Türkiye'de Sualtı Arkeoloji açısından önem arzeden dalış projesi çerçevesinde Osmanlı-Rus Savaşı’ndan kalma batık fırkateyn için ilk dalış 15 Mayısta Didim ilçesinde yapılacak.
Aydın’ın Didim ilçesi açıklarında kıyıdan 3 mil açıkta, denizin 70 metre dibinde bulunan, 18’inci yüzyıla ait olduğu sanılan, üzerinde dev topların bulunduğu Osmanlı savaş gemisinin (firkateyni) gün yüzüne çıkarılması için 15 Mayıs- 1 Haziran tarihleri arasında ilk çalışmalara başlanacak.
Osmanlı firkateyni Ertuğrul’un 8 yıldır kazı kurtarma çalışmasının başkanlığını yürüten Bodrum Karya Kültür, Sanat ve Tanıtım Vakfı (BOSAV) Başkan Yardımcısı Kaptan Tufan Turanlı, batığın Türk sularındaki tek ve en önemli batık olabileceğini söyledi.
Didim’de yaşayan evli, 7 çocuk babası kaptan ve profesyonel dalgıç Cumhur Nacak, 2 Mayıs 2015 tarihinde, 11 metrelik teknesiyle, bir grup amatör balıkçı için av turu düzenledi. Akbük Mahallesi Balıkçı Barınağı’ndan denize açılan Nacak, amatör balıkçıları Güllük Körfezi’nin Didim ile Muğla’nın Bodrum ilçesi arasındaki Toprak Ada yakınlarına götürdü. Kıyıdan 3 mil açıkta demirleyen Nacak, bölgede balık olup olmadığını kontrol etmek için 500 TL değerindeki amatör sualtı kamerasını misina ile denizin dibine saldı. 70 metre derinlikte 9 dakika kadar çekim yapan Nacak, görüntüleri izlediğinde kumların arasında bir savaş gemisine ait savaş toplarını görünce heyecanlandı. Nacak, “Neden battığını henüz bilmediğimiz savaş gemisi, kumluk bir zemine oturmuştu. Gövdesi kumlar altında kalmıştı. Ancak buna rağmen üzerindeki savaş topları ve önemli parçaları kumların üzerindeydi. Topları, savaş gemisine ait kazanı, ahşap aksam makaraları, gemi personelinin kullandığı aletleri ve bazı plaketleri görünce şaşırdım. Ardından kameranın sabit durması için ucuna kurşun bağlayıp, misinayla kamerayı bir kez daha suya indirdim ve 15 dakikalık çekim yaptım. Tekrar görüntüleri izlediğimde, yaklaşık 50 metre uzunluğundaki savaş gemisinin üzerinde 4- 6 metre arasındaki savaş toplarını, yemek kazanlarını ve gemiye ait materyalleri izleyince heyecanım bir kat daha arttı” dedi.
CUMHUR KAPTAN ÜÇ YILDIR BATIĞIN BEKÇİĞİLİNİ YAPIYOR
Ertesi gün, bulduğu batığı Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, Aydın ve Muğla Kültür ve Turizm İl Müdürlükleri ile Didim Sahil Güvenlik Komutanlığı’na bildirip, elindeki görüntüleri ve koordinatlarını verdiğini belirten Nacak, “Görüntülerden bugüne kadar el değmediği anlaşılan batığın, Osmanlı-Rus Savaşı’ndan kalma bir batık olduğu ortaya çıktı. Bakanlık, Sahil Güvenlik ve müze yetkilileri, birkaç kez bölgeye gelerek, batıkta yüzeysel inceleme yaptı. Tam 3 yıldır batığın bekçiliğini yapıyorum. Çünkü bölge, dalışa ve avcılığa yasak alan ilan edilmediği için özellikle troller gelip, üzerine ağ atıp batığa zarar verebilirler. Bu nedenle bölgeden trolleri uzak tutmaya çalışıyorum, ancak bu defa da beni şikayet ediyorlar. Bu tarihi batığın bir an önce gün ışığına çıkarılmasını ve Osmanlı döneminden kalan bu eserin korunması için bölgenin dalışa yasak alan ilan edilmesini istiyorum” diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın batıkla ilgili çalışma için 350 bin TL’lik bütçe ayırıp, 15 Mayıs-1 Haziran 2018 tarihleri arasında ilk çalışmayı başlatacağını belirten Nacak, 70 metre derinlikte yapılacak bu tarihi çalışmanın belki de çok önemli konulara ışık tutacağına dikkati çekti. Nacak bir dalgıç ve kaptan olarak elinden gelen tüm yardımı yapmaya hazır olduğunu vurguladı.
Bu arada, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin hazırladıkları raporda, Osmanlı Dönemi’ne ait 18’inci yüzyıl fırkateyni batığı olduğu, Osmanlı-Rus Savaşları’nın bir bölümünü bünyesinde tarihsel açıdan barındırdığı için kurtarılmasının gerekliliğini belirten yazışmalar tamamlandı.
Japon Kralı Meiji’yi 1890 yılında ziyarete gittikten sonra dönüş yolunda Pasifik Okyanusu’ndaki Kuşimoto şehri açıklarında 550 denizcisi ile batan Osmanlı firktaeyni Ertuğrul’un, 8 yıldır kazı kurtarma çalışmasını yaparak birçok eserini gün ışığına çıkartan projenin başkanı ve Bodrum Karya Kültür, Sanat ve Tanıtım Vakfı (BOSAV) Başkan Yardımcısı Kaptan Tufan Turanlı, bulunan Osmanlı fırkateyni batığı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Cumhur Kaptan’ın deniz dibindeki batığı tespit eder etmez görüntülemesi, yerini kaydetmesi ve derhal Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bildirerek önemli bir vatandaşlık görevini yerine getirmesi nedeniyle kendisini canı gönülden kutladığını belirten Turanlı, “Bakanlığa dilekçesini vermesinin ardından beni arayıp telefonla bilgilendiren Cumhur Kaptan’ı sadece batığın yerini tespit ettiği için değil, geçen 3 yıl içinde troller ve balık avcıları tarafından zarara uğratılmaması için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından koruyucu hiçbir tedbir alınmamasına rağmen koruduğu için de ayrıca tebrik ediyorum. Kendisinin en büyük ödüllere layık olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.
ERTUĞRUL'DAN SONRAKİ EN ÖNEMLİ OSMANLI BATIĞI OLABİLİR’
Kendisinin, 1975 yılından bu yana denizlerde 200’e yakın batığın tespitini yapmış birisi olduğuna dikkat çeken Tufan Turanlı, Cumhur Kaptan’ın Türkiye denizlerindeki en önemli batıklardan birisini bulduğunu bildirdi. Bu batığın Ertuğrul’dan sonra bulunan en önemli ve tek Osmanlı savaş gemisi batığı olduğunu belirten Turanlı, “Böyle bir batığı gün ışığına çıkarmak aylar, yıllar alabilir ve 5-6 milyon dolara mal olabilir. Ancak tarihi zenginliği içerisinden çıkabilecek eserlerin paha biçilmez değeri göz önüne alınacak olursa, yapılacak masraf yanında hiç kalır. Bu nedenle bu batığın üzerinde ciddiyetle durulmalı ve bölge acil olarak dalışa yasak bölge ilan edilmeli. Bu batığın Osmanlı batığı olma ihtimali oldukça yüksek. Cumhur Kaptan’ın belirtilerine göre gemide topların olması, dipteki gemi kalıntılarının ahşap olması 18’inci yüzyıl veya öncesi ihtimalini güçlendiriyor. Öte yandan çalışmaların başkanlığını yaptığım Japonya’da batan Ertuğrul Fırkateyni 19’uncu yüzyılın ortalarında yapılmasına rağmen iskeleti çelikten ama gövdesi ahşap olan bir gemiydi. Bu nedenle kesin tarihlendirme için daha fazla veriye ihtiyaç var” diye konuştu.
ARKEOLOJİ KAZISININ BİLİNEN DALIŞ YÖNTEMLERİ İLE YAPILMASI İMKANSIZ
Batığın 70 metre derinlikte olmasının, arkeolojik kazısının bilinen insan dalış yöntemiyle yapılmasını imkansız kıldığını, robot teknolojisinin kullanılması gerektiğini belirten Turanlı, şunları söyledi:
“Kurtarma kazısı adı altında gelip birkaç profesyonel dalgıç tarafından yapılacak dalışla birkaç top, eser çıkarıp gemiyi terk etmekten başka bir sonuç alınamaz. Böyle bir girişimin adı, açıkça talan, define avcılığı, bir nevi soygunculuk olur. 21’inci yüzyıldayız. Sualtı da dahil olmak üzere artık bu tür çalışmalar robotlarla gerçekleştiriliyor. Biz, BOSAV olarak son 10 yılda Titanik Kaşifi Dr. Robert Ballard ile yaptığımız tüm deniz araştırma ve etkinliklerimizi robotlarla yaptık. Denizin 4 kilometre dibindeki Titanik’e de robotlarla indik. 2013’te Suriye açıklarında düşürülen fantom uçağımızı ve şehit pilotlarımızı da 1265 metre derinlikten robotlarla çıkardık. Japonya’da kazısını gerçekleştirmekte olduğumuz Ertuğrul Firkateyni 14 metre gibi sığ sularda olmasına rağmen, orada bile zaman zaman robot teknolojisini kullandık. Bodrum Müzesi Müdürü Tayfun Selçuk’u bizzat ziyaret ederek, bu batığın kazısı için elimizdeki en son teknoloji robot ve kazı sistemlerini Bakanlık emrine vermeye hazır olduğumuzu, tüm dünyaya hem arkeolojik yeteneğimizi, hem de teknolojik üstünlüğümüz sergileyeceğimizi bildirdim.”
hurriyet.com.tr