Sirenler veya Seirenler nedir?
1. Sirenler veya Seirenler: Yunan mitolojisinde kadın başlı, kuş gövdeli, müzik yapan yaratıklar.
Sirenlerden ilk kez Odysseia’da ve bahsedilmektedir.
2. Seirenler veya Sirenler: Seirenler (adları Batı dillerine Siren diye geçmiştir) Yunan mitolojisinin uydurduğu efsanelik yaratıklar arasında günümüze dek tutunan ve başka mitolojilerin etkisi altında karışıma, değişime uğrayan deniz kızlarıdır.
İlkin Odysseia'da sözü geçen Seirenler kadın gövdeli, kuş kanatlı ve güzel sesli olarak tanımlanır. Sonradan ortaçağın yarattığı ve özellikle kuzey folklorunda görülen figürlerin etkisiyle Sirenler kanatlı olmaktan çıkmış ve yarı insan, yarı balık biçiminde denizkızları diye canlandırılmıştır. Bugün de Siren ya da denizkızı deyince, belden yukarısı kadın, belden aşağısı pullu pullu ve yüzgeçli olan yaratıklar akla gelir. Ne var ki bu imge Yunan mythos'una büsbütün yabancıdır, Seiren figürünün aşağıda verilen metinden de anlaşılacağı gibi, balıkla hiçbir ilişkisi yoktur. Kirke Odysseus'u uğurlamadan önce yolda ne gibi tehlikelerle karşılacağını kendisine bildirir :
Seirenlere varacaksın sen en önce,
onlar büyüler yakınlarına gelen bütün insanları,
kim yaklaşırsa bilmeden ve dinlerse onları,
yandı, bir daha evinde onu ne karısı karşılar, ne çocukları.
Seirenler onu çayırda çınlayan ezgileriyle büyüler,
çayırın çevresinde kemikler vardır, öbek öbek,
bunlar kemikleridir etleri çürüyen insanların,
büzük büzük durur kemiklerin üstünde deriler.
Durma orada, yürü, arkadaşlarının da tıka kulaklarını,
tatlı balmumuyla tıka ki, onların sesini dinlemesinler,
istersen dinle sen, ama bağlasınlar ayakta seni,
hızlı geminin içinde iplerle bağlasınlar kollarından,
bacaklarından orta direğe,
ondan sonra dinle Seirenleri doya doya.
Öyle olur, Odysseus Kirke'nin dediğini yapar ve Seirenlerin önünden geçerken bağlı olduğu yelken direğinden kopmayı nasıl arzuladığını anlatır bize, ama Seirenlerin sesinden başka biçimlerine değgin bir şey söylemez. Öbür Yunan mythos yazarlarının Seirenleri uzun uzadıya tanımlamaları erken çağlardan beri vazo resimlerinde çok büyük bir yer tutmalarından ileri gelir. Mitograflar genellikle Seirenlerin ırmak tanrı Akheloos'un kızları olduğunu kabul ederler, anası Musalardan biriymiş, Melpomene ya da Terpsikhore. iki, dört ya da üç kız kardeş oldukları söylenir, adları da verilir. Yaman şarkıcı, hatta çalgıcı oldukları, bir trio yapıp, birinin lyra, öbürünün flüt çaldığı, üçüncüsünün de ezgi söylediği efsanelerde söz konusudur. Odysseus'tan başka Argonautların da Seirenlerin önünden geçtiği, ama o sırada Orpheus'un denizkızlarınkinden daha güzel bir ezgi tutturduğu için arkadaşlarını Seirenlere kavuşmak isteğinden vazgeçirdiği de anlatılır. Ovidius'a göre Seirenler bir zamanlar kuş kanatlı değil de, herkes gibi kızlarmış, Persephone'nin arkadaşlarıymış. Ama Persephone Hades tarafından kaçırılınca ne yapıp yapıp ona yetişmek için kanat bırakmışlar ve yerde, gökte arkadaşlarını aramaya koyulmuşlar. Daha başka yazarlar bu niteliklerinin bir tanrı cezası olduğunu ileri sürerler. Kaynakları ne olursa olsun Yunan mythos'unda Seirenlerin Harpyalara benzedikleri, onların bir başka türünü simgeledikleri açıktır. Seirenler efsanesinin bir gerçekle ilişkisi olup olmadığı zamanımızın bilgin ve gezginlerini ilgilendirmiştir. Bu masala simgesel bir anlam vermek isteyenler de olmuştur. Doğadan gelen bir çağrıya dayanamayıp kendini ölüme atan erkek motifi nice nice sür ve masallara konu olmuş, Heine'nin "Lorelei"ına karşılık bizde Melih Cevdet Anday'ın "Kolları Bağlı Odiseus" şiiri akla gelir. Bu uzun şiirin son bölümü doğrudan doğruya Seirenlere. değgindir, bu büyülü ezginin bambaşka yönden, şair yönünden bir yorumunu verir:
Kürekciler hasatsız denizi köpürttüler kürekleriyle,
tez yürüyüştü gemi gün batarken ulaştı Sirenlerin adasına,
yüreğim kopacak gibiydi, kanatlanıp uçacak gibiydi,
ama Sirenlerin izi bile yoktu ortada.
Yalnız bir ezgi, ta derinden, ta içerimden gelen
bir ezgi başladı yavaş yavaş yükselmeye;
o yabansı, o büyülü türküleri ben söylüyordum sağır gemicilere,
yalnız ben duyuyordum Sirenleri.
Kirke, bilge tanrıça, selam sana!
Sağ salim geçtim kendimi.