Ziya Gökalp; sosyolog ve eğitimci. Türkçülük akımının nazariyatçısı...
Ziya Gökalp; (d. 23 Mart 1876 Diyarbakır - ö. 25 Ekim 1924 İstanbul)
Ziya Gökalp, 23 Mart 1876 yılında Diyarbakır’da doğmuştur. Kendisine babası Vilayet Evrak Memuru Mehmet Tevfik Efendi'nin (1851–1890) isteği üzerine Mehmet Ziya adı verilmiştir. Annesi Zeliha Hanım’dır (1856–1923).
Bilinen en eski ceddi, Diyarbekir’in kuzeydoğusundaki Çermik sancağı eşrafından olup XVIII. yüzyıl ortalarında Diyarbekir’e yerleşmiş olan Hacı Ali Ağa’dır. Gökalp’in babası, Diyarbekir vilâyet evrak müdürlüğü ve nüfus nâzırlığında bulunan Tevfik Efendi, annesi Diyarbekirli Piriççizâdeler’den Zeliha Hanım’dır. Tevfik Efendi’nin dedesi Hacı Hüseyin Sâbir’in Diyarbekir’de müftülük görevinde bulunmasından dolayı aile Müftüzâdeler diye anılmıştır.ılköğrenimini 1883 yazında kayıt yaptırdığı Mercimekörtmesi Mahalle Mektebi’nde tamamlamıştır.
Hürriyetle ilgili ilk fikirlerini ise 1886 yılında girdiği Mektebi Rüştiyei Askeriyye’de (Askeri Lise) hocası Kolağası İsmail Hakkı Bey’den edinmiştir.
1890 yılında amcası Müderris Hacı Hasip Bey’den dersler almaya başlayan Gökalp, 1891 yılında ikinci sınıftan kayıt yaptırarak ıdadii Mülkiye’ye başlamıştır.
1893 yılında öğretmeni Doktor Yogi’den felsefe dersleri, Maarif Müdürlüğü ve ıdadi’de (orta öğretim) tarih öğretmenliği yapan Mehmet Ali Ayni’den ise tarih dersleri almıştır. Ziya Gökalp, Mehmet Ali Ayni’den gördüğü derslerde tarihin nasıl muhakeme edileceğini öğrenmiştir. Fakat ıdadi’nin 7 yıla çıkartılması üzerine Gökalp, buradan ayrılmıştır. Toplumun yaşadığı sıkıntıların üzerinde bıraktığı izlerin yanı sıra ekonomik olanaksızlıklar yüzünden ıstanbul’da öğrenimine devam edememesi ve ailesinin evlilik baskıları gibi nedenler Ziya Gökalp’i bunalıma sürükleyince, 1894 yılında intihar girişiminde bulunmuştur. Hilmi Ziya ülken, Gökalp’in intihar sebebi olarak, Hocası Dr. Yorgi Efendi’den aldığı felsefe eğitimi ile ailesinden aldığı dini muhafazakar eğitim arasında yaşadığı çatışmayı göstermektedir.
İntihar olayından sonra kendini tekrar okumaya ve bilime veren Gökalp, eğitimine devam etme isteğiyle 1895 yılında kardeşi ile birlikte yeniden İstanbul’a gelmiştir. Fakat parası olmadığı için ancak ücretsiz olan Veteriner Mektebine kayıt yaptırabilmiştir. Gökalp, ıstanbul’da bulunduğu bu dönemde Batı kültürünü de tanımaya yönelmiştir. Okulda yasak yayınları okuması ve farklı çıkışları ile dikkati çeken Gökalp, 1899 yılında geçirdiği soruşturmanın ardından ‘yasak kitapları okuma ve zararlı derneklere üye olma' gerekçesiyle cezaevine gönderilmiştir. 12 aylık cezaevi yaşamından sonra, okuldan da uzaklaştırılarak Diyarbakır’a sürülmüştür. 1900 yılında amcası nın kızı ile evlenerek Diyarbakır’a yerleşen Gökalp, küçük memuriyetlerde çalışmaya başlamıştır. Bu dönemde Gökalp, bir taraftan eşinin mal varlığı ile rahat bir hayat yaşamaya başlamış; diğer taraftan ise, el altından hürriyet çalışmalarını sürdürmeye devam etmiştir. 1903 yılından sonra Diyarba kır Ticaret Odası’nda çeşitli görevlerde bulunmuş; bu sırada, Vilayet Gazetesi Başyazarlığı görevini de yürütmüştür. 1905 yılında, halka yaptığı kötü lükler dolayısıyla aşiret reisi ıbrahim Paşa’ya karşı çıkarak halkı ona karşı ayaklandırmıştır.
Ziya Gökalp, 1908’de ıttihat ve Terakki’nin Diyarbakır, Van ve Bitlis heyetlerinin müfettişliğine atanmıştır. 1909 yılında Darülfünun’da hocalık yapmak üzere İstanbul’a gelen Gökalp; orada birkaç ay kalmış, yeterli ücret alamadığı için tekrar Diyarbakır’a dönerek, “Peyman” gazetesini çıkarmaya başlamıştır. 1909 yılının son aylarında ise ıttihat ve Terakki tarafından Selanik’e gönderilmiştir.
Ziya Gökalp, 1912’de ailesi ile birlikte bir kez daha İstanbul’a yerleşmiştir. Bu dönemde, Darülfünun ve Eğitim Fakültesinde Gökalp’in eğitimle ilgili görüşleri kabul edilmiş; ders programları, okutulacak dersler ve kitap lar onun önerileri doğrultusunda kararlaştırılmıştır. Bu dönemden itibarren düşüncelerini ve çalışmalarını Türkçülük etrafında şekillendiren Gökalp, aynı zamanda hayatının en yaratıcı dönemini de yaşamıştır. 1913 ve 1914 yıllarında kendisine teklif edilen Maarif Nazırlığı (Milli Eğitim Bakanlığı) görevini kabul etmemiş, Edebiyat Fakültesinde ictimaiyyat Müderrisliği (Sosyoloji Hocalığı) görevine devam etmiştir. Bu göreviyle birlikte Gökalp, İstanbul Üniversitesi’nde ilk sosyoloji profesörü olmuştur.
Gökalp’in Kızılelma adlı eseri 1914’de yayınlanmıştır. 1917’de “Yeni Mecmua” yayın hayatına başlamıştır. 1918’de ise Türkleşmek, ıslamlaşmak, Muasırlaşmak adlı eseri ile Yeni Hayat isimli şiir kitabını yayınlamıştır.
1919 yılının Ocak ayında, ‘asayişi bozma ve Ermenilere zor kullanma’ iddiasıyla Divanı Harp’te (askeri mahkeme) idam cezası ile yargılanan Gökalp, idam cezası almamış, ancak Malta’ya sürülmüştür. Malta’da çok sıkın tılı bir yaşam süren Gökalp, sürgün döneminde çalışmalarına bir süre ara vermek zorunda kalmıştır. 30 Nisan 1921’de Kars Savaşında esir alınan İngilizlerin karşılığında Malta’da esir Türklerin serbest bırakılması ile birlikte Yurda dönerek Diyarbakır’a yerleşmiştir.
1922’de Muallim Mekteb’inde (Eğitim Fakültesi) felsefe dersleri vermeye başlayan Gökalp, bir taraftan da dergi çıkarma çalışmalarına devam etmiştir. Bu dönemde, Ahmet Ağaoğlu’nun desteği ile “Küçük Mecmua” dergisini çıkarmıştır. Derginin ilk sayısında, tarihi, kültürel, dinsel ve coğrafi birlikte likleri nedeniyle Türkler ve Kürtlerin birbirlerini sevmelerini bir zorunluluk olarak kabul ettiği “Türkler ve Kürtler” adlı makalesini kaleme almıştır
1923 yılında Telif ve Tercüme Encümeni Reisliği’ne (Kültürel Yayınlar Dairesi Müdürlüğü) getirilen Ziya Gökalp; aynı yıl, Türkçülüğün Esasları isimli ünlü eserini yayınlamıştır. 11 Ağustos 1923 tarihinde Diyarbakır’dan Milletvekili seçilen Gökalp; bilimsel, kültürel ve eğitim çalışmalarına ara vermiş gibi görünse de, yine bu dönemde de kültürel ve düşünsel çalışmalarına devam etmiştir. Bu bağlamda, “Yeni Türkiye” dergisini çıkarmış, anayasa nın hazırlanmasına yardım etmiş, Türk Medeniyeti Tarihi’ni tamamlamaya çalışmış ve Türk dili çalışmalarına katkılarda bulunmuştur. Bu süreçte Gökalp, milli edebiyatın geliştirilmesi yönünde de çaba harcamıştır.
Yine, Yeni Türkiye’nin Hedefleri isimli eserini de bu dönemde yayınlamış tır. Hastalandığı dönemde de Türk Medeniyeti Tarihi ve çınaraltı isimli çalış malarını sürdürmüş; hatta tedavi için ıstanbul’a, Maarif Vekâleti’nden (Milli Eğitim Bakanlığı) Türk Medeniyeti Tarihi’nin basımı için aldığı avansla gide bilmiştir. 1924 yılı başlarında rahatsızlanan Gökalp, 25 Ekim 1924 tarihinde vefat etmiştir.
ZİYA GÖKALP'İN ESERLERİ
Ziya Gökalp, 48 yıllık kısa yaşam serüveninde çok sayıda kitap ve makale yayınlamış, bazı gazete ve dergilerin yayımlanmasına öncülük etmiş ve yazılarıyla katkıda bulunmuştur. Onun başlıca eserleri şunlardır: Kızıl Elma, Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak, Yeni Hayat, Altın Işık, Türkçülüğün Esasları, Türk Töresi, Doğru Yol, Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler (Gökalp, bu incelemesini, ıttihat ve Terakki Partisi’nin isteğiyle 1909 yılında yapmıştır. Kitabın sonunda “Diyarbakır, Haziran 1909” notu vardır, ancak çalışma ölümünden sonra yayınlanmıştı) .Ölümünden sonra değişik gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarıyla mektupları ; Türk Medeniyeti Tarihi, Çınaraltı, Fırka Nedir? Ziya Gökalp’ın Neşredilmemiş Yedi Eseri ve Aile Mektupları, Ziya Gökalp’ın Yazarlık Hayatı , Ziya Gökalp Külliyatı (1. Kitap şiirler ve Halk Masalları, 2. Kitap Limni ve Malta Mektupları, Turkish Nationalism and Western Civilization: Selected Essays, (çeviri ve giriş yazısı: Niyazi Berkes) Ziya Gökalp Diyor ki kitaplarında derlenmiştir:
Ziya Gökalp’in yazılarıyla katkıda bulunduğu ya da yayımlanmasına öncülük ettiği dergiler; Yeni Mecmua, Genç Kalemler, Küçük Mecmua, Türk Yurdu, İctimaiyat Mecmuası, İslam Mecmuası, Edebiyat Fakültesi Mecmuası, İlim, Felsefe, Fen Tetebbuatı Mecmuası, Halka Doğru Mecmuası, Muallim Mecmuası, şair Mecmuası ve Milli Tetebbular Mecmuası’dır. Gökalp’in yazılarını yayınladığı başlıca gazeteler ise şunlardır: Dicle, Diyarbakır, şurayı ümmet, Tanin, Pey man, Cumhuriyet, Akşam, Yeni Türkiye, Rumeli, Yeni Gün, Hakimiyeti Milliye ve Donanma. Bunların dışında Gökalp, değişik takma ad ve lakaplar kullandığı yazılar da yayınlamıştır.