3Yolların Kesişim Noktasında Kudüs, Kudüs Sizi Bekliyor" paneli düzenlendi.
FSMVÜ, IPCC (Uluslararası Barış ve İşbirliği Merkezi) ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle "Yolların Kesişim Noktasında Kudüs, Kudüs Sizi Bekliyor" paneli düzenlendi.
Ali Emiri Kültür Merkezi'nde düzenlenen panelin açılışında konuşan FSMVÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Duman, Filistin'in, kucağında adeta bir altın miras gibi yerleşmiş olan Kudüs ile özdeşleştiğini söyledi.
Kudüs'ün Müslümanlar için çok değerli ve anlamlı olduğunu anlatan Duman, "Birçok Müslüman beldesinde yaşanan son yüzyılın acıları, ızdırapları Kudüs'te ve Filistin'de biraz daha çok yaşandı ne yazık ki. Bu yaşanan ızdırapların yanında, biz üniversite olarak burada yaşayan kardeşlerimizle, Filistinli dostlarımızla bu ülkeye, bu topluma neler kazandırabiliriz, siyaset gündemin biraz dışına çıkarak, ilmi ve kültürel konularda beraberce bir şeyler yapıp toplumun geleceğini bu topraklarda nasıl imar ederiz, düşünceleriyle hocalarımız ve Uluslararası Barış ve İşbirliği Merkezi'yle bu alanda çalışmalar yapmaya karar verdik." diye konuştu.
Duman, Filistin'le ilgili önemli bulduğu bazı hadiseleri şu şekilde aktardı:
"Birincisi Hz. Ömer Kudüs'ü fethettiğinde Kıyamet Kilisesi'ne gelir ve orada Patrik ile diğer kişilerle görüşürken namaz vakti olur. Hz. Ömer'in namaz kılmak istediğini anlayan patrik, ona hitaben 'siz artık buranında malikisiniz, sultanısınız bu kilisede namaz kılabilirsiniz isterseniz' der. Hz. Ömer, biraz durakladıktan sonra 'hayır, ben burada namaz kılarsam şimdi, Müslümanlar ola ki benden sonra burada hak iddia ederler ve burayı sizin elinizden almaya kalkışırlar. Halbuki burası bir kilise ve Hristiyanlar için kutsal bir yer. Buranın bu şekilde kalması gerekir.' der. Namaz kılmak için başka bir yer seçer ve bugün Hz. Ömer Cami diye bir makam orada yer alıyor. Ziyaret edenler bilir. Bu olay aslında müthiş bir olay. Bu Müslümanların başka dinlere nasıl baktığına yönelik örnek bir olay. Diğeri ise Eyyubiler döneminde yine oradaki tüm farklılıklar huzur içinde yaşamışlardır. Bugünkü Filistinliler Hz. Ömer'in orada yaşayan torunları, bu muameleleri hiç hak etmiyorlar diye düşünüyorum. İkinci hadise 1900'lü yılların başında Abdülhamit Han hazretlerine Theodor Herzl'in Osmanlıların borçlarına karşılık olmak üzere ödeme karşılığında Filistin topraklarını talep etmesi. Osmanlı'nın bir pula ihtiyaç duyduğu yıllar ama Abdülhamit Han hazretleri, bir başka muhteşem cevabı orada verir ve hepimizin malumu 'buralar atalarımızın, ecdadımızın kanıyla aldığı topraklar, parayla satılmaz. Ben bunu yapamam' deyip teklifi reddeder ve o yıllarda orada bir İsrail devleti kurulmasına kendi ölçeğinde mani olur. Bir de daha yakın zamanlarda şu an içinde yaşadığımız dönem hasebiyle belki fark edemedi birçok insan ama İslam dünyası farkında her şeyin. Bir, Mavi Marmara. İki kelimelik bir tamlama. Bir de İngilizce one ve minute kelimeleri. Bunlar sıradan kelimeler olarak kullanıldığında hiçbir anlamı olmayan ve her gün milyonlarca kez kullanılan kelimeler ama bu kelimelerde yine Filistin ve Kudüs'le özdeşleşmiş zamanımızın tarihe miras bıraktığı iki kelime. Üçüncü hadise olarak bunlar tarihe geçecek diye düşünüyorum."
FSMVÜ Mimarlık Bölümü Başkanı Prof. Dr. Suphi Saatçi ise kendileri için Filistin toprakları, Filistin halkı ve Kudüs'ün her zaman mukaddes bir merkez sayıldığını belirterek, "Filistin'deki kentsel çevrelerin daha güvenli, sağlık hale getirilmesi arzu ediliyor ve bu hususta hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağımızın bilinmesini isteriz. Biz Filistin'i ve Filistinli kardeşlerimizi seviyoruz." ifadelerini kullandı.
Mahmat: "Filistin'de her türlü varlık göstermek zorundayız"
Daha önce Filistin'de görev yapan Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Danışmanı Kürşad Mahmat da panelin çok önemli olduğunu ifade ederek, Türkiye'deki Filistin ile ilgili durumun somut verilere dönüşmesini istedi.
Mahmat, şunları kaydetti:
"2005 yılından beri Filistin'de faaliyetlerimizi yürütmekteyiz. Her sektörde çalışmalarımız sürüyor. Eğitimden sağlığa, altyapı hizmetlerinden kültürel mirasın korunmasına, kapasite artırma programlarından sosyal yardımlara, her anlamda Türk devletinin, Türk milletinin oradaki resmi yardım eli pozisyonundayız. Kubbet-üs-Sahra'nın altın varakları bizim tarafımızdan hatta ben oradayken değiştirildi. Kültürel mirasın korunmasından Filistinlilerin ihtiyaç duyduğu okullarına, hastanelerine özellikle Gazze'de suya ilişkin altyapı yatırımlarına her türlü yardımı sunmaya gayret gösteriyoruz. Bugünkü toplantı hamasetin ötesine geçen, çok değerli bir adım."
Kendisinin Ramallah'ta bulunduğu dönemde, Avrupa'dan, ABD'den gelen ve orada çeşitli hizmetlerde bulunan gençleri gördüğünü ancak Türk öğrenci göremediğini dile getiren Mahmat, "Filistin'de ve tanınmış sınırlar içindeki İsrail'de okumayı, doktora yapmayı, lütfen öğrenciler ciddi bir şekilde düşünsün. Orada her türlü varlık göstermek zorundayız. Sadece TİKA'nın veya ilgili diğer kamu kurumlarının orada varlığı yeterli değil. Öğrencilerimizle STK'larımızla bulunmak zorundayız ki Filistinli kardeşlerimizin sorunlarına daha iyi çözüm bulma şansımız olsun" değerlendirmesini yaptı.
Kudüs'ün tarihi ve kültürel mirasının ele alındığı panelde, çeşitli sunumlar da yapıldı.
Haber: A.A.
Muhabir: Emin İleri