Urartular, (Urartu) Kimdir

M.Ö. I. binyılın başlarında Doğu Anadolu’da krallık kuran ve varlığını üç yüzyıl sürdüren devlet.

Anadolu’daki eski kavimlerden. Doğu Anadolu’nun güney kısmında Van Gölü çevresinde yaşarlardı. Âri ırkına mensuptular. Lisanları bitişgen husûsiyete sâhiptir. Fakat asılları ve bölgeye nereden geldikleri tespit edilememiştir.

Urartulardan ilk defâ M.Ö. 13. yüzyıla âit Asurca kaynaklarda bahsedilir. Münâsebetleri en fazla Asurlularla olmuştur. Önceleri küçük krallıklar hâlindeydiler. M.Ö. 10. yüzyılda, Tuşba (Van) merkez olmak üzere birlik hâline geldiler. M.Ö. 9. yüzyılda gelişip hudutlarını genişlettiler.

Urartular (Urartuca: Biainili), Başkenti Tuşpa (Van) idi. Urartu Devleti en güçlü döneminde (M.Ö. 8.-7. yüzyıl), günümüzdeki Doğu Anadolu, Kuzeybatı İran, Irak'ın küçük bir bölümü ile kuzeyde Aras Vadisi'ne egemendi.
 

Tarih
Hurri Devleti’nin yıkılmasından sonra Van dolaylarında bir takım küçük devletler kuruldu. Asurluların Nairi olarak adlandırdıkları bu devletçiklerin yer aldığı bölgeye, Salmanasar I ve Tukulti Ninurta gibi Asur kralları çeşitli saldırılarda bulundular. Ama o tarihlerde henüz Urartu Devleti kurulmamıştı.

Nairi beylikleri M.Ö. 900 dolaylarında birleşerek Urartu Devleti’ni kurdular. Birliğin sağlanmasından sonra bir kral çevresinde toplanan Urartular, tam anlamıyla Anadolu kültürü sayılan bir uygarlık oluşturdular. Van’ı (o dönemdeki adı Tuşba ya da Tuşpa) başkent olarak seçtikten sonra yöreye yayıldılar.

Asurluların Akdeniz’le olan bağlantısını kesmek işeyen ve giderek genişleyen Urartuların sınırları, kuzeyde Erzurum, Erzincan, Karmir Blur, doğuda Hazar Denizi, batıda Malatya, güneyde de Musul ve Halep’e kadar uzandı.

Ortaya çıkarılmış olan yazıtlardan ilk Urartu kralının Sardur I (M.Ö. 840- M.Ö. 830) olduğu öğrenilmiştir.

Van kalesinin yapımını tamamlatan Sardur I, yapıya koydurduğu bir yazıtta bütün gerçekleştirdiği işleri anlatmıştır. Asur kaynaklarından öğrenildiğine göre, Sardur I döneminde Urartular giderek güçlendiler ve Asurlular için bir tehlike oluşturdular.

Sardur I ve onu izleyen İspuinis’in hükümdarlık döneminde başkent Van sürekli gelişti. Kral İspuinis de oğlu Menuas’ın (ya da Menua) yönetime katılmasını, daha sonra da kendi yerine geçmesini sağladı.

Ülke sınırları giderek genişliyordu, Muşaşir kenti alınmıştı. Menuas’ın (M. Ö. 810-M.Ö. 780) ölümünden sonra yerine Argişti (ya da Argistis) I M.Ö. 780 - M.Ö. 760) geçti. Bu hükümdar, şuurların daha da genişlemesini sağladı ve olası bir düşman saldırısına karşı çeşitli kaleler yaptırdı. Oğlu Sardur Il’nin ( M.Ö. 760 – M.Ö. 730) döneminde sınırlar en geniş düzeyine ulaştı. Sardur H’nin ölümünden sonra, yerine geçen (M.Ö. 713) Rusas I döneminde Urartular Asurlularla sürekli savaştılar.

Rusas I’den sonra yerine oğlu Argistis II geçti, Argistis H’nin yeriniyse Rusas II aldı; Rusas H’den sonra tahta geçen oğlu Sardur III de, daha sonra yerini Rusas IlI’e bıraktı. Urartu Devleti, kral Rusas III döneminde 612’deki Med istilasından sonra yıkıldı, kentleri yerle bir edüdi.

Urartu Sanatı
Savaşçı bir halk olan Urartular, barış dönemlerinde tarımla uğraşırlardı. Gerçekleştirdikleri su tesisleri oldukça ilgi çekicidir ve uygarlıklarının düzeyini gösterir.

Elde edilen yazılardan, kralların başkentte ve öbür kentlerde kalelerin yanı sıra tapınaklar, kanallar yaptırdıkları ortaya çıkmıştır.

Urartuların yayılmış oldukları alanda otuz kadar kale harabesi saptanmıştır (en önemlileri Van kalesi, Anzaf kalesi, Çavuştepe kalesi ve Başkale’dir).

Çok tanrılı (en büyükleri baş tanrı Haldi, gök tanrısı Teişeba, güneş tanrısı Şivini) bir dini benimsemiş olan Urartuların, Altmtepe, Toprakkale, Patnos ve Çavuştepe’de bağımsız ya da sarayların hemen yanma yapmış oldukları çok sayıda tapmak gün ışığına çıkarılmıştır.

Tapınaklar ve sarayların yam sıra Urartuların küçük boyutlu ve pencereli evler yaptıkları, bunların dışlarını balkonlar, içlerini de çeşitli motiflerle süsledikleri bilinir.

Urartular maden işlemede son derece ustaydılar. Altıntepe, Çavuştepe, Adilcevaz, vb. yerlerde yapılan kazılarda Urartulardan kalma çok sayıda madeni eşya ele geçirilmiştir. Urartular maden işçiliğinde o kadar Ueri düzeydeydiler ki, ürettikleri eşyaları Frigyalılar ve Etrüsklere satarlardı. Bu nedenle, Urartu boğa başlarına İtalya’daki kazılarda raslanmıştır.

Urartulara özgü madeni eşyalar arasında özellikle çeşitli motiflerle süslü kemerler sayılabilir. Urartular ölülerini giyimli olarak gömdükleri için bu kemerlerden çok sayıda bulunmuştur. Daha sonraki dönemlerde ölüler yakıldığı için, bulunan kemerlerin eski döneme ait olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca yapılan çeşitli kazımarda Urartularla ilgili olarak kabartmalı kalkanlar, ok sadakları, miğferler, hamam tasları, kazanlar, boğa başları, çeşitli koşum takımları bulunmuştur.

Öte yandan Urartular, taştan ve kemikten eşyaların yanı sıra seramik eşyaların yapımında da oldukça ustaydılar.

Urartular bütün bunların dışmda yazıyı biliyorlardı. Asur yazısının yanı sıra Asurlulardan alıp yalınlaştırdıkları kendi çivi yazıları ve Ön Asya dil öbeğine bağlı olan kendi dillerini kullanırlardı.

Van kalesi, Meher, Sarmaç, Elmalık, Bakraçlı gibi köylerde bu gerçeği kanıtlayan çeşitli yazıtlar ortaya çıkarılmıştır.

(Urartu Uygarlığı (M.Ö. 900- 600) Doğu Anadolu’da Van Bölgesinde ve İran ile bugünkü Ermenistan’dan oluşan bölgede gelişen uygarlık.
Urartular Hurrice’nin bir lehçesini konuşuyorlardı. Ba-lıca merkezleri, Tuşba (Van), Adilcevaz, Toprakkale, Çavuştepe, Altıntepe ve Patnos’tur.
Urartular özellikle maden işçiliğinde ve mimarlıkta ileri bir düzeydeydiler. Özgün bir tapınak ve saray mimarileri, bol sütunlu yapıları vardı. Taş işçiliğinde oldukça ustaydılar. Oda şeklindeki mezarları evlere benzetilmiştir. Maden işçiliğinde ise; tunç kazanlar, kült eşyası olarak tapınaklarda ve mezarlarda kullanılmıştır. Ayrıca kemerler, at koşum takımları, iğneler, fıbula-lar, figürinler, kılıç, mızrak, ok, miğfer ve kalkanlar ürettikleri madenî eserlerin en önemlileridir. Urartulara ait parlak perdahlı, kırmızı renkli seramikler madeni kaplara benzetilmiştir. Urartular başka alanlarda da başarılı işler yapmışlardır. Doğu Anadolu’da yapay göller ve büyük su kanalları inşa etmişlerdir. Urartular M.Ö. VI. yüzyıl sonlarında Medler tarafından tarih sahnesinden silinmişlerdir.)
 

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar