Tonyukuk yazıtları nedir? Bain Tsokto Yazıtları nerededir?
Tonyukuk yazıtları: Tonyukuk Kitabeleri ya da uluslararası literatürdeki adıyla Bain Tsokto Yazıtları, Orhun Irmağı vadisine 8. yüzyılda dikilmiş Göktürk Abideleridir. 700'lü yıllarda dikildiği tahmn edilen Bilge Tonyukuk Bengü Taşları, 2.25 metre ve 1.70 metre yüksekliğinde iki taş olup, yazıları toplam 62 dizedir.
Yazıtlardan Bilge Kağan’a ait olanının 735, Tonyukuk (Tunyukuk) ait olanının ise 716-734 yılları arasında dikildiği tahmin edilmektedir. Kül Tigin (Tégin) ve Bilge Kağan yazıtlarının arası yaklaşık 1 kilometredir. Tonyukuk yazıtı, Orhon ırmağının 360 km. doğusunda bulunmasına rağmen aynı döneme ait olması ve aynı konuları ihtiva etmesi bakımından Orhon yazıtları arasında anılmıştır. Bunların dışında üç önemli yazıttan Çoyren yazıtının 689-690, Küli Çor (İhe-Hüşötü) yazıtının 719-723, Ongi (Işbara Tarkan) yazıtının da 723-735 yılları arasında dikildiği sanılmaktadır.
Türk tarihine ışık tutan ve en eski yazılı belgelerinden olan Tonyukuk yazıtları, Moğolistan’ın başkenti Ulan-Bator’a 60 kilometre mesafede bulunuyor.
Türkçenin en eski örneklerinin başında gelen Bilge Tonyukuk Anıtları Bayan Tsogt adlı vadide yer alıyor.
Bizzat Bilge Tonyukuk'un ağzından İlteriş Kağan ve Kapgan Kağan dönemlerinden bahsedilen yazıtlar, ayrıca Göktürk tarihi hakkında önemli bilgiler veriyor.
Yazıtların Yazanlar: Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarını taş üzerine kazıyarak yazan kişi yeğenleri Yolluğ Tigin’dir. Kül Tigin yazıtı için Çin’den ayrıca altı sanatkâr (bedizci) getirtilmiştir. Kül Tigin yazıtı yirmi günde, Bilge Kağan yazıtı otuz dört günde kazınmıştır. Kül Tigin yazıtının batı yüzünü ise Çang Sengüm yazmıştır. Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtları Bilge Kağan’ın ağzından anlatıldığına göre metinleri yazan da o olmalıdır. Önce metinleri yazıp sonra bunları taşlara kazıması için Yolluğ Tigin’e verdiği düşünülmektedir. Olayların Bilge Tonyukuk’un ağzından anlatıldığı Tonyukuk yazıtında ise metnin yazarı Tonyukuk olmalıdır.
Yazıtların Harfleri, Dili ve Üslûbu: Orhon yazıtlarının harfleri Türk biliminde “esrarlı eski Türk yazısı” olarak adlandırılır. Bunun sebebi, harflerin eski İskandinav yazıtlarında kullanılmış ve “esrarlı harfler”
Yazıtları bilim dünyasına ilk defa Das Nord und östliche Theil von Europa und Asia adlı eseriyle (Stockholm 1730) J. von Strahlenberg tanıtmıştır. Eski İskandinav harflerine olan benzerliği sebebiyle dikkati çeken yazıtlardan bazılarının yazı örneklerini, XVIII. yüzyılın sonlarında P. Simon Pallas Reise durch verschiedene Provinzen des russischen Reichs adlı seyahatnâmesinde (I-IV, Graz, ts.) vermiştir. Ardından Spassky yirmi iki yazıtın yazısını yayımlamış (Inscriptiones Sibiriacae de antuquis quibusdam sculpturis et inscriptionibus in Sibiria repertis, Petersburg 1822), 1825’te Jean Pierre Abel Rémusat bütün yazıtların Türkler’in eski topraklarında olduğunu ortaya koymuştur. Bu arada Messerschmidt iki yazıt keşfetmiştir. N. N. Yadrintsev, Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarının çıkartmalarını bilim âlemine sunmuş (Anciens caractères trouvés sur des pierres et des ornements au bord de l’Orkhon, St. Petersburg 1890), Axel Olai Heikel başkanlığındaki Fin heyeti yazıtların resimlerini ve çıkartmalarını getirterek yayımlamıştır (“Kahdeksas arkeoloogineu kongressi Moskovassa 1890”, JSFOu., X [1892], s. 130-145). Tonyukuk yazıtı da 1897’de Klementz tarafından bulunmuştur. Yazıtların taşının Bilge Kağan mezar külliyesinin 45-50 km. güneyindeki mermer ve granit yataklarından çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
Kül Tigin Yazıtı: Koça-Çaydam gölünün 4 km. doğusunda, eski Moğol başşehri Karakorum’un 32 km. güneyinde, eski Uygur başkenti Karabalgasun’un 28 km. güneybatısında ve Orhon ırmağının bir kolunun 2 km. batısında bulunur. Kül Tigin’in ağabeyi Bilge Kağan tarafından diktirilen bu yazıtta II. Doğu Türk Kağanlığı’nı kuran kahramanların ve oğullarının hayatı ve ülkelerini korumak için verdikleri mücadeleler dile getirilmiştir. Anıtlarda ayrıca o bölgede yaşayan Türkler’e çeşitli uyarılar yer almakta ve Çinliler’in tatlı sözlerine, yumuşak kumaşlarına kandıklarında kendilerini bekleyen tehlikeler haber verilmekte, Türk Kağanlığı’nın birlik ve beraberlik içinde bulunması gerektiğine dikkat çekilmektedir. Boz bir granit kaya üzerine dört yüzlü olarak yazılan taş, bir kaplumbağa kaide üzerine oturtulmuşken bu kaidenin parçalanması yüzünden 1911’de sunak taşından kesilen granit bir kayanın üstüne yerleştirilmiştir. Taşın bütün yüzleri 2,27 m. boyunda yazılarla kaplıdır. Batı yüzünde T’ang Kağanı Xuan-zong’un uzun Çince hitabesi yer almakta, ayrıca kısa bir Türkçe yazıt bulunmaktadır. Batı yüzünde dikilişinden kısa bir süre sonra yapılan Göktürk harfli eklemelerin karakterleri yazıtın aslındaki yazı karakterinden farklıdır. Ayrıca batı yüzünde birbirinden ayrı iki Çince ekleme mevcuttur. Tamamı yetmiş bir satır olan yazıtta 10.000’e yakın harf bulunmaktadır. Yazıtın doğu ve batı yüzünün tepelik kısmında karşılıklı, kurttan süt emen çocuk tasvirleri, doğu yüzüne ait tepeliğin tam ortasında arkar (dişi dağ keçisi) damgası yer almaktadır. Bu mezar külliyesinde yazıt dışında anıtmezar, ihtiram yolu, heykeller, sunak taşı, balbal ve gözetleme kuleleri de bulunmaktadır. 27 Şubat 731’de ölen Şehzade Kül Tigin için 1 Kasım 731’de yuğ merasimi yapılmış, muhtemelen 21 Ağustos 732 tarihinde de bu yazıt dikilmiştir.
Bilge Kağan Yazıtı: Bilge Kağan’ın oğlu Tengri Kağan tarafından babasının ölümü üzerine (25 Kasım 734) 24 Eylül 735’te diktirildiği tahmin edilen yazıtta Bilge Kağan yaptığı hizmetleri anlatmış, dağılmış ve parçalanmış bir millete kağan olduğunu, ölmek üzere olan milleti Tanrı’nın lutfu ile diriltip doyurduğunu belirtmiştir. Dört yüzü olan yazıt Kül Tigin yazıtına göre daha çok yıprandığından bazı yerleri okunamamaktadır. Kaplumbağa kaidenin üzerinde yazı yoktur. Güney ve batı yüzünde (6 satır) yazıtı diktiren Tengri Kağan’ın sözleri yer alır. Batı yüzündeki Çince metin büyük ölçüde tahrip olduğundan pek az kısmı okunabilmiştir. Kuzey yüzündeki metin son yedi satırı dışında Kül Tigin yazıtının güney yüzündeki metinle, doğu yüzündeki 2-24. satırlar da küçük bazı farklarla Kül Tigin yazıtının doğu yüzündeki 1-30. satırlarla aynıdır.
Bilge Tonyukuk Yazıtı: II. Doğu Türk Kağanlığı’nın büyük devlet adamı Vezir Tonyukuk tarafından diktirilen yazıtta bu döneme ait tarihî hadiseler, bağımsızlık için çekilen sıkıntılar, verilen mücadeleler ve elde edilen başarılarda Tonyukuk’un etkisi anlatılır. Bilge Tonyukuk, İlteriş (Él-tériş) ve Kapgan kağanları kendisinin tahta oturttuğunu, onlarla birlikte devletin devlet, milletin de millet olduğunu belirtir. Tonyukuk’un duygu ve düşüncelerini ifade ederken edebî dilin imkânlarından yararlandığı görülür. Birinci yazıtın batı yüzünde Tonyukuk’un mensup olduğu boyun damgası vardır.
Prof. Dr. Muharrem Ergin’in “Orhun Abideleri” adlı eserine göre Tonyukuk kitabelerinde şunlar yazılıdır:
Birinci Taş Batı Yüzü
[1] Bilge Tonyukuk ben özüm Tabğaç ilirige kılındım. Türk budun Tabğaçka körür erti.
[1] Bilge Tonyukuk ben kendim Çin ilinde kılındım. Türk milleti Çine tâbi idi.
[2] Türk Budun kanın bulmayın Tabğaçda adrıldı, kanlandı. Kanın kodup Tabğaçka yana içikdi. Terigri anca timiş erinç: Kan birtim,
[2] Türk milleti hanını bulmayıp Cinden ayrıldı, hanlandı. Hanını bırakıp Çine tekrar teslim oldu. Tanrı şöyle demiştir: Han verdim,
[3] kanırigın kodup içikdirîg. İçikdük üçün Terigri ölütmiş erinç. Türk budun ölti, alkındı, yok boldı. Türk Sir budun yirinte
[3] hanını bırakıp teslim oldun. Teslim olduğun için Tanrı öldürmüştür. Türk milleti öldü, mahvoldu, yok oldu. Türk Sir milletinin yerinde
[4] bod kalmadı. Ida taşda kalmışı kubranıp yiti yüz boldı. İki ülügi atlığ erti, bir ülügi yadağ erti. Yiti yüz kişig
[4] boy kalmadı.Ormanda taşta kalmış olanı toplanıp yedi yüz oldu. İki kısmı atlı idi, bir kısmı yaya idi. Yedi yüz kişiyi
[5] uduzuğma uluğı şad erti. Yağ[ğ]ıl tidi. Yağmışı ben ertim. Bilge Tonyukuk. Kağan mu kılayını tidim. Sakındım. Toruk bukalı semiz bukah arkada
[5] sevk eden büyükleri şad idi. Katıl dedi. Katılanı ben idim. Bilge Tonyukuk. Kağan mı alayım, dedim. Düşündüm. Zayıf boğa ve semiz boğa arkada
[6] börigser1, semiz buka torak buka tiyin bilmez ermiş tiyin anca sakındım. Anda kisre teıfgri bilig birtük üçün özüm ök kağan kıldım.2 Bilge Tonyukuk Boyla Bağa Tarkan
[6] tekme atsa; semiz boğa, zayıf boğa olduğu bilinmezmiş derler diyip, öyle düşündüm. Ondan sonra Tanrı bilgi vermediği için kendim bizzat kağan kıldım. Bilge Tonyukuk Boyla Bağa Tarkan
[7] birle İltiriş Kağan boluyın biriye Tabğaçığ örîgre Kıtariyığ yırıya Oğuzuğ öküş Ök ölürti. Bilgesi çabışı ben ök ertim. Çoğay kuzin Kara Kumuğ olurur ertimiz.
[7] ile beraber İltiriş Kağan olunca güneyde Çini, doğuda Kıtayı, kuzeyde Oğuzu pek çok öldürdü. Bilicisi, yardımcısı bizzat bendim. Çogayın kuzey yamaçları ile Kara Kumda oturuyorduk.
Birinci Taş Güney yüzü
[1] Kiyik yiyü tabışğan yiyü olurur ertimiz. Budun boğuzı tok erti. Yağımız tegre ocuk teg erti, biz isig ertimiz. Anca olurur erkli Oğuzdındın körüg kelti.
[1] Geyik yiyerek, tavşan yiyerek oturuyorduk. Milletin boğazı tok idi. Düşmanımız etrafta ocak gibi idi, biz ateş idik. Öylece oturur iken Oğuzdan casus geldi.
[2] Körüg sabi antağ: Tokuz Oğuz budun üze kağan olurtı tir. Tabğaçğaru Kum serigünüg ıdmış. Kıtariyğaru Torigra Esimig ıdmış. Sab anca ıdmış: Azkıriya Türk [budun?]
[2] Casusun sözü şöyle: Dokuz Oğuz milletinin üzerine kağan oturdu der. Çine doğru Ku’yu, generali göndermiş. Kıtaya doğru Tongra Esimi göndermiş, sözü şöyle göndermiş: Azıcık Türk milleü
[3] yonyur ermiş, kağanı alp ermiş ayğuçısı bilge ermiş, ol iki kişi bar erser sini Tabğaçığ ölürteçi tir men, örigre Kıtariyığ ölürteçi tir men, bini Oğuzuğ
[3] vuruyormuş; kağanı cesur imiş; müşaviri bilici “niş; o iki kişi var olursa seni, Çini öldürecek derim; doğuda Kıtayı öldürecek derim; beni, Oğuzu
[4] ölürteçi ök tir men, Tabğaç biridin yan teg, Kıtariy örigdin yan teg, ben yırıdınta yan tegeyin, Türk Sir budun yirinte idi yorımazun, usar idi yok kılalım3
[4] da öldürecek derim; Çin, güney taraftan hücum et; ben kuzey taraftan hücum edeyim; Türk Sir illeti, yerinde hiç yürümesin; mümkünse hep yok edelim derim.
[5] tir men. 01 sabığ eşidip tün udısıkım kelmedi küntüz olursıkım kelmedi. Anda ötrü kağanıma ötüntüm. Anca ötüntüm: Tabğaç Oğuz Kıtariy bu üçegü kabış[s]ar
[5] O sözü işitip gece uyuyacağım gelmedi, gündüz oturacağım gelmedi. Ondan sonra kağanıma arz ettim. Şöyle arz ettim: Çin, Oğuz, Kıtay bu üçü birleşirse
[6] kaltaçı biz. Öz içi taşın tutmış teg biz. Yuyka erkli tupulğalı ucuz ermiş, yinçge erklig üzgeli ucuz. Yuyka kalın bolsar tupulğuluk alp ermiş Yinçge
[6] kala kalacağız. Kendi içi dıştan tutulmuş gibiyiz. Yufka olanın delinmesi kolay imiş, ince olanı kırmak kolay. Yufka kalın olsa delinmesi zor imiş. İnce
[7] yoğun bolsar üzgülük alp ermiş. Örigre Kıtariy-da biriye Tabğaçda kurıya kundınta yırıya Oğuzda iki üç birig sümüz kelteçimiz bar mu ne? Anca ötündüm.
[7] yoğun olsa kırmak zor imiş. Doğuda Kıtaydan, güneyde Cinden, batıda batılılardan, kuzeyde Oğuzdan iki üç bin askerimiz, geleceğimiz var mı acaba? Böyle arz ettim.
[8] Kağanım [ben] özüm Bilge Tonyukuk ötüntük ötünçümün eşidü birti. Köriglürigçe uduz tidi. Kök Örigüg yoğuru Ötüken yışğaru uduztum. İrigek kölükün Toğlada Oğuz kelti.
[8] Kağanım benim kendimin Bilge Tonyukukun arz ettiği maruzatımı işiti verdi. Gönlünce sevk et didi.Kök Öngü çiğneyerek Ötüken ormanına doğru sevk ettim. İnek, yük hayvanı ile Toglada
[9] [Süsi üç birig] ermiş. Biz iki birig ertimiz. Sürigüşdümüz. Terigri yarlıkadı, yariydımız. Ögüzke tüşdi. Yariyduk yolta yime ölti kök. Anda ötrü Oğuz kopun kelti.
[9] Oğuz geldi. Askeri üç bin imiş. Biz iki bin idik. Savaştık. Tanrı lütfetti, dağıttık. Nehire düştü. Dağıttığımız, yolda yine öldü hep. Ondan sonra °ğuz tamamiyle geldi.
[10] Türk budunuğ Ötüken yirke ben özüm bilge Tonyukuk Ötüken yirig konmış tiyin eşidip biriyeki budun kurıyakı yırıyakı öriğreki budun kelti.
[10] Türk milletini Ötüken yerine, ben kendim Bilge Tonyukuk Ötüken yerine konmuş diye işitip ‘üneydeki millet, batıdaki, kuzeydeki, doğudaki miIlet geldi.
Birinci Taş Doğu Yüzü
[1] İki birig ertimiz. [İki] süm[üz b]oldı. Türk budun k[ılınğa]lı Türk kağan olurğalı Şantung balık[k]a taluy ögüzke tegmiş yok ermiş. Kağanıma ötünüp sü iltdim.
[1] İki bin idik. İki ordumuz oldu. Türk milleti kılmalı, Türk kağanı oturalı Şantug şehrine, denize ulaşmış olan yok imiş. Kağanıma arz edip ordu gönderdim.
[2] Şantung balıkka taluy ögüzke tegürtim. Üç otuz balık sıdı. Usın bunda ıtu yurtda yatu kalur erti. Tabğaç kağan yağımız erti. On Ok kağanı yağımız erti.
[2] Şantung şehrine, denize ulaştırdım. Yirmi üç şehir zaptetti. Uykusunu burda terk edip, yurtta yatıp kalırdı. Çin kağanı düşmanımız idi. On Ok kağanı düşmanımız idi.
[3] Artjukı Kırkız] küç[lüg kağan yağımız] boldı. Ol üç kağan ögleşip Altun Yış üze kabışalım timiş. Anca ögleşmiş: Örigre Türk kağanğaru sülelim timiş. Arigaru sülemeser kaçan [n]erîg erser ol bizni,
[3] Fazla olarak Kırgızın kuvvetli kağanı düşmanımız oldu. O üç kağan akıl akıla verip Altun ormanı üstünde buluşalım demiş. Şöyle akıl akıla vermişler: Doğuda Türk kağanına karşı ordu sevk edelim. Ona karşı ordu sevk etmezsek, ne zaman bir şey olsa o bizi
[4] [kağanı alp ermiş] ayğuçısı bilge ermiş, kaçan [n]erig erser ölürteçi kök. Üçegün kabışıp sülelim, idi yok kılalım1 timiş. Türgiş kağan anca timiş: Bening budunum anda erür timiş.
[4] kağanı kahraman imiş, müşaviri bilici imiş ne zaman bir şey olsa öldürecektir. Her üçümüz buluşup ordu sevk edelim, tamamiyle yok edelim demiş. Türgiş kağanı şöyle demiş: Benim milletim ordadır demiş.
[5] [Türk budunı yime] bulğanç [o] [timi]ş, Oğuzı yime tarkınç ol timiş. Ol sabin eşidip tün yime udısıkım kelmez erti, kün yime olursıkım kelmez erti. Anda sakındıma.
[5] Türk milleti yine karışıklık içindedir demiş. Oğuzu yine sıkıntıdadır demiş. Bu sözü işitip gece yine uyuyacağım gelmiyordu, gündüz yine oturacağım gelmiyordu. O zaman düşündüm, t”]
[6] [İlk Kırkızk]a sü[les]er [yig er]miş tidim-Kögmen yolı bir ermiş. Tumış tiyin eşidip bu yolun yorısar yaramaçı tidim. Yirçi tiledim. Çölgi Az en bultum.
[6] İlk olarak Kırgıza ordu sevk etsek iyi olur tedim. Kögmenin yolu bir imiş. Kapanmış diye P«p, bu yol ile yürürsek uygun olmayacak dedim. Kılavuz aradım. Çöllü Az kavminden bir er buldum.
[7] Eşit[t]im: Az yir y[olı?] Anı b[irle … er]miş, bir at orukı ermiş, anın barmış. Arigar aytıp bir atlığ barmış tiyin ol yolun yorısar unç tidim. Sakındım. Kağanıma
[7] İşittim: Az ülkesinin yolu Anı boyunca … imiş, bir at yolu imiş, onunla gitmiş. Ona söyleyip, bir atlı gitmiş diye o yolla yürürsek mümkün olacak dedim. Düşündüm, kağanıma
Kuzey Yüzü
[1] ötündüm. Sü yorıtdım. At altın tidim. Ak Ter-mil keçe oğurkalatdım. At üze birtüre kanğ sökdiim. Yukaru at yete yadağın ığaç tutunu ağturdum. Örigreki er
[1] Arz ettim. Asker yürüttüm. Attan aşağı dedim. Ak Termili geçip sırtlattım. At üzerine bindirip karı söktüm. Yukarıya, atı yedeğe alarak, yaya olarak, ağaca tutunarak çıkarttım: Öndeki er
[2] yoğuru [ıdıp] ı bar baş aşdımız. Yubulu inti-miz. On tünke yantaki tuğ ebirü bardımız. Yirçi yir yarigılıp boğuzlandı. Burigadıp kağan yelü kör timiş.
[2] çigneyi verip, ağaç olan tepeyi aştık. Yuvarlanarak indik. On gecede dağdaki engeli dolanıp gittik. Kılavuz yeri şaşırıp boğazlandı. Bunalıp kağan dört nala koşturu ver demiş.
[3] Anı subk[a] bard[ımız]. Ol sub kodı bardımız. Aşanğalı tüşürtümüz. Atığ ika bayur ertimiz. Kün yime tün yime yelü bardımız. Kırkızığ uka bas-dımız.
[3] Anı suyuna vardık. O sudan aşağıya gittik. Yemek yemek için attan indirdik. Atı ağaca bağlıyorduk. Gündüz de gece de dört nala koşturup gittik. Kırgızı uykuda bastık.
[4] [Usın] sürigügün açdımız. Kanı süsi tirilmiş-Süngüşdümüz, sançdımız. Kanın ölürtümüz. Ka-ğanka Kırkız budunı içikdi, yükünti. Yariydımız, Kögmen yışığ ebirü keltimiz.
[4] Uykusunu mızrak ile açtık. Hanı, ordusu toplanmış. Savaştık, mızrakladık. Hanını öldürdük, bağana Kırgız kavmi teslim oldu, baş eğdi. Geri döndük, Kögmen ormanını dolanıp geldik.
[5] Kırkızda yandımız. Türgiş kağanda körüg kelti. Sabi anteg: Örigdin kağanğaru sü yorılım timiş; yorımasar bizni, kağanı alp ermiş ayğuçısı bilge ermiş, kaçan [n]erig erser
[5] Kırgızdan döndük. Türgiş kağanından casus 8eldi. Sözü şöyle: Doğuda kağana karşı ordu yürütelim demiş. Yürütmezsek, bizi kağanı kahraman lmiŞ, müşaviri bilici imiş ne zaman bir şey olsa
[6] bizni ölürteçi kök timiş. Türgiş kağanı taşıkmış tidi. On Ok budunı kalışız taşıkmış tir. Tabğaç süsi bar ermiş. 01 sabığ eşidip kağanım ben ebgerü tüşeyin tidi.
[6] bizi öldürecektir demiş. Türgiş kağanı dışarı çıkmış dedi. On Ok milleti eksiksiz dışarı çıkmış der. Çin ordusu var imiş. O sözü işitip kağanım, ben eve ineyim dedi.
[7] Katun yok bolmış erti. Anı yoğlatayın tidi. Sii barırfg tidi, Altun yışda olururig tidi. Sü başı İnel Kağan Tarduş şad barzun tidi. Bilge Tonyukukka barfga aydı.
[7] Hatun yok olmuştu. Ona yas töreni yaptırayım dedi. Ordu, gidin dedi. Altun ormanında oturun dedi. Ordu başı İnel Kağan, Tarduş şadı gitsin dedi. Bilge Tonyukuka, bana şöyle dedi:
[8] Bu siig ilt tidi. Kıyınığ körîglürigçe ay, Ben sarîga ne ayayın tidi. Kelir erser kür ökülür, kelmez erser tılığ sabığ alı olur tidi. Altun yışda olurtumuz.
[8] Bu orduyu sevk et dedi. Cezayı gönlünce söyle. Ben sana ne söyleyeyim dedi. Gelirse hile toparlanır, gelmezse haberciyi, sözü alarak otur dedi. Altun ormanında oturduk.
[9] Üç körüg kişi kelti Sabi bir: Kağan sü taşıkdı, On Ok süsi kalışız taşıkdı tir. Yarış yazıda tirilelim timiş. 01 sabığ eşidip kağanğaru ol sabığ itim. Kanda yan sabığ yana
[9] Üç casus geldi. Sözü bir: Kağan ordu çıkardı, On Ok ordusu eksiksiz dışarı çıktı der Yarış ovasında toplanalım demiş. O sözü işitip, kağana o sözü ilettim. Han tarafından söz dönüp
[10] kelti. Olururig tiyin timiş. Yelme karğu edgüti urğıl, basıtma timiş. Bög[ü] Kağan barigaru anca yıdmış. Apa tarkanğaru içre sab ıdmış: Bilge Tonyukuk ariyığ ol, üz ol, arigılur.
[10] geldi. Oturun diye söylemiş. Keşif kolunu, nöbet işini çok iyi tertip et, baskın yaptırma demiş. Bögü Kağan bana böyle haber göndermiş. Apa Tarkana gizli haber göndermiş: Bilge Tonyukuk kötüdür, kindardır, şaşırır.
[11] Sü yorılım tideçi, unamarîg. Ol sabığ eşidip süyorıtdım. Altun yışığ yolsuzun aşdımız. Irtiş ögüzüg keçigsizin keçdimiz. Tün katdımız. Bolçuka tarig öntürü tegdimiz.
[11] Orduyu yürütelim diyecek, kabul etmeyin. O sözü işitip orduyu yürüttüm. Altun ormanını yol almaksızın aştık. İrtiş nehrini geçit olmaksızın geçtik. Geceyi gündüze kattık. Bolçuya şafak sökerken ulaştık.
İkinci Taş Batı yüzü
[1] Tılığ keliirti. Sabi antağ: Yarış yazıda on tümen sü tirilti tir. Ol sabığ eşidip begler kop[un]
[1] Haberci getirdiler. Sözü şöyle: Yarış ovasında yüz bin asker toplandı der. O sözü işitip beyler bütün
[2] yanalım, anğ ubutı yig tidi. Ben anca tir men, ben Bilge Tonyukuk: Altun yışığ aşa keltimiz. İrtiş ögüzüg
[2] dönelim, temiz edepli olmak iyidir dedi. Ben şöyle derim, ben Bilge Tonyukuk: Altun ormanını aşarak geldik. İrtiş nehrini
[3] keçe keltimiz. Kelmişi alp tidi, tuymadı. Tengri Umay ıduk yir sub basa birti erinç. Neke tezer biz?
[3] geçerek geldik. Geleni cesur dedi, duymadı. Tanrı, Umay İlahe, mukaddes yer, su üzerine çökü verdi her hâlde. Niye kaçıyoruz?
[4] Öküş tiyin neke korkur biz? Az tiyin ne basmalım? Tegelim tidim. Tegdimiz, yulıdımız. İkinti kün
[4] Çok diye niye korkuyoruz? Az diye ne kendimizi hor görelim? Hücum edelim dedim. Hücum ettik, yağma ettik. İkinci gün
[5] örtçe kızıp kelti. Sürigüşdümüz. Bizinte iki uçı sırîgarça artuk erti. Terigri yarlıkaduk üçün öküş tiyin
[5] ateş gibi kızıp geldi. Savaştık. Bizden, iki ucu, yarısı kadar fazla idi. Tanrı lütfettiği için, çok diye
[6] korkmadımız, süngüşdümüz. Tarduş sadra udi yariydımız. Kağanın tutdumuz. Yabğusın şadın
[6] korkmadık, savaştık. Tarduş şadına kadar kovalayıp dağıttık. Kağanını tuttuk. Yabgusunu, Şadını
[7] anda ölürti. Eligçe er tutdumuz. Ol ok tün budunun sayu itimiz. Ol sabığ eşidip On Ok begleri budunı kop
[7] orda öldürdüler. Elli kadar er tuttuk. O aynı gece halkına haber gönderdik. O sözü işitip On Ok beyleri, milleti hep
[8] kelti, yükünti. Keligme beglerin budunın itip yığıp, azca budun tezmiş erti, On Ok süsin sületdim.
[8] geldi, baş eğdi. Gelen beylerini, milletini tanzim edip, yığıp az mikdarda millet kaçmıştı. On °k ordusunu sevk ettim.
[9] Biz yime süledimiz. Anı ert[t]imiz. Yinçü ögüzüg keçe Tinsi Oğlı aytığma bengilig Ek tağığ ertü[rtüm].
[9] Biz de Ordu sevk ettik. Anıyı geçtik. İnci nehrini geçerek Tinsi Oğlu denilen mukaddes Ek dağını aşırdım.
Güney Yüzü
[1] Temir Kapığka tegi irtimiz. Anda yandurtu-muz. İnel Kağanka [ariyıp … t saka?] Tezik Tokar [s… in … ]
[1] Demir kapıya kadar eriştik. Ordan döndürdük. İnel Kağana korkup … Tezik, Tokar …
[2] anda beriiki Suk başlığ Soğdak budun kop kelti, yükünti [ … ]. Türk budun Temir Kapığka Tinsi Oğlı
[2] ondan berideki Suk başlı Soğdak milleti hep geldi, baş eğdi … Türk milletinin Demir Kapıya, Tinsi Oğlu,
[3] Tinsi Oğlı aytığma tağka tegmiş idi yok ermiş. Ol yirte ben bilge Tonyukuk tegürtük üçün
[3] Tinsi Oğlu denilen dağa ulaştığı hiç yokmuş. O yere ben Bilge Tonyukuk ulaştırdığım için
[4] sanğ altun ürürig kümüş kız kuduz eğri tebi ağı bungsuz kelürti. İltiriş Kağan bilgesin üçün
[4] sarı altın, beyaz gümüş, kız kadın, eğri deve mal zahmetsizce getirdi. İltiriş Kağan bilici olduğu için,
[5] alpın üçü Tabğaçka yiti yigirmi süngüşdi, Kıtariyka yiti sürigüşdi, Oğuzka biş sürîğüşdi. Anda ayğuçı[sı]
[5] cesur olduğu için, Çine karşı on yedi defa savaştı, Kıtaya karşı yedi defa savaştı, Oğuza karşı beş defa savaştı. Onlarda müşaviri
[6] yime ben ök ertim, yağıçısı yime ben ök ertim. İltiriş Kağanka Türk Bögü Kağanka Türk Bilge Kağanka.
[6] yine bizzat ben idim, kumandanı yine bizzat ben idim. İltiriş Kağana, Türk Bögü Kağanına, Türk Bilge Kağanına
İkinci Taş Doğu Yüzü
[1] Kapğan kağan [yiti] otuz yaşka [ … anda .-erti]. Kapğan Kağan olurtı. Tün udımatı,
[1] Kapğan Kağan yirmi yedi yaşında … orda … • kapğan Kağan oturdu. Gece uyumadı,
[2] küntüz olurmatı. Kızıl kanım töküti kara terimyügiirti işig küçüg birtim ök. Uzun yelmeg yime itim ok.
[2] gündüz oturmadı. Kızıl kanımı döktürerek, kara terimi koşturarak işi, gücü verdim hep. Uzun keşif kolunu yine gönderdim hep.
[3] Arkuy karğuğ ulğartdım ok. Yanığma yağığ ke-lürir ertim. Kağanımın sü iltdimiz. Terigri yarlıkazu
[3] Siperi, nöbet yerini büyüttüm hep. Geri dönen düşmanı getirirdim. Kağanımla ordu gönderdim. Tanrı korusun,
[4] bu Türk budun ara yaraklığ yağığ yeltürme-dim, tögünlüg atığ yügürtmedim. İltiriş Kağan kazğanmasar
[4] bu Türk milleti arasında silâhlı düşmanı koşturmadım, damgalı atı koşturmadım. İltiriş Kağan kazanmasa,
[5] udu ben özüm kazğanmasar, il yime budun yime yok erteçi erti. Kazğantukın üçün udu özüm kazğantukum üçün
[5] ve ben kendim kazanmasam, il de millet de yok olacaktı. Kazandığı için ve kendim kazandığım için
[6] il yime il boldı, budun yime budun boldı. Özüm karı boldum, uluğ boldum. Nerig yirdeki kağanlığ budunka
[6] il de il oldu, millet de millet oldu. Kendim ihtiyar oldum, kocaldım. Her hangi bir yerdeki kağanlı millete
[7] büntegi bar erser ne burigı bar erteçi ermiş.
[7] böylesi var olsa, ne sıkıntısı mevcut olacakmış? Türk Bilge Kağanı ilinde
[8] Türk Bilge Kağan ilirige bititdim. Ben Bilge Tonyukuk.
[8] yazdırdım. Ben Bilge Tonyukuk.
İkinci Taş Kuzey Yüzü
[1] İltiriş Kağan kazğanmasar, yok erti erser, ben özüm Bilge Tonyukuk kazğanmasar, ben yok ertim erser
[1] İltiriş Kağan kazanmasa, yok olsa idi, ben kendim, Bilge Tonyukuk, kazanmasam, ben yok olsa idim,
[2] Kapğan Kağan Türk Sir budun yirinte bod yime budun yime kişi yime idi yok erteçi erti.
[2] Kapğan Kağanın, Türk Sir milletinin yerinde boy da, millet de, insan da hep yok olacaktı.
[3] İltiriş Kağan Bilge Tonyukuk kazğanduk üçün Kapğan Kağan Türk sir budun yorıdukı bu.
[3] İltiriş Kağan, Bilge Tonyukuk kazandığı için ^aPgan Kağanın, Türk Sir milletinin yürüdüğü bu [4] Türk Bilge Kağan Türk Sir budunuğ Oğuz budunuğ igidü olurur.
[4] Türk Bilge Kağanı Türk Sir milletini, Oğuz aletini besleyip oturuyor.