Türkiye’nin ilk oyuncak müzesi çocuklardan çok büyükleri büyülüyor

Türkiye’nin ilk oyuncak müzesi çocuklardan çok büyükleri büyülüyor

1983 yılında Arkeolog Musa Baran'ın kurduğu Türkiye’nin ilk oyuncak müzesinde eski uygarlıklara ait oyunlar, Antik Yunan kentlerindeki farklı oyuncaklara ait görseller, ziyaretçilerine tarihi farklı bir açıdan görme imkanı sunuyor.

Pişmiş topraktan arabalar, ağaç oyması gemi maketleri, tahtadan çelik çomaklar, çıngıraklar, beş taş, aşık ve daha niceleri. Hepsi de asırlar boyunca farklı coğrafyalarda yaşayan farklı kültürlerin çocukları tarafından oynanan oyunlar ve oyuncaklar. İzmir’in Urla ilçesine bağlı Bademler köyündeki Musa Baran Oyun ve Oyuncak Müzesi, ziyaretçilerine oyunların evrenselliğini gösteriyor.

Müzenin kurucusu Musa Baran bir arkeologdu. Selçuk ve İzmir’de müze müdürlükleri de yapan Baran, emekli olduktan sonra doğduğu köye, baba ocağına yerleşti. Anadolu’da farklı uygarlıklara ait antik kentlerde yaptığı çalışmalar sırasında çocuk oyunlarıyla ilgili gördüğü freskler, kazılardan elde edilen oyuncaklar ve binlerce yıl öncesine ait yazılarda anlatılanlar onu 1983 yılında bu müzeyi kurmaya götürdü.

Türkiye’nin bu ilk oyuncak müzesi

2003 yılında hayatını kaybeden Musa Baran’ın oğlu Nadi Baran VOA Türkçe’ye müzenin kuruluş hikayesini, “Babamın ilk dikkatini çeken şey, eski uygarlıklarda oynanan oyunlarla kendi çocukluğunda oynadığı oyunlar arasındaki benzerlikti. Daha sonra Hollandalı sanatçı Pieter Bruegel’in ‘çocuk oyunlar’ tablosunu görünce oyunların ve oyuncakların evrenselliği konusunda daha da netleşti” sözleriyle anlatıyor.

Türkiye’nin bu ilk oyuncak müzesinde oyuncakların zamanı ve mekanı aşan karakterini anlatan çeşitli tablolar da yer alıyor. Antik Yunan kentlerindeki farklı oyunlara ve oyuncaklara ait görseller, ziyaretçilerine tarihi farklı bir açıdan görme imkanı sunuyor.

Müzedeki oyuncakların en önemli özelliklerinden biri de toprak, tahta, kumaş gibi tamamen doğal ürünlerden yapılmış olmaları. Nadi Baran, “Bunlar çocukların doğal malzemeleri kullanarak, kendi becerileri ve hayal güçleriyle ürettikleri oyuncaklar” diyor. Oyuncakların kimi doğrudan çocuklardan alınmış, kimini de Musa Baran kendi yapmış.

Müze olarak kullanılan bina da Musa Baran’ın ata ocağı. Çocukların endüstriyel oyunların oyuncağı haline gelmesine tepki gösteren Baran, kendi çocukluğunun da geçtiği evi, ölümünden sonra da yararlansınlar diye çocuklara adamış. Oğlu Nadi Baran, “Müzeye gelenlere dikkat ediyorum. Çocuklar şöyle bir baktıktan sonra dışarı çıkıyorlar. Anne ve babaları ise daha çok zaman geçiriyorlar. ‘Biz çocukken bu oyunu oynardık, şu oyuncakla oynardık’ diyorlar. Büyükler burada daha çok eğleniyorlar” diye konuşuyor.

Müzede oyuncakların yanı sıra ilkel tarım aletleri, geleneksel köy eşyaları ve kıyafetler de sergileniyor. Müzenin bakımıyla Bademler köyü muhtarlığı ilgileniyor.

Soner Kızılkaya - https://www.amerikaninsesi.com/a/tarihin-taniklari-oyuncaklar/4760586.html


Benzer Haberler & Reklamlar