Silbury Tepesi nedir? Silbury Tepesi nerededir? Silbury Tepesi'nin gizemini çözebilmek için bugüne kadar kaç arkeoloji kazısı yapılmıştır.
İngiltere Birleşik Krallığında Wiltshire Kontluğunun Avebury yerleşim alanı sınırlarında Kennet Vadisi yakınlarında bulunan UNESCO Dünya Miras Listesine alınmış yapay tepedir. Yığma topraktan inşa edilmiş Silbury Tepesinin yüksekliği 39 metredir. Tabanının çapı yaklaşık 167 metredir. Avrupa'daki en büyük, dünyadaki sayılı insan elinden çıkma tepedir. Ne zaman ve ne amaçla yapıldığı çözülemediğinden gizemli tepe olarak da adlandırılmaktadır. 18. yüzyılda Silbury Tepesi'nin zirvesinde panayırlar düzenlendiği bilinmektedir. Ancak bu panayırların eski geleneklerle bağlantılı olduğuna dair veri bulunamamıştır.
Bulunan bir boynuz parçasının radyokarbon tarihlendirilmesinden yola çıkılarak, tepenin son halkini yaklaşık M.Ö. 2500-2350 yılları arasında aldığı tahmin edilmektedir. Yani tarihi yaklaşık 5 bin yıllıktır. Ancak arkeologlar tepenin kaç ayrı inşaat aşaması olduğunu konusunda farklı tezler öne sürmektedirler.
Arkeolojik araştırmaların yorumlanmasına göre arkeologların çoğu, tepenin tek evrede yapıldığını savunmaktadırlar. Bazı arkeologlara göre ise tepe bir kaç ayrı safhada oluşturulmuştur.
1960'lı yılların sonlarına doğru tepede arkeoloji kazılarılara liderlik eden Richard Atkinson ise tepenin üç ayrı evrede tamamlandığını savunmaktadır. Arkeolog Richard Atkinson'ın tezine göre ilk inşaat M.Ö. 2700 yılllarının başlarında yapılmıştır. Silbury I olarak adlandırılan aşamada; tepe 5.5 metre yüksekliğinde ve yaklaşık 35 metre genişliğindeydi Silbury II denilen aşama ise yaklaşık olarak M.Ö. 2500'lü yıllarda gerçekleşti. İkinci inşaat aşamasında tepe 20 metreye yükselirken, taban çapı 75 metreye ulaştı. Silbury III aşamasındaki inşaatta tepenin kireçtaşı tabakaları inşa edildi.
38 metre genişliğindeki devasa bir hendekle çevrili tepenin, hendekten çıkarılan 2.669.000 metreküp toprak ve kireçtaşı ile inşa edildiği tespit edilmiştir. Hendeğin suyla doldurularak tepede ayinler yapıldığını iddia edenler de vardır.
Tepenin 30 metre genişliğindeki düzleştirilmiş zirvesinde; etrafı toprak setle çevrili, daire biçimindeki düz alana taş dikitlerle inşa edilmiş bir megalit yapı bulunmaktadır. Taş çemberlerin yanında bulunan mezar odalarından Neolitik kalıntılar çıkarılmıştır.
Silbury Tepesi'nin gizemini çözebilmek için bugüne kadar üç önemli arkeoloji kazısı yapılmıştır.
Silbury Tepesi'nin sırrını çözmek için bugüne kadar üç önemli kazı yapılmıştır. Kazılardan ilki 1776 yılında Northumberland Dükü'nün maden işçileri ile gerçekleştirdiği çalışmadır. Bu kazıda kayda değer bir veriye rastlanmadı. Hatta kazı sonrası tepenin bir kısmında çökme yaşandığı için yararından çok zararı oldu.
1849 Antikacı Dean Merewether tarafından gerçekleştirilen ikinci kazıda, tepenin yan kısmından merkezine doğru bir tünel kazıldı. Bu kazıda da bilimsel olarak kayda değer bir bulguya rastlanmadı.
Tepedeki üçüncü arkeolojik kazı Profesör Richard Atkinson tarafından 1968-1970 yılları arasında BBC sponsorluğunda yapıldı. Atkinson'ın biri Merewether'in tünelini izleyen, üç ayrı alanda kazılar gerçekleştirdi. Kazılardan sonra ortaya bir kaç ayrı teori atıldı. Tepenin çimle kaplı kısmındaki uçan karıncalardan hareketle, inşaatların Keltlerin Lughnasadh ya da Lammas adını verdikleri festivalleriyle aynı zamana denk gelen Ağustos ayında başlanmış olabileceği savunuldu. Silbury Tepesinde, Keltlerden 2000 yıl önce yapılmış olduğu halde, Kelt kültürünün izleri olduğu savunuldu. Tepedeki arkeolojik kazılarda Roma dönemine ait eser de bulundu.
Önceleri Tepenin eski İngiliz kralının mezarını simgelediği tahmin ediliyordu. Yerel halk, tepenin adı Sil ya da Zel olan bir hükümdarın mezarı olduğuna inanıyordu. Half efsanlerine göre tepede Sil'i altın atın üzerinde otururken gösteren, gerçek boyutta bir heykel vardı....
Bir diğer şehir efsanesine tepenin yakınlarındaki Marlborough kasabasına Şeytan toprak yığmayı planlıyordu. Ancak Avebury'deki rahipler yaptıkları büyülerle toprağı bu alana döktürerek kasabayı kurtardılar Silbury Tepesi oluştu.
Tepenin kurban ayinleri için, Merkür tapınağı olarak, Ana Tanrıça'nın sembolü olarak inşa edildiğini savunan tezler havada uçuşmaktadır ama bunların hiç birisinin bilimsel tabanı yoktur. Öyle ki tepenin dev bir güneş saati olduğunu savunanlar bile vardır. En masum ve amntıklı teori ise gözlemevi olarak kullanıldığı tezidir.
Tabi komplo teorisyenlerine göre; tepe uzay gemileri için bir enerji kaynağı, uzaylılar için toplantı alanıdır.
Tepenin Tapınma ve ayin aamçlı olduğu görüşü yaygın kabul görmektedir. Kıvrılarak tepenin zirvesine çıkan bir yol olma olasılığı, alanın ayinlerde kullanıldığı tezine delil gösterilmektedir. Profesör Richard Atkinson da kıvrımlı kaya çıkıntılarının basamaklar olabileceğini savunmaktadır. Silbury Tepesi'nin kutsal bir alan olarak önemini koruduğu savunulmaktadır.
Arkeoloji kazıları sonrası oluşan çöküntüler yüzünden Silbury Tepesi'ne girişler yasaklanmıştır.
arkeolojikhaber.com