farklı, şaşırtıcı ve bir o kadar önemli figürler içeriyor. Daha da önemlisi antik çağlarda yaşayan insanların yaşamlarına dair mesajlar içeriyorlar.
Modern insanlar, onların dilini anlamadığı için kaya resimleri ve oymaların bazıları açıklanamıyor.
Antik çağlarda, Kanozero çevresindeki kayalıklara da bir hayli petroglif oyuldu. Ancak bunlar diğerlerine göre hayli yıpranmış ve silik. Arkeologlar çizimlerin restore edilerek yeniden boyanabileceğine inanıyor fakat bu çok da kolay görünmüyor. Çünkü görüntüleri kaya çatlaklarından ayırmak çok zor. Çatlakların yanı sıra resimlerin doğal çukurlar ve mağaralarda oluşu da işi zorlaştırıyor.
Arkeoglar onları incelemek için, gün ışığında dahi el fenerleri ya da gün ışığını yansıtıcı aynalar kullanmak zorunda kalıyorlar. Elle resimlerin kopyaları çıkartılıyor ya da güneşin ufukta en uygun açısı kullanılarak resimleri çekiliyor.
2008'de bölgede adeta bir kaya sanat müzesi açıldı ve 2013 yılı itibariyle araştırmacılar kayalara oyulmuş ve çizilmiş resimlerin 1,250 tanesini kaydetmeyi başardılar.
MAMUT FOSİL YATAKLARI YAĞMALANIYOR
Kuzey Kutup Bölgesinde, bulunan arkeolojik kalıntılar arasında bir çok mamutun fosili de var. Ancak mamut mezarlıklarını tehdit eden hayli tanıdık bir tehlike var. Defineciler, mamut mezarlıklarını talan ediyorlar.
"Avcıların yaptığı vandalizm, Sibirya Arktik'inin eski tarihine ilişkin talan devam ediyor. Yüksek basınç pompaları kullanılarak, fosil yatakları dağılıyor. Arkeolojik zenginlikler açısından büyük tehlike söz konusu. Mamut fosil yataklarının çoğunda aynı rezAlet var. Barbarca ve hunharca kazılar yapılıyor ve kemikler yağmalaıyor. Bu alanda yasal düzenleme ve emniyet tedbirleri gerekiyor. Yoksa büyük arkeolojik fırsatlar kaybedebiliriz." diyor arkeologlar.
Vandallar tarafından tarumar edilen arkeolojik yataklardan biri de Bunge-Toll kampı yakınlarında.
ARCTİK'TEKİ EN ESKİ KAMP ALANLARI
Sibirya Arktik'İndeki arkeolojik kazılar, 1960'lardan beri devam ediyor. Berelekh "mamut mezarlığı" kazısında Geç Paleolitik zamana ait bulgular bulundu. Berelekh kampı, Indigirka Nehri'nin sol kolunda buluyor ve yaklaşık 13.000 yıl önce yüksek enlemlerde insanın yerleşimi bulunduğunu kanıtlıyor.
1989-1990'da arkeologlar, dünyanın en kuzeydeki arkeolojik kazı alanı Zhokhov kampında (Yeni Sibirya Adaları) daha yüksek enlemlerde insanların 8000 yıl önce yaşadıklarını kanıtladılar.
2001'de Yana-Indigirka Ovası'nın kuzeybatı kesiminde bilim adamları, Yana kampını açtı. Yana kampı, dünyanın en kuzeydeki Paleolitik cisimlerin merkezi. Avrasya'nın Arctic bölgesindeki üst Paleolitik Çağa ait bulguların çıkarıldığı kamptaki eserler, 45.000 yıl ile 19.000 yıl önceki zaman dilimlerine tarihlendiriliyor.
Enstitü görevlileri, son araştırma sonuçlarına göre; buzulun olumsuz koşullarının yayılması nedeniyle insanların Sibirya Arctic topraklarını terk etmek zorunda kaldıkları tezlerini gözden geçirmek gerektiğine inanıyorlar.
Arkeologlar, Sibirya Arktik'inde yaklaşık 21.000 yıl önceki son buzul çağında bile insanların yaşamlarını sürdrdüklerini kanıtladıklarını belirtiyorlar.
Sibirya'da buzul çağında insan yaşamadığı inancı artık geçerli değil. Son bulgular ışığında bu tez yeniden gözden geçirilmeli diyorlar.
Arkeologlar, 2016 yılının keşiflerine göre; 30.000 yıl önce dahi Sibirya Arktik'indeki insan kültürü, teknolojisi ve avlanma becerisinin sanılandan çok daha yüksek olduğunu kanıtladıklarının altını çiziyorlar.
arkeolojikhaber.com