Manisa’da yer alan Aigai Antik Kenti’ndeki bulunan yazıtta, yerle bir olan kenti yeniden imar eden Roma imparatoruna halkın teşekkürü yer alıyor. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Aigai Kazı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sezgin yazıtın antik yazarların aktardığı bilgileri doğruladığına dikkat çekiyor.
Manisa'nın Yunusemre ilçesinde bulunan Aigai Antik Kenti, 2004 yılından bu yana devam eden kazılarla binlerce yıllık geçmişe ışık tutmaya devam ediyor. Arkeologlar, Manisa ve bölgesindeki deprem gerçeğinin binlerce yıl önce de yaşandığını belirtiyor. Manisa'nın Yuntdağı bölgesinde yer alan Aigai Antik Kenti'nde yapılan kazılarda, milattan sonra 17 yılında yaşanan büyük depreme yönelik yazıt bulundu.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Aigai Kazı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sezgin, ortaya çıkarılan yazıtların 2 bin yıl önce yaşanan büyük depremi doğruladığını ve depremden sonra kentin yeniden imar edilişinin bu yazıtta yer aldığını açıkladı.
Batı Anadolu tarihi açısından çok önemli olan ve hem Latince hem de eski Yunanca yazılan yazıt ile milattan sonra 17 yılında yaşanan deprem sonrası yıkılan 12 kentin Roma İmparatoru Tiberius'un da destekleriyle yeniden ayağa kaldırıldığı öğrenildi. İzmir'in Aliağa ilçesinde yer alan Kyme Antik Kenti'nden Alaşehir'deki Philadelphia ve Salihli'deki Sardeis'e kadar pek çok büyük kent devletini enkaza çeviren deprem sonrası Roma İmparatorluğu tarafından senatörler gönderilmiş, Sardeis'e 10 yıllık diğer kent devletlerine ise 5'er yıllık vergi muafiyeti uygulanmış. Büyük depremle ilgili detaylar dönemin antik yazarları tarafından da kaleme alınmış. Antik yazarlardan Yaşlı Plinius, depremi, 'insanoğlunun gördüğü en büyük deprem' olarak nitelendirirken, insanların ovalara doğru kaçtığını ve ovaların yarılarak insanların da yarıklara düştüğünden bahsettiği öğrenildi.
Prof. Dr. Yusuf Sezgin: 17 yılında çok büyük bir deprem meydana geldi
Antik yazarların da depremin şiddetinin çok güçlü olduğunu doğruladığını anlatan Prof. Dr. Yusuf Sezgin, "Antik yazarların bize aktardığına göre milattan sonra 17 yılında çok büyük bir deprem meydana geliyor. Hatta yaşlı Plinius bu depremi, milattan sonra 17 depremini Batı Anadolu'nun başına gelmiş en büyük felaket olarak isimlendiriyor. Sadece yaşlı Plinius değil birçok antik yazar mesela Tacitus bu depremle ilgili ayrıntılar veriyor ve bu ayrıntılar aslında çok çarpıcı. Buradaki ifadelerden anlıyoruz ki bu çok şiddetli bir deprem meydana gelmiş. Biz buradaki kazılarda bu depreme ilişkin bazı yazıtlar bulduk ve bu yazıtların bir kısmı oldukça yeni yazıtlar. Ve bu yazıtlar da antik kaynakların bize aktardığı 17 depreminin gerçek olduğunu kanıtlıyor. Bu deprem sırasında 12 tane antik kentin yıkıldığını söylüyor antik yazarlar" diye konuştu.
Bu yazıtlar 2 bin yıllık ve deprem gerçeğinin antik çağlarda da yaşandığını ifade ediyor. Prof. Dr. Sezgin, yazıtlarla ilgili şunları söyledi: "Aslında son dönemin en güncel konularından bir tanesi deprem. Depremle yatıp depremle kalkıyoruz. Deprem gerçeği tabiki antik çağda da vardı. Biz Aigai'de yürüttüğümüz kazı çalışmalarında bu depremlere ilişkin bir takım yazıtlar ele geçirdik. Yaklaşık 2 bin yıllık yazıtlar. Bize milattan sonra 17 yılındaki büyük bir depremin nasıl meydana geldiğini ve bu deprem sonrasında kentin nasıl yeniden imar edildiğini göstermekte."
Yıkılan kentler dağlık alanlara kurulmuştu
Yıkılan kentlerin dağlık alanlara kurulduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sezgin, depremin 7’nin üzerinde bir büyüklüğü olduğunu tahmin ettiklerini belirterek “Bizim gözümüzden kaçırmamamız gereken nokta depremin merkezinin Manisa yakınlarında olması. İkincisi bu yıkılan kentlerin neredeyse hepsi kayalık ve dağlık alanlarda kurulmuş kentler. Buradaki binalar taş binalar. Bunlar yıkıldığına göre en az 7 ve üstü bir deprem olması gerektiğine inanıyorum. Öyle 7’nin altında bir deprem böylesi sağlam kentleri yıkamaz. O açıdan hazırlıklı ve dikkatli olmamız gerekiyor. Elbette deprem tarihini bilmek çok önemli bir şey. Buna hazırlıklı olmamız gerekiyor” dedi.
Nermin Uçtu - Yeni Asır