Varoluş Felsefesi'nin Türkiye yorumu olan Diriliş ekolünün kurucusu ünlü şair ve filozof Sezai Karakoç, Zeytinburnu Belediyesi'nce düzenlenen 6 oturumluk sempozyumla ilk ölüm yıldönümünde anıldı.
18 Kasım Cuma günü saat 14.30’da Zeytinburnu Kültür Sanat’ta, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy’un konuşmasıyla başlayan “Sezai Karakoç Sempozyumu”nda Türkiye’nin önemli akademisyenleri, kültür sanat adamları, yazar ve şairleri iki gün boyunca Sezai Karakoç’un sanat ve fikir dünyasını, kişiliğini, şiirlerini ve yazılarını ele aldılar.
Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, açılış konuşmasında “hatırlamak” vurgusuyla Zeytinburnu Kültür Sanat’ta yapılan sempozyumların kültür, sanat ve fikir dünyamızın büyüklerinin hatırlanmasında üstlendiği vazifenin önemini dile getirdi.
Belediye Başkanı Ömer Arısoy’un konuşmasının hemen ardından sempozyumun birinci oturumu başladı. Prof. Dr. Turan Karataş’ın başkanlığında başlayan oturumda ilk olarak Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı söz aldı. Kayalı konuşmasında Karakoç’un düşünce dünyasından ve bu dünyanın edebiyatına yansımasından bahsetti ve “Sezai Karakoç’ta çok bariz bir biçimde memleket ve dünya meseleleri konusunda bir entelektüel tavrı görmek mümkün. Yani Sezai Karakoç kelimenin tam anlamıyla bir entelektüeldir.” sözleriyle Karakoç’un yalnızca bir şair olmadığına vurgu yaptı. Oturumda ikinci olarak Prof. Dr. Feridun Yılmaz söz aldı. Yılmaz ise tebliğinde modernlik kavramı ve Sezai Karakoç’un modern zamanlar üzerine düşünmesi hakkında konuştu. Oturumun üçüncü konuşmacısı Mehmet Bedri Mermutlu ise konuşmasında Sezai Karakoç düşüncesinin temel parametrelerini altı maddeye ayırarak özetledi. Dördüncü ve oturumun son konuşmacısı olarak söz alan Dr. Âlim Kahraman, tebliğinde Karakoç’la hatıraları ve ona dair şahitlikleri üzerinden bir Karakoç portresi çizdi.
Sempozyumun Prof. Dr. Yakup Çelik’in başkanlığında başlayan ikinci oturumunda ilk tebliği Prof. Dr. Alaattin Karaca sundu. Bu tebliğde Prof. Karaca, Sezai Karakoç’un diğer İkinci Yeni şairleri ile ortak yanları ve onlardan ayrılan yönlerini tartıştı. İkinci olarak söz alan Şair Hayriye Ünal, Sezai Karakoç’un şiiriyle hem kendi akranları olan şairleri hem de kendisinden sonra gelen şairleri nasıl etkilediğine ve etkisinin gücüne vurgu yaptı. Karakoç’un şiir serüveninde şiirinin nasıl ve ne kadar değiştiğini ve nihayet nasıl bir şiir mirası bıraktığını anlatan Şair Ali Emre ise oturumun üçüncü konuşmacısıydı. Sempozyumun ilk gününün son konuşmacısı ise Şair Ömer Erdem oldu. Ömer Erdem, tebliğinde Karakoç’un modern Türk şiirindeki konumunu, farkını ve bu farkın açtığı açıklığı anlattı. Bu tebliğle sempozyumun ilk günü son buldu.
Sempozyumun ikinci günü Prof. Dr. Ömer Türker’in oturum başkanlığını yaptığı 3. oturumla başladı. Bu oturumda ilk olarak Prof. Dr. Ekrem Demirli tebliğinde söz aldı. Demirli, Sezai Karakoç’un Yitik Cennet kitabını nübüvvet kavramı çerçevesinde değerlendirdi. Oturumun ikinci konuşmacısı Prof. Dr. Münire Kevser Baş, Karakoç’un Diriliş düşüncesinin geniş bir değerlendirmesini sundu. Şair Ahmet Murat Özel ise sempozyumun üçüncü tebliğinde Sezai Karakoç’u getirdiği yenilik ve gelenek kavramları ile ele aldı. Oturumun son tebliğcisi Gülzar Mammadova Karakoç’un hatıralarından hareketle Karakoç’un hayatını ayırdığı üç dönem olarak çocukluğu, edebiyat hayatı ve siyaset hayatına dair görüşlerini sundu.
19 Kasım Cumartesi gününün ikinci ve sempozyumun dördüncü oturumunun başkanı Prof. Dr. Abdullah Uçman’dı. Celal Fedai, bu oturumun ilk konuşmacısı olarak şiirin oluşumuna dair görüşleri bakımından Mayakovski ve Sezai Karakoç’un fikirlerini karşılaştırdı. Oturumun ikinci bildirisini sunan Habil Sağlam ise sembolizm ile Karakoç şiirinin ilişkisini tartıştı. Prof. Dr. Mehmet Hakkı Suçin, bildirisinde Sezai Karakoç’un Arap şiirinden yaptığı çevirileri değerlendirdi. Gelenek kavramını ve Sezai Karakoç’un eserlerinde gelenekle ilişkisini değerlendiren Prof. Dr. Ertan Örgen, oturumun son konuşmacısı oldu.
Beşir Ayvazoğlu’nun oturum başkanlığıyla yapılan beşinci oturumun ilk konuşmacısı Prof. Dr. Turgay Anar oldu. Anar, tebliğinde görsel sanat eserlerinin Sezai Karakoç şiirindeki yerini anlattı. Hemen ardından söz alan Necip Tosun, bildirisinde Karakoç’un öykülerinde büyülü gerçekliğin yeri ve öneminden bahsetti. Oturumun üçüncü konuşmacısı olan Yıldız Ramazanoğlu, Karakoç’un Alınyazısı Saati şiiri ekseninde Karakoç’un şiirinde şehir tahayyülünü anlattı. Oturumun son konuşmacısı Enver Gülşen, Sezai Karakoç’un sinemaya bakışı ve bu sanata dair tespitlerini tartıştı.
Sempozyumun son oturumu Cevat Özkaya’nın oturum başkanlığında saat 16.45’te başladı. Prof. Dr. Alev Erkilet, oturumun ilk tebliğinde Sezai Karakoç’un İslamcılık anlayışını Türkiye İslamcılığı ve dünya İslamcılığı çerçevesinde konumlandırmaya çalıştı. Asım Öz ise oturumun ikinci bildirisinde Karakoç’un 2000’lerde yazdığı yazıları merkeze alarak Karakoç’a dair düşüncelerini aktardı. Oturumun üçüncü konuşmacısı olarak Dr. İbrahim Durmaz, direniş ve diriliş kavramlarının bağlantılarından hareketle bu kavramların politik açılımlarını anlattı. Oturumun ve sempozyumun son konuşmacısı olarak Yusuf Turan Günaydın, tasavvufun Sezai Karakoç’un eserlerindeki yerini ve ağırlığını değerlendirdi.