TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen 3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferine çıkan bilim insanları 1 ay süren bilimsel faaliyetlerini tamamlayarak Türkiye'ye döndü.
k 3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi'ni gerçekleştiren TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü 'nün 11 kişilik bilim heyeti; TÜBİTAK, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Anadolu Ajansı, araştırma enstitüleri, üniversiteler ve ikili iş birliği kapsamında sefere katılan yabancı bilim insanlarından oluşan araştırma ekibi, yaklaşık 1 ay süresince yaşam alanları olan 62 metrelik Norveç bayraklı "PolarXplorer" isimli araştırma gemisi ile 81 derece kuzey enleminde bulunan deniz buzu hattına kadar ulaştı. Ekip, 28 istasyon noktasında örneklemeler ve ölçümler yaparak tüm bilimsel çalışmalarını tamamladı.Sefer ekibi, Barents Denizi'nde örnekleme noktalarında 14 farklı proje için bilimsel araştırmalarını gerçekleştirdi.
Bilim ekibinin çalışmaları, deniz ve canlı bilimleri, Arktik Okyanusu'na adapte ekosistem, balıklar ve deniz canlıları, fitoplankton örneklemeleri, denizdeki kirleticilerin belirlenmesi, deniz suyu fiziksel parametrelerinin takibi, mikroplastik gibi konularda denizel alanda atmosferik kirlilik gözlemleri, meteorolojik gözlemler, yeni ticaret rotalarının çevreye etkileri ve dönemsel incelenmesi, deniz buzlarının gözlemlenmesi ve deniz memelilerinin takibi başlıkları altında yapıldı.
Kaptan Özgün Oktar: Planlananın ötesinde bir başarı ile süreci tamamladık
Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi Lideri Kaptan Özgün Oktar, 28 farklı örnekleme noktasında çalışma yaptıklarını, planlananın ötesinde bir başarı ile süreci tamamladıklarını ifade ederek, şunları kaydetti: "Tabii ki kutup bölgeleri bilim insanları için çok farklı anlamlar ifade ediyor. Hem iklim değişikliğinin en hızlı yaşandığı ve gözlemlendiği yerler olmasının yanında iklim değişikliğinin etkileriyle buradaki ekosistemin de en taban noktasından en üst noktasına kadar değiştiğini görüyoruz. Bunları gözlemlemek demek bize, aslında dünyayı gözlemlemek ile eş değer veri sunabiliyor. Seferimizi içinde tamamladığımız temmuz ayı, dünya ortalamalarına baktığımız zaman dünyadaki en sıcak ay olarak da tarihe geçti. Biz de bu sıcaklığı Arktik bölgede yaşıyoruz. 78 derece kuzey enleminde hava sıcaklığının yaklaşık 10 derece olduğu anlardayız. Bu tabii ki çevre ve iklim değişikliği açısından birçok şey anlatıyor. Bu ısınma ile beraber buzulların da zamanla eridiğini, kaybolduğunu ve denize karıştığını görebiliyoruz."
80.1 enleminde bulunan 11. örnekleme noktasında rutin çalışmalarını yürüten bilim insanları örneklemelerin ilk saatinde, 2 kutup ayısının gemiye yaklaşmasıyla çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı.
Gemiye yaklaşmalarının sebebi tam olarak bilinmese de iklim değişikliğinden en çok etkilenen canlılardan biri olan kutup ayılarının son yıllarda sıcaklık artışı, deniz buzunun erimesi ve yiyecek bulamamaları gibi sebeplerle insanlara yaklaştıkları biliniyor.
Oktar, deniz buzlarının üzerinden geminin güvertesine çıkmak isteyen anne ve yavru iki kutup ayısının yemek bulma ihtiyaçları sebebiyle uzun yol kat edip gemiden gelen kokuya doğru gelmiş olma ihtimallerinin olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"Sadece Arktik bölgesinde yaşayan ve koruma altında olan kutup ayıları, aslında iklim değişikliğinin ve insan etkisinin tehdidinde olan türler. Tabii ki gemimize bu kadar yaklaşmış olmaları bizler için korkutucu bir andı. Hepimizin köprü üstüne çıkıp emniyette olmasından sonra ayıların davranışlarını takip ettik. Geminin en alçak kısmına kadar yaklaştılar ve oradan gemiye bir hamle yapmalarını bekledik. Ancak muhtemelen egzoz kokusu onları rahatsız etti ve uzaklaştılar. Bu canlılar deniz buzu üzerinde yol alan ve avlanan canlılar. Fok ve başka tür canlıları avlıyorlar. Ancak değişen iklim ile beraber Arktik bölgede deniz buzları da hızla kayboluyor. 2030 yılına kadar belki de yaz sezonunda hiç deniz buzu kalmayacak, bu da kutup ayılarının beslenme alanlarının kaybolması anlamına geliyor."
Kutup ayılarını bu kadar yakından görmenin hem sevindirici hem de korkutucu olduğunu söyleyen Oktar, "Onların geleceğini düşünmek biraz ümitlerimizi kırdı. Umuyoruz ki iklim değişikliğinin sebepleri daha iyi anlaşılarak insanlık etkisini burada azaltacak şekilde hareket edebiliriz." şeklinde konuştu.
Doğu çınarı meyvesi Arktik Okyanusu'nun sularındaki kirliliğin çözümü oluyor
Öte yandan seferde, TÜBİTAK BİDEB 2204-D Lise Öğrencileri İklim Değişikliği Araştırma Projeleri yarışmasında "Su Kategorisinde" birinci olan proje de okyanus yüzeyine yayılan petrol kirliliğine çözüm üretmek konusunda Arktik Okyanusu'nda test edildi.
Doğu çınarı meyvesinden elde edilen liflerin, keselerin içerisine konulmasıyla oluşturulan proje için yapılan test çalışmalarına liderlik eden 3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi Koordinatörü Prof. Dr. Burcu Özsoy da "Denizcilikteki en büyük risklerden bir tanesi deniz ve okyanus yüzeyine yayılan petrol kirliliğidir. Çok uzun zamandır petrol kirliliği ilgili teknolojiler sürekli olarak gelişmelere açıktır. Günümüzde hala verimli teknoloji ve yönteme ulaşılamamıştır. Bu anlamda da öğrencimizin çalışması bizler için çok ciddi ve olumlu bir proje." diye konuştu.
Özsoy, projenin analizlerini Arktik Okyanusu'nda gerçekleştirdiklerini ifade ederek, "Öğrencimize bir deney alanı oluşturacağız. Bizim tabii ki okyanusu ekstra kirletmek gibi bir niyetimiz olmamakla beraber öğrencimizin bir analiz yapacağı, testini uygulayacağı, ekipmanı deneyeceği ortamı burada hep beraber oluşturacağız ve deniz, okyanus suyunda bu petrolü nasıl temizleyeceğini hep beraber test edeceğiz."
TEKNOFEST'te de anons edilen TÜBİTAK BİDEB 2204-D Lise Öğrencileri İklim Değişikliği Araştırma Projeleri yarışmasında birinci olan çalışmanın sahibi öğrenci de sefer kapsamında projesini Arktik Okyanusu'nda test etme imkanı buldu.
Sefer ekibinden yabancı araştırma istasyonu ziyaretleri
Kuzey kutbu ve Arktik Okyanusu üzerinde bilimsel çalışmalar yürütmek için Svalbard (Spitsbergen) Adası üzerinde 13 ülkeye ait 20 araştırma tesisi bulunuyor.
3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi ekibi, sefer sırasında Polonya Kutup Araştırma İstasyonu'nu, Rusya'nın araştırma istasyonlarının bulunduğu Barentsburg'u, yine Rusya'ya ait eski madenci kasabası olan Pyramiden ve Ny Alesund'da bulunan Kore üssünü ziyaret etti. Ekip ayrıca, sefer süresince İtalya'ya ait araştırma istasyonuna İtalyan araştırmacılarının projesi için alınan deniz suyu örneklemelerini teslim etti.
Uluslararası iş birliği açısından yabancı bilim üslerini ziyaret etmenin önemine değinen Oktar, şu görüşlerini aktardı:
"3. Ulusal Arktik Bilimsel seferimizde de yine Polonya üssünü ziyarete gidiyoruz. Birçok iş birliğinin geliştirilebilmesi ve bilim insanları arasında da bir yakınlık yakalanması için verimli oluyor. Daha önceki ziyaretlerimizden doğan iş birliklerimiz ile şu an yanımızda 3 yabancı araştırmacı mevcut. Bundan sonra da gelecek yıllarda hem Türk bilim insanlarını yabancı kutup seferlerinde hem de yabancı bilim insanlarını Türk seferlerinde görmeye devam edeceğiz."
Bilim ekibi, Svalbard Adası üzerinde bulunan Polonya'ya ait Polonya Kutup Araştırma İstasyonu'na da ziyarette bulundu. Ekip, istasyon yöneticisi Daniel Kepski'den bilgi alarak istasyonda bulunan laboratuvarlar, meteoroloji istasyonları ve sosyal alanları gezdi, alanda çalışma yapan bilim insanlarından bilgi aldı.
Ayrıca bilim ekibi, Spitsbergen Adası'nın güney kısmında yer alan Horsund Fiyordu yakınlarında bulunan Polonya Kutup Araştırma İstasyonu'nu da ziyaret etti.
Burada ekibe Polonya Kutup Araştırma İstasyonu'nun 46. Sefer Lideri Daniel Kepski eşlik etti.
3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi katılımcısı Dr. Göksu Uslular da sefer süresince geçtikleri Barents Denizi üzerinde belirlenen noktalardan deniz suyunun fiziksel parametrelerini ölçtüklerini ve su örnekleri aldıklarını ifade etti.
Uslular, örneklemelerin hem TÜBİTAK MAM KARE tarafından yürütülen projenin devamı niteliğinde hem de İtalya Kutup Araştırmaları Enstitüsü ile ortaklaşa gerçekleştirilecek proje kapsamında yapıldığını anlattı.
İtalyan araştırmacıların karbon ayak izini azaltmak amacıyla sefere katılmadığını vurgulayan Dr. Uslular, "İtalyan araştırmacılar adına alınan örneklerin Ny Alesund'da bulunan İtalya Dirigibile Arktik İstasyonu'na teslim ederek daha sonraki analizler için ilgili araştırmacılara ulaştırılmasını sağlayacağız." dedi.
79 kuzey enleminde bulunan farklı ülkelerden 12 ayrı araştırma istasyonu bulunan bir kasaba olan Ny Alesund'da kısa süreli bir ziyaret gerçekleştiren bilim ekibi, kuzey kutup noktasına ilk, güney kutup noktasına ikinci olarak ayak basan Norveçli kaşif Ronald Amundsen'in heykeli önünde toplu fotoğraf çektirdi.
Longyearbyen'ın 60 kilometre batısında yer alan ve Svalbard takım adalarının en büyük ikinci yerleşim yeri olan Barentsburg'ta Rusya bilimler akademisine bağlı araştırma istasyonunda araştırmacılar için konaklama alanları, kimya laboratuvarları ve gözlemevi bulunuyor. Aynı zamanda Barentsburg'ta geçmiş yıllara ait arkeolojik çalışmaların sergilendiği bir müze yer alıyor.
Bilim ekibine, yabancı bilim insanlarının çalışmalarını yakından incelemek için yapılan ziyaret kapsamında Barentsburg Bilimsel Araştırma Merkezi yetkileri tarafından bilgilendirme de yapıldı.
Sefer ekibi, yaklaşık 5 bin 500 kilometre seyir yaparak 81 derece kuzey enleminde başlayan deniz buzlarını, iklim değişikliği sebebiyle parçalanarak denize karışan buzulları, Svalbard takım adası ile seyir boyunca geçtikleri Barents Denizi'nde kambur, Minke balinaları, yunus, fok türleri, mors, kutup ayısı ve onlarca kuş türünü gözlemledi.
Şebnem Coşkun - AA