Roma Dönemi “evi” olarak örnek gösterilen Domus Romane’de de tarih, VR’la canlanıyor... Caracalla’yı “tarihin içine gömülerek” geziyorsunuz.
Dünya gazetesi yazarı Edip Emil Öymen, Roma izlenimlerini anlatttığı bugünkü köşe yazısında turizm ve müzecilik açısından gelinen teknolojik noktaya dikkat çekti ve "Turizmi, pasif bir şekilde koltukta geriye yaslanıp, turist gelsin, ne bulursa görsün, para bırakıp gitsin sanma dönemi çoktan bitti" dedi.
İşte Edip Emil Öymen'in Dünya Gazetesi'ndeki köşe yazısı:
Turizmde bilgi çağı: Tarih, VR ile canlanıyor
Roma’yı ortadan bölen Tiber Nehri’nin kenarındaki M.Ö. 13 yılı yapımı Barış Sunağı (Ara Pacis Augustae) beyaz bir küp bina içinde korunuyor. Fotoğraf “henüz” icat edilmemişken, dört duvarına dönemin bütün önemli şahsiyetlerinin suretleri, mermere fotoğraf ayrıntısıyla bir heykeltraşlık şaheseri olarak nakşedilmiş: İmparator Augustus’un, zaferlerinden sonra M.Ö. 4 Temmuz 43 günü Roma’ya giriş merasimi.
Ara Pacis’in Roma’nın yıkılış dönemiyle birlikte “ortadan kaybolması”, sonra parça parça müzelerden ve kazılarla yeniden ortaya çıkartılması bir arkeolojik dedektifl ik öyküsü. Bu eserin yeniden insanlığın estetik beğenisine sunulmasında elbette Mussolini’nin, “kendini Roma İmparatorları ile eşdeğer görme” sanrısı etkili: Ara Pacis’i tarihteki orijinal yerinde değil, Augustus’un anıt mezarının kenarında yeniden “kurmuş.”
Mussolini = Yeni Augustus?
1930’lar mimarı Vittorio Ballio Morpurgo, parçaları bir araya getirilen Ara Pacis’i koruyacak ilk binanın mimarı. Mussolini, iktidarını Ara Pacis’le o kadar bağdaştırmış ki kendisini Yeni Augustus olarak gördüğü biliniyor. Ara Pacis binasının bir duvarına Res Gestae Divi Augusti yazdırmış. Yani: Yüce Augustus’un Başarıları... Bir bakıma, kendi “başarıları” (!) olsa gerek bu. Gerçek bir arkeolojik heves ve sabit fikirle lego gibi bir araya getirttiği Ara Pacis’i Hitler’in 1938 Roma seyahatinde kendisine iftiharla göstermiş.
75 yılda ilk çağdaş yapı
Morpurgo’nun binası 1937-2000 arasında Ara Pacis’in ev sahibi. Ama onun yerine, “Faşist Dönemi unutturacak” yeni bir müze yapılması fikri tartışılıyordu. Binanın depreme dayanıklı olması da şarttı. Amerikalı mimar Richard Meier, bu işin başına yarışmasız atandı. Ama onun beyaz kübik yapısını Romalılar sevmedi. Evet, tarihi eser korundu ama onu koruyan kabuktan hoşlanmadılar. Roma’nın surlar içinde kalan tarihi merkezine 1930’lardan beri çağdaş mimari, ilk kez Meier’le girmiş oldu.
Renklenen mermerler
Bugüne kadar turistlerin, öyküsünü özel kulaklıklarla izledikleri müzede şimdi ileri teknoloji konuşuyor: Samsung’un sanal gerçeklik (VR) gözlüğüne takılı bir S7 cepteliyle, Ara Pacis’in rölyefl eri, Roma Dönemi’ndeki orijinal renkleri ve orası burası kırılmamış sağlam biçimleriyle gözünüzün önünde.
Kafasında bir VR cihazıyla bir sürü insanın bir arada kaynaşması mümkün olmadığı için 45 dakika süren bu ziyaret, internetten rezervasyonla, Cuma ve Cumartesi geceleri 20-24 arasında küçük gruplarla yapılıyor. Çocuk alınmıyor. Samsung, bu sıradışı gösteriyi İtalyanca, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca için ayrı ayrı hazırlamış.
Tarih, VR’la öğrenilir
Başka bir turistik adreste, Roma Dönemi “evi” olarak örnek gösterilen Domus Romane’de de tarih, VR’la canlanıyor. Burası, 47 basamak merdivenle yerin altına inilen bir yer. Yerin altında çünkü, yüzyıllarca deprem, yangın, talanla harap olan yapıların üzerine yenileri yapılmış. Arkeolojik Kazılarla Domus Romane’de iki büyük ev sadece kabuk olarak ortaya çıkartılmış. Ama acaba burada nasıl yaşanıyordu? Bu sorunun cevabını hazırlamak için arkeolog, sanat tarihçi, bilişimci, yazar grubu çalışıyor. Metni yazıyorlar, sonra bunlar ses ve görüntüyle, VR setine takılıyor...
Bir başka örnek: Roma’nın antik çağ nüfusu bir milyon için 900 hamam yapılmış. Bunlardan en büyüğü Caracalla Hamamı’nın günlük odun ihtiyacı 10 ton. Hamamda 49 ocak var. Ocaklar, su, kanalizasyon için üç ayrı kattaki koridorların uzunluğu 6 km. Bütün bu bilgiler, bugün sadece dev kalıntıları duran bu yapının bilgisayarlı tasarımla yapılan üç boyutlu planları üzerindeki çalışmayla ortaya çıkartıldı. Ve hepsi yine VR setine aktarıldı. Caracalla’yı “tarihin içine gömülerek” geziyorsunuz. Bir diğer VR projesi imparator Neron’un Domus Aurea (Altın Ev) adlı, 3 futbol sahası büyüklüğündeki sarayının kalıntıları için de hazırlandı. Çok ilginç ayrıntısına yerimiz kalmadı.
Son, tek cümle şu olabilir: Turizmi, pasif bir şekilde koltukta geriye yaslanıp, turist gelsin, ne bulursa görsün, para bırakıp gitsin sanma dönemi çoktan bitti.