Rusya'daki Yana Gergedan Boynuzu arkeolojik alanından çıkan iki süt dişinden elde edilen DNA analizleri sayesinde hem daha önce bilinmeyen bir etnik grup keşfedildi hem de onlarla Amerika'ya ilk göçen yerleşimciler arasında akrabalık bağları tespit edildi.
Nature dergisinde 5 Haziran tarihinde yayınlanan Pleistosen'den bu yana kuzeydoğu Sibirya'nın nüfus geçmişi (The population history of northeastern Siberia since the Pleistocene) başlıklı makale, hem Rusya'nın hem de Amerika'nın ilk yerlilerine dair şaşırtıcı bilgiler içeriyor.
Makalede, Eske Willerslev liderliğindeki uluslararası araştırma ekibinin Sibirya’daki Yana Gergedan Boynuzu arkeolojik alanında keşfettiği, iki çocuğa ait süt dişlerinin, Buzul Çağ’da yaşayan daha önce bilinmeyen bir etnik grubu ortaya çıkardığı belirtiyor...
Makalede yer alan bilgilere göre; elde edilen DNA'larla daha önce bilinmeyen eski bir Sibirya grubunun keşfedilmesini sağlayan dişler 31.000 yıllık süt dişleriydi. Üstelik dişler, insanlık tarihine sadece yeni bir etnik grubun varlığını kanıtlamıyor aynı zamanda ilk Amerikan yerleşimciler hakkındaki tezleri de tamamen değiştirebilecek ipuçları veriyordu.
"Vitor C. Sousa, Morten E. Allentoft, Lasse Vinner, Simon Rasmussen, Ashot Margaryan, Peter de Barros Damgaard, Constanza de la Fuente, Gabriel Renaud, Melinda A. Yang, Qiaomei Fu, Isabelle Dupanloup, Konstantinos Giampoudakis, David Nogués-Bravo, Carsten Rahbek, Guus Kroonen, Michaël Peyrot, Hugh McColl, Sergey V. Vasilyev, Elizaveta Veselovskaya, Margarita Gerasimova, Elena Y. Pavlova, Vyacheslav G. Chasnyk, Pavel A. Nikolskiy, Andrei V. Gromov, Valeriy I. Khartanovich, Vyacheslav Moiseyev, Pavel S. Grebenyuk, Alexander Yu. Fedorchenko, Alexander I. Lebedintsev, Sergey B. Slobodin, Boris A. Malyarchuk, Rui Martiniano, Morten Meldgaard, Laura Arppe, Jukka U. Palo, Tarja Sundell, Kristiina Mannermaa, Mikko Putkonen, Verner Alexandersen, Charlotte Primeau, Nurbol Baimukhanov, Ripan S. Malhi, Karl-Göran Sjögren, Kristian Kristiansen, Anna Wessman, Antti Sajantila, Marta Mirazon Lahr, Richard Durbin, Rasmus Nielsen, David J. Meltzer, Laurent Excoffier" imzalı makaleye göre; Rusya'daki Yana Gergedan Boynuzu arkeolojik alanında gömülü bulunan iki antik süt dişinin DNA analizi sayesinde keşfedilem yeni etnik grup, "Eski Kuzey Sibiryalıları" olarak adlandırıldı.
Yünlü mamutları, yünlü gergedanları ve bizonları avlayarak zor şartlarda hayatta kalabilen
Eski Kuzey Sibiryalıları'nın genetik olarak ilk Amerikan Yerlileri ile akraba olduğu keşfedildi. Sibirya'dan Amerika'ya Bering Boğazı üzerinden insan göçleri olduğu biliniyordu ama ilk kez, Amerika dışında iki coğrafyada yaşayan insanlar arasında bu kadar yakın genetik bağlar keşfedildi.
‘Eski Kuzey Sibiryalıları’ adı verilen yeni insan grubuna ait kalıntıların bulunduğu, Yana Gergedan Boynuzu Sitesi olarak bilinen bölge, 2001 yılında bulundu ve taş aletler ve insan yerleşiminin kanıtlarıyla birlikte 2.500’den fazla hayvan kemiği ve fildişi barındırıyor.
Keşif, Eski Kuzey Sibiryalıların 31.000 yıl önce bölgedeki zorlu koşullara dayandığını ve yünlü mamutlar, yünlü gergedanlar ve bizonlarla avlanarak hayatta kaldıklarını gösteriyor.
Profesör Willerslev, “Bu insanlar insanlık tarihinin önemli bir parçasıydı, neredeyse günümüz Asyalıları ve Avrupalıların ataları ile hemen hemen aynı zamanda çeşitlendiler ve bir noktada kuzey yarımkürenin büyük bölgelerini iskan etmiş olmaları muhtemel.” diyor.
Araştırmanın baş yazarı Dr Martin Sikora, “Aşırı ortamlara çok hızlı bir şekilde adapte oldular ve oldukça hareketliydiler. Bu bulgular, kuzeydoğu Sibirya’daki nüfus tarihi hakkında bildiklerimizin çoğunu değiştirdi, aynı zamanda bir bütün olarak insan göçünün tarihi hakkında bildiklerimizi de değiştirdi.”
Araştırmacılar, bölgedeki nüfus sayısının yaklaşık 40 olduğunu ve geniş çapta ise 500 civarında olduğunu tahmin ediyor.
Süt dişlerinin genetik analizi, bu iki kişinin, o sırada nüfusu azalan Neandertal popülasyonları ile herhangi bir akrabalık kanıtı olmadığını gösterdi.
Bu dönemdeki karmaşık nüfus dinamikleri ve antik ve modern diğer insan gruplarıyla genetik karşılaştırmalar, kuzey Sibirya ve orta Rusya’daki antik arkeolojik bölgelerde bulunan 34 insan genomunun örneklerini analiz eden daha geniş bir çalışmanın parçası olarak belgelendi.
Profesör Laurent Excoffier, “Dikkate değer bir şekilde, Eski Kuzey Sibirya halkı Avrupalılarla Asyalılardan daha yakından ilişkili ve Avrupalılar ile Asyalılar arasındaki ayrışmanın hemen ardından Batı Avrasya’ya göç etmiş gibi görünüyor.” diyor.
Bilim insanları Eski Kuzey Sibiryalıların, kuzey Avrasya ve Amerika kıtasındaki geniş bir alanda yaşayan çağdaş insanların mozaik genetik yapısını yarattığını buldu. Bulgular, Yerli Amerika soyunun genetiğini anlamada ‘eksik bağlantıyı’ sağladı.
İnsanların Amerika’ya ilk olarak, son Buzul Çağı’nın sonunda su altında olan Bering Boğazı’nı kapsayan bir kara köprüsüyle Sibirya’dan Alaska’ya geçtikleri yaygın olarak kabul ediliyor. Araştırmacılar, bu ataların bazılarını Eski Kuzey Sibiryalılarla karışan Asya halk grupları olarak belirleyebildiler.
Profesör David Meltzer, “Son Buzul Maksimum’un (Buzul Çağı’nın en soğuk ve en sert zamanı) derinliklerinde gerçekleşen popülasyon izolasyonu ve katkısı ile sonuçta Amerika’nın yerli halkının ataları olarak ortaya çıkacak olan halkların soyları hakkında önemli bilgiler edindik.” diyor.
Bu keşif, Sibirya’daki Kolyma Nehri yakınlarındaki bir bölgede bulunan 10.000 yaşında bir erkek kalıntının DNA analizine dayanıyordu. Bu birey soyunu, Eski Kuzey Sibirya DNA’sı ve Yerli Amerikalılarda bulunanlara çok benzeyen Doğu Asya DNA’sının bir karışımından almıştı.
Söz konusu bulgu aynı zamanda ilk kez Amerika dışında kalan Amerika yerlilerinin nüfusu ile yakından ilişkili olan insan kalıntıları olma özelliğini taşıyor. Profesörr Willerslev, “Yerli Amerikalıların soylarını anlama bulmacasında, Yerli Amerikalılar ve Paleo-Sibiryalılar’da Kolyma imzasını görebileceğiniz önemli bir parça. Bu birey, Amerikan Yerlilerinin soyunun eksik parçası!.” diyor.
(arkeolojikhaber - Arkeofili)