Tarihi Damat İbrahim Paşa Camii’nin 2010’da başlayan restorasyonu adeta yılan hikâyesine döndü. İlk müteahhit intihar etti, sonra işi alan müteahhit bıraktı, cami 3 kez soyuldu.
Tarihi Damat İbrahim Paşa Camii’nin hikâyesi camiye adını veren sadrazamın cesedinin paramparça edilmesiyle başladı. Damat İbrahim Paşa tarafından 1720 yılında Ustabaşı Mimar Bekir Ağa’ya yaptırılan Şehzadebaşı’ndaki tarihi yapı Osmanlı döneminde Külliye, Darülhadis Medresesi ve kütüphane olarak kullanıldı. Avlunun güney kısmı ölümlerinden sonra, Damat İbrahim Paşa ve mahdumlarının kabirlerine ayrıldı. 298 yıldır ayakta kalan Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait tarihi camii 2010 yılında restorasyon karşılığında İl Özel İdaresi’ne (Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı) tahsis edildi. İl Özel İdaresi, 2010 yılı sonunda restorasyon için müteahhit ile anlaştı. Ancak restorasyon işini alan müteahhit ekonomik zorluklar yaşadığı için 2 yıl sonra intihar ederek yaşamına kıydı.
2014 yılında üç kez soyuldu.
2012’de bitirilmesi gereken çalışmalar müteahhitin intiharı nedeniyle kesintiye uğrayınca çalışmalar durdu. Yeni müteahhitle anlaşma yapılsa da restorasyon çalışmaları bir türlü bitmek bilmedi. Yeni müteahhit de işten çekilince yarıda kaldı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi şadırvan pencerelerinde bulunan paha biçilemez değerdeki bronz kafesler 2014 yılında üç ay içerisinde, üç kez soyuldu. Neyse ki çalınan bronzlar kısa sürede bulunarak yerine monte edildi. İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü tarihi camideki restorasyonun tamamlanması için 19 Eylül 2016’da yeniden ihaleye çıktı. 1 milyon 751 bin sözleşme bedeli olan ihaleyi ‘Şengül İnşaat Alper Şengül’e kazandı. Ancak kütüphane, sebil ve hazire restorasyonu 2017 yılında bitirilmesi gerekirken, aradan 1 yıl geçmesine rağmen halen bitirilemedi.
İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü’nden izin çıkmasını bekleniyor
Restorasyon sürecinin durumunu görmek için gittiğimiz camide ilk dikkat çeken avluya gelişi güzel bırakılan inşaat malzemeleri oldu. Ayrıca dış duvara bitişik çeşmenin bir kısmı da yaya yolunun altında kalmış. Öğle saatlerinde de avlunun içerisinde küçük baş hayvan kesimi yapılıyor. Restorasyon işini üstlenen ‘Şengül İnşaat Alper Şengül’ün yetkilisi ise çalışmayı sürdürmek için İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü’nden izin çıkmasını bekledikleri bilgisini vererek şunları söyledi: “Lale Devri’nden kalan tarihi caminin ince kalem işlerinin projesi çizilerek onay için İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü’ne gönderildi. Buradan çıkacak olumlu yanıtın ardından restorasyon işi 6 ayda tamamlanır. Yaklaşık 1 yıldır proje çalışmaları ve kalem işleri kuruldan gelen heyet tarafından yerinde inceledi. Mezarlık, minare ve güçlendirme çalışmaları tamamlanmış durumda. Kütüphane ve kalem işi için olumlu yanıt geldiği an çalışmaları kısa sürede tamamlayacağız. Titiz çalışmak zorundayız.”
1720 yılında Ustabaşı Mimar Bekir Ağa’ya yaptırıldı.
Şehzadebaşı’nda bulunan tarihi camii, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından 1720 yılında Ustabaşı Mimar Bekir Ağa’ya yaptırıldı. Tarihi yapı Külliye, Darülhadis Medresesi ve kütüphane olarak da kullanıldı. Külliye avlusunun güney kısmında Damat İbrahim Paşa ve mahdumlarının kabirleri bulunurken, cadde tarafına bakan bölümde ise sebil ve çeşmesi yer alıyor.
Lale Devri, paşalarından biri olarak anılan Nevşehirli Damat İbrahim ise Avusturya ile Pasarofça Anlaşması’nı imzalayan bir isim. Damat İbrahim, Eylül 1730’da meydana gelen Patrona Halil İsyanı sırasında Sultan III. Ahmet’in kararı uyarınca öldürülerek cesedi isyancılara teslim edildi. İsyancılar ise İbrahim Paşa’nın cesedin paramparça ettiler.
Mert İnan - Milliyet