Troia Troya

Troia Troya neresidir?

Troia: Çanakkale’nin yaklaşık 30 km. güneybatısında, Çanakkale Boğazı’nın Ege Denizi’ne açıldığı noktadan 6 km. kadar içeride, Hisarlık adıyla bilinen höyük tipi yerleşme.

Antik çağın en ünlü kentlerindendir.

Bazı kesintiler olmakla birlikte MÖ 3000’den MS 1200’e değin iskân edilmiştir.

MÖ 700’lerden itibaren kente yerleşen ve VIII. yapı katını oluşturan Yunanlılar kenti Ilios’un kurduğuna inanıyorlardı, bu tarihten sonra kent Ilion adıyla anıldı.

Kentin önemi Çanakkale Boğazı’nı Marmara Denizi yönünde geçmek isteyen gemilere en uygun geçiş ve duraklama noktasını oluşturmasında yatmaktadır.

Aşağı kent ve surlarla çevrilmiş yukarı kentten oluşan yerleşimin ova seviyesinden yüksekliği 25 metreyi bulur.

Dokuz tabakalı yerleşimin en alttaki katı MÖ 3000-2500’e tarihlenir. Hitit çağındaki adının Wilusa olduğu düşünülmektedir. Troia’da ele geçen tek yazılı belge MÖ 12. yüzyıla tarihlenen, Luvi dilinde hiyeroglif yazıları içeren ve bir tüccara ait olan tunç mühürdür.

Kentin en parlak dönemi MÖ 1700-1200 arasına tarihlenen VI. yerleşim tabakasıdır. Kent nüfusunun 20 bine ulaştığı bu dönem, MÖ 13. yüzyılın sonlarına doğru büyük bir yangın ile sona erdi. Bu yangının Homeros’un Mada’sında anlattığı ünlü Troia Savaşı’nın sonunda çıktığı düşünülmektedir. Bundan sonra yeniden imar edilen kent yaklaşık MÖ 1000’lerde terk edildi. MÖ 700’lerde Yunanistan’dan gelen göçmenler Troia’ya yerleşmeye başladılar. Bu yeni yerleşim Ilion adıyla MS 5. yüzyıla kadar sürdü. MÖ 217’de Galat saldırılarından Aleksandreia Troas kentini yardımıyla kurtuldu.

MS 330’da Konstantinopolis’in inşasıyla giderek önemi azaldı. Strabon İskender’in kente olan ilgisini şöyle anlatır: Şimdiki Ilionluların kentinin vaktiyle fakir bir kasaba olduğu ve ufak, basit bir Athena Tapınağı bulunduğu söylenir; fakat Granikos zaferinden sonra Büyük İskender buraya gelince tapınağı adaklarla donattı, kasabaya kent unvanını verdi, yeni yapıların yapılmasını emretti, ona bağımsızlık vererek haraç vermekten bağışık kıldı. Persleri tamamen yendikten sonra Ilion’u büyük bir kent haline getireceğini, görkemli bir tapınak yaptıracağını ve kutsal bayramlar vaat eden nazik bir de mektup gönderdi. Aynı kaynakta Hegesianaks’tan aktarılan bilgiye göre MÖ 278’de Anadolu’ya giren Galat gruplar Troia’yı yağmalamışlar, ancak o tarihte surları olmayan kentte yerleşmeyi düşünmemişlerdir.

Strabon Caesar’ın Troia’ya olan ilgisini ise şöyle anlatır: "Fakat Caesar’ın Ilionlulara yaptığı iyiliklerin nedeni, onun Büyük İskender’in anısına olan saygısından başka Ilion’la olan akrabalık bağına dayanır. Önce Caesar bir Romalıdır ve Romalılar Aineias’ın, kökenlerinin kurucusu olduğuna inanırlar ve sonra, Iulius adı Caesar’ın atalarından birisi olan Iulus ismindeki kimsenin adından türemiştir ve Iulus bu adı, Aineias’ın soyundan gelen Iulus’tan almıştır." 

Homeros’un efsaneleştirdiği Troia Savaşı dolayısıyla kent Orta Çağa kadar bitmek bilmez bir ilginin kaynağı olmuş, çeşitli Avrupa ulusları kökenlerini Troialılara dayandırmaya çalışmışlardır.

Roma’nın ulusal destanı Aeneis’de, Roma kentini, yıkılan Troia’dan kaçan Aeneas’ın kurduğunu anlatır. 1871’de kazıya başlayan Henrich Schliemann’ın çoğu altın 8831 parçalık bir hâzineye ulaşması Troia’ya olan ilginin canlı kalmasına yol açmıştır.

Troia’yı ziyaret eden ünlü şahsiyetlerden bazıları şunlardır: Pers kralı Kserkses, Büyük İskender, Iulius Caesar, Roma imparatorları Augustus ve Caracalla, Doğu Roma imparatorları Constantinus I ve Iustinianus I, Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet. 1998’de

UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır.

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar