Tiyatro nedir?
Tiyatro nedir?
Tiyatro; Oyunların sahnelenmesi, gösterilmesi amacıyla yapılmış olan yapı.
Tiyatro M.Ö. 4. yüzyılda Yunanistan'da ortaya çıkmıştır. Yunan tiyatrosu başlangıçta dinsel amaçlıydı. Bir tapınakla bağlantılı olurdu.
Önceleri, orkestra kısmı büyük bir daire biçimindeydi. Zemini sıkıştırılmış topraktan yapılırdı.
Milet Tiyatrosu
Yamaçlara yapılan Yunan tiyatrolarına giriş pradoslarla sağlanırdı, oturma alanını yarım daireden buyük bir duvar (analemma) çevirirdi.
Oturma basamakları arasında kalan bölümlere Kerkides denirdi.
Oturma alanını Cavea denirdi.
Önceleri sahne kısmı ve tahta oturma bankları portatifti. Daha sonra sabit taş basamaklar yapılmıştır.
Roma diyatroları düz alanları, tonozlu alt yapılar üzerine kurulurdu. Tonozlu galeriler ile girişleri arttırılmıştır.
Paradosların üzeri tonosla örtülüp, Cavea ve Orkestra yarım daire haline dönüştürülmüştür. Orkestra ikinci planda kalmış sadece müzisyenlere yer ayrılmıştır.
Tabanı taş ile döşenen tiyatrolarda sahne ile Cavea arasında bütünlük sağlanmış, sahne daha derin hale getirilmiş, sahne duvarları yükseltilerek seyircinin çevreyle ilişkisi kesilmiştir.
Milet Tiyatrosu
Tiyatro: M.Ö. IV. yüzyılda Yunanistan’da ortaya çıkmıştır. Antik Yunan tiyatrosu doğal bir tepeye yaslanmış olarak inşa edilmiş oyun sahnelenen yapıdır. Yunan tiyatrosunda sahnelenen oyun manzara ile bütünleşmekteydi. Roma tiyatrosu ise doğal bir tepeye yaslanmayıp, tonoz ve kemerler üzerine oturtulmuştur. Antik Yunan tiyatrosu önceleri, bir tapınakla bağlantılı olabildiği için, dinsel amaçla da kullanılmaktaydı. Bu nedenle de ilk zamanlar orkestrada bir sunak (thymele) yer alırdı. Erken örneklerde en önemli bölüm, koronun ve oyuncuların yer aldığı orkestra bölümüdür. Yunanca “dans edilen yer” anlamındadır. Orkestralar Yunan tiyatrosunda daire planlı, Roma tiyatrolarında ise, sahne binasının gelişmesi ve işlevinin değişmesi nedeniyle yarım daire veya at nalı planlı olmuştur. M.Ö. III. ve II. yüzyıllarda, antik Yunan tiyatrosunda, koro orkestrada, oyuncular ise logeion (Antik Roma’da Pulpitum) olarak isimlendirilen yükseltilmiş sahnede durmaya başlamışlardı. Daha sonra bu sahne (skene) mimari sütunlu bir yapı haline gelerek proskenion oluşmuştur. Logeionun önünde yer alan alçak duvar ise hyposkenion’du. Paraskenion denilen skene yapısının yan kanatları Hellenistik dönemde ortadan kaybolmuştur. Roma döneminde ise oyun, scaena denilen sahne yapısında oynanmaktaydı. Bu yapı giderek zengin bezeli, heykellerle donatılmış bir sahne cephesine (scaena frons) dönüşmüştür. Roma döneminde sahne binası (scaena) auditorium ile aynı yüksekliktedir. Romalılar böylece kapalı bir alan yaratmışlardır. Sahne arkasına ve aktörlerin soyunma yerlerine postscaenium, sahnenin üst katına ise episcaenium denmekteydi. Antik Yunan tiyatrolarında, yarım daire planlı ve basamaklı oturma yerlerine theatron (= Koilon), Roma’da ise cavea denir. Theatron başlangıçta yalnızca seyircilerin oturmaları için ayrılmış yere denirken, sonraları tüm yapının ismi olmuştur. Roma döneminde hem oturma yerleri hem de tiyatronun kendisi auditorium olarak anılmaktaydı. Oturma sıralarının aralarında kerkides denen geçitler yer alırdı. Önceleri orkestra ve oturma sıraları - banklar (ıkria) portatif olarak ahşaptan yapılmışlardı. Sabit taş basamaklar daha sonraları yapılmıştır. Bu taş basamakların alt kısımları düzdür. Antik çağ tiyatrolarında basamaklı oturma sıralarının birbirinden yatay olarak diazoma denilen geçitler ve gezinti yerleri ayırmaktaydı. Bu diazoma tek ya da çift olabilirdi. Theatro’nun etrafını, yarım daireden büyük olan analemma duvarı çevirmekteydi. Bu duvar scaena ile theatron arasında, seyircilerin giriş ve çıkışlarını sağlayan geçitlere bakan kısımlara örülen duvardır. Tiyatroya giriş ve çıkışlar paradoslar ile sağlanırdı. Giriş parados’na eisodos, çıkış parados’una ise exodos denirdi. Bunların üstleri Yunan tiyatrolarında açıktı ve diagonal yapılmışlardı. Roma tiyatrolarında ise parados’ların üzeri tonozludur. Auditorium’un en üstünde tonozlu bir galeri mevcuttur. Roma tiyatrosu Yunan tiyatrosuna göre daha kapalı bir mekândır. (Örnek: Aspendos tiyatrosu.)