Thebai / Teb neresidir?
Thebai / Teb: Yunanistan’ın doğusunda, Boiotia bölgesinde, Plataia’nın kuzeydoğusunda kurulmuş antik kent.
İlk Tunç Çağından beri Yunanistan’ın en önemli yerleşim yerlerinden biri olmuştur.
MÖ 14. yüzyıl ortalarında 30 hektara yayılan alanı ve görkemli saray yapısı ile Miken dünyasının güçlü kentlerinden biriydi. Bu parlak dönem MÖ 13- yüzyıl sonlarında bir dizi yangın ile sona erdi.
Uzun bir süre kuzeybatı komşusu Orkhomenos’un üstünlüğüne tabi olduktan sonra MÖ 7. yüzyılda bölgede liderliği ele geçirdi ve bir grup kenti kendi liderliği altında birleştirdi. Buna karşın üç kent uzun süre bu birliğe direndi: Orkhomenos, Plataia ve Thespiai.
Thebai’nin kontrolündeki Plataia MÖ 6. yüzyıl sonunda Atina’dan yardım alarak bağımsızlığını kazandı. Bu hamle Thebai’de Atina’ya karşı bir nefret yarattı. Bu nefretin etkisiyle Thebai Pers-Yunan Savaşları’nda Yunanlılara yardım etmekte isteksiz davrandılar. Küçük bir birlikle Yunan ordusuna katıldılar ancak yönetimi elinde tutan seçkinler grubu Perslere destek olmayı seçti.
MÖ 447’de Atina’ya karşı Boiotia Birliğini kurup lideri oldu. II. Peloponnesos Savaşı sırasında Sparta’nın müttefiği idi.
Savaş sonunda Sparta’dan Atina kentinin tamamen yıkılmasını talep etti. Bu isteği gerçekleşmedi. Ancak bir yandan da Sparta’nın hızlı büyüme eğiliminden çekiniyordu, bu yüzden MÖ 395’te Atina ile kısa ömürlü bir ittifak yaptı. Haliartos Savaşı’nda (MÖ 395) galip, Koroneia Savaşı’nda (MÖ 394) mağlup taraf içinde yer aldı.
MÖ 4. yüzyılın ilk yarısında Epaminondas’ın önderliğinde yeniden güçlü bir dönem yaşadı. Leuktra Çarpışması ile zirveye çıkan bu yükseliş, onun MÖ 362’de Mantinea Savaşı’nda ölmesi ile son buldu: Thebai düşüşe geçmişti. Makedonya Krallığının tehlikeli yayılımı üzerine Atina ile ittifak yaptı ancak MÖ 338’de Thilippos II Khaironeia Savaşı sonrası kenti aldı.
Kentin MakedonyalIların elinde tahrip olmasını, halkının köleleştirilmesini Thebaililer tanrıların gazabı olarak nitelediler. Bu gazap Pers-Yunan Savaşlarında Perslere yardım etmelerinin, II. Peloponnesos Savaşı sırasındaki barış döneminde Plataia’yı ele geçirip nüfusunu köleleştirmesinin ve aynı savaşın sonunda yenilen Atina’nın halkının tamamen köle yapılması yönünde oy kullanmasının bir sonucu olduğu düşünülüyordu.
Philippos II’un ölümünden sonra bağımsızlığını kazanmak için katıldığı isyan Büyük İskender'in kenti tümüyle tahrip etmesiyle sonuçlandı (MÖ 334).
MÖ 3l6’da Kassandros tarafından yeniden inşa edildi ancak artık Boiotia Birliğinin lideri değildi. Hellenistik Dönemin sönük bir aktörü olan kent III. Makedonya Savaşı’nda Roma tarafında, Mithradates Savaşları’nda ise Roma’nın karşısında yer aldı. Bu seçiminin sonucunda Sulla tarafından MÖ 86’da yağmalandı.
MS 125’te Hadrianus kenti ziyaret etti. MS 395’te Gotların saldırısına karşı koyan kentin surları Iustinianus I döneminde güçlendirildi.
Yunan dünyasından en zengin mitolojiye sahip kentlerden biridir.
Bu zengin öyküler ağı pek çok şaire ilham vermiştir. Herakles’in burada doğduğuna inanılır.
Thebai / Teb: Mısır’ın güneydoğusunda, Kahire’nin 675 km. güneyinde, Luksor yakınlarında, Nil Irmağı kıyısında kurulmuş antik kent.
Mısırlılar kenti Waset ya da Diospolis Megale (Zeus’un büyük kenti) adıyla tanırlardı.
On birinci sülale döneminde (MÖ 2050) Memfis’in yerine başkent olmuş ve baş tanrısı Amon’a ithafen ‘Amon’un kenti’ diye anılmıştır.
Başkent olmasında 150 km. ötedeki altın ve bakır maden yatakları etkili olmuştur.
Ancak Amenemhet I döneminde başkent Thebai’den Memfis yakınlarına taşınmıştır. İzleyen dönemde ancak Amon kültünün merkezi olarak dini önemini korudu.
On sekizinci sülalenin başlarında (MÖ 1550) yeniden önem kazandı ve yaklaşık MÖ 1100’e değin görkemli bir dönem yaşadı. MÖ 663’te Asurbanipal’in orduları tarafından yağmalandı.
Bir daha başkent olamamasına rağmen Ptolemaios Krallığı döneminde bile halen Mısır’ın en önemli kentlerinden biriydi.
Bu dönemde iki kez isyana sahne oldu, bu yüzden cezalandırıldı. Odysseida adı geçen Ethiopia kralı Memnon’un sütunları olarak bilinen iki büyük heykelin kentte bulunması yüzünden Roma döneminde turistik bir merkez haline geldi.
Hıristiyanlığın yayılması ile birlikte antik çağ tapınaklarının çoğu kiliseye çevrildi.
Strabon ve Heredotos’un da ziyaret ettiği kenti MS 130’da Hadrianus eşi Sabina ile birlikte gezmiştir.
Thebai yaklaşık 36 kilometrekarelik bir alana yayılmıştı; büyük bölümü Nil’in doğu kıyısındaydı, batı kıyıda ise krallara ait mezar tapmaklarıyla bunlarda hizmet gören rahip, asker, zanaatçı ve hademelerin evlerinin bulunduğu “ölüler kenti” vardı.