Side Müzesinde bugüne kadar 140 eseri restore ettiğini, halen 11 bin 500 bin sikkenin temizliğini yapmaya çalıştığını söyleyen Beyzade Yaycıoğlu'nun hayat hikayesi film senaryosu alacak kadar ilginç ayrıntılar içeriyor.
Efes'ten sonra 1947'de ülkede ikinci kazı çalışmasını yapan Ordinaryüs Prof. Dr. Arif Müfid Mansel İle öğrencisi Prof. Dr. Jale İnan’ın kazı çalışmasında çıkardıkları tarihi eserler Side Müzesi'nde sergileniyor.
Gün yüzüne çıkartılan eserlerin restorasyon ve konservasyonunu Beyzade Yaycıoğlu yapıyor.
Tuhafiyecilikten restoratörlüğe....
Side Müzesine can veren Beyzade Yaycıoğlu, Osmaniye'de tuhafiyecilik yaparken 4 çocuğunun annesi eşinin 28 yaşında kalp hastalığından ölmesi üzerine memleketini terk ederek, Antalya Side'ye yerleşir. Side'de bir süre pazarlarda oyuncak sattığını, ticarette hep zarar ettiğini belirten Yaycıoğlu, bir süre sonra Side'deki çeşitli tarihi eserlerin kazısını yapan müteahhit firmada iş bulduğunu belirtti. Tarih ve arkeolojiye meraklı olduğu, sürekli bu konulardaki kitapları okuduğu için büyük istekle işine sarıldığını vanlatan Yaycıoğlu, elinin işe çok yatkın olması nedeniyle kısa sürede dikkatleri üzerine çektiğini söyledi.
Yaycıoğlu, şöyle konuştu: "Mozaiklerin çıkarılması gibi zor işlerde sabırla çalışıyordum. Ankara Üniversitesine bağlı Başkent Meslek Yüksek Okulundan Doç. Dr. Selçuk Şener, o sıralarda müteahhit şirketin danışmanıydı. Bana pek çok şey öğretti, birlikte çalıştık. 2004 yılına kadar böyle geldim. O yıl, 1960'lı yıllardan beri Side'de yaşayan ve Side Müzesi'ne getirilen eserleri gönüllü olarak restore eden Alman heykeltıraş Dietmar Friese yanına bir eleman verilmesini istemiş. Beni tavsiye etmişler. Dietmar, hocamla çalışmaya başladık. İlk önce müzede bulunan ve 50 yıl önce restore edilmiş eserlerin dökülen tutkallarını temizleyip yeniden sağlamlaştırdık. Çok güzel Türkçe konuşan hocam bana çok şey öğretti. 80 yaşına geldi ama ne zaman başım sıkışsa yardım isterim, gelir danışmanlık yapar.
Manavgat Belediyesinin hizmet aldığı şirketlerden birinde işçi görünüyor
Bugüne kadar 140 eseri restore ettiğini, halen 11 bin 500 bin sikkenin temizliğini yapmaya çalıştığını ifade eden Yaycıoğlu, "Aşkım" dediği işine yıllardır emek verdiği halde Kültür ve Turizm Bakanlığı personeli olarak istihdam edilmemesinden üzüntü duyduğunu kaydetti. Manavgat Belediyesinin hizmet aldığı şirketlerden birinde işçi olarak gösterildiğini kaydeden Yaycıoğlu, "Yerel seçimlere 1.5 ay kala işsiz kalırım. Bazen seçimlerden sonra 6 ay maaş alamadığım oluyor" dedi.
İlköğretim okulu çağından itibaren çocuklara tarihi eserlerin değeri öğretilmelidir
Restorasyon çalışmalarının yanı sıra çeşitli meslek yüksek okulları ile bazı üniversitelerden gelen stajyerlere de eğitim verdiğini bildiren Yaycıoğlu, şöyle devam etti: "Gençler bana 'Hocam' der. Burada oldukları sürece heyecanla çalışırlar. Genç arkeologlar çok idealist. Türkiye gibi dağları define dolu bir ülkede, bu mirasa sahip çıkmayı onlar da kendilerinden küçüklere öğretebilir. Bence bu gençlerden yararlanılmalı ve daha ilköğretim okulu çağından itibaren çocuklara tarihi eserlerin değeri öğretilmelidir.”
Abdurrahman Büyükeskin - www.turkiyeturizm.com